"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/71 Esas, 2023/298 Karar
Avukat ...
DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 01.11.2012
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi,... Mahallesi, 176 ada 1 (İfrazen 176 ada 4) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu, taşınmazın gerçek niteliklerine uygun olarak, taşınmazın ve üzerindeki müştemilatın değerinin bilirkişilerce düzeltilmesini ve gerçek değerlerinin tespitini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.12.2013 tarihli ve 2012/614 Esas, 2013/957 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, değerlendirme tarihinden önceki özel amacı olmayan emsal satışlar incelenip karşılaştırma yapılarak değer biçilmesi gerekirken, kesinleşmiş mahkeme kararındaki dava konusu taşınmaz için belirlenen m² birim fiyatı emsal alınarak değer biçilmiştir. 4650 sayılı Kanunla değişik 2952 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında, aynı Kanun'un 25/son maddesi uyarınca mülkiyet idareye tescille geçeceğinden kamulaştırılan ağaçların değerinden enkaz bedelinin indirilmeyeceği düşünülmeden, enkaz bedeli düşülmek suretiyle eksik bedele hükmedilmesi ve kamulaştırma bedeline 02.03.2013 tarihinden karar tarihi 24.12.2013 gününe kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerekirken infazda tereddüt uyandıracak şekilde faiz bitiş tarihinin hükümde açıkca gösterilmemiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 30.04.2019 tarihli ve 2014/1405 Esas, 2019/643 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
A. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre arsa niteliğindeki taşınmaza değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerden ve benzer yüzölçümlü olması, değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması ve kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan, 49 km uzak mesafede, başka bir ilçeden ve 1993 tarihli eski satış somut emsal kabul edilerek değer biçildiğinden, bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bozma öncesi tespit edilen bedele 02.03.2013 tarihinden ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası tespit edilen ve 3'er aylık hesapta nemalandırılmasına karar verilen fark bedele 02.03.2013 tarihinden karar kesinleşinceye kadar faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin 08.12.2023 tarihli ve 2020/71 Esas, 2023/298 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın bedelinin tespitinde emsal taşınmazın hiçbir kritere uymadığını ve idare lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaz bedelinin düşük olduğunu, aynı ilçe sınırları içinde 120 TL/m² birim bedeli takdir edilen taşınmazlar olduğunu emsal taşınmazın uygun olmadığını, yapı bedelinin düşük tespit edildiğini ve davalı taraf lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Bozmaya uyularak karar verilmişse de Hükme esas alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirleyen 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, bu yönteme uyulmadan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/842 Esas sayılı dosya kapsamında dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan aynı yer 170 ada 17 parsel sayılı taşınmaza 01.11.2012 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen metrekare birim bedelini esas almak suretiyle metrekare birim bedeli belirlenmesi hatalıdır.
4. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
5. Ayrıca Mahkemece verilen hüküm bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, tescil yönünden daha önce karar verildiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile temyiz olunan Mahkemenin kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.