Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6154 E. 2025/957 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz nedeniyle açılan davada, davacının müdahalenin men’i ve kâl’inin talep edilip edilmediği ile taşınmazın bedelinin tespiti ve ödenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ıslah dilekçesi ve birleştirilen dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın bedelini esas alarak harcı tamamladığı ve bedel talebinde bulunduğu gözetilerek, 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca yapılan değer tespiti ve davacıya ödenmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/5 Esas, 2024/190 Karar

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVADA DAVACI : ... vekili Avukat ...

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVADA DAVALI : ... Genel Müdürlüğü vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 14.01.2015

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi ve kâl davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmuş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının gerçek bir direnme kararı olmadığından temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Dairece İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; Kırşehir ili, ..., ...Mahallesi 2919 ada 4 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, taşınmaza 19.08.1996 tarihli ve 2945 yevmiye numaralı işlem ile ... Genel Müdürlüğü lehine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 7 nci maddesi uyarınca şerh konulduğunu, bu şerh doğrultusunda taşınmazın ortası sayılabilecek bir alana 31 numaralı trafo binası inşa edildiğini, davaya konu taşınmazda herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığını ileri sürerek taşınmaza davalı ... Genel Müdürlüğü tarafından trafo yapılarak gerçekleştirilen tecavüzün men'ine, tecavüzlü trafo binasının kâl’ine, davalının tecavüzüne kendiliğinden son vermemesi hâlinde kâl bedelinin tahsiline, tapu kaydına konulan şerhin terkinine karar verilmesini talep etmiş, 21.12.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava açılırken harca esas olarak belirlenen ve harcı yatan 20.000,00 TL bedel iken dava konusu hissenin dava tarihi itibarıyla belirlenen bedel farkı olan 72.950,00 TL üzerinden harcının alınarak dava değerini 92.950,00 TL olarak ıslahını talep ettiklerini, bu nedenle bilirkişi raporu doğrultusunda talep sonucunun dava değeri olan 20.000,00 TL’ye ilaveten 72.950,00 TL daha artırarak 92.950,00 TL’ye ıslah ettiklerini, bu bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/26 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla ıslah ile talep edilen bedel dışında kalan 27.276,00 TL 'nin 14.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; müvekkil kurum aleyhine açılan davanın müdahalenin men'i ve kâl davası olduğunu, muhatabın ... Genel Müdürlüğü olmayıp, dava konusu elektrik direklerinin bulunduğu yerde yapım, işletim ve dağıtım faaliyetlerini yürüten MEDAŞ A.Ş olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde elektrik dağıtım faaliyetini, dava konusu taşınmaz üzerindeki enerji nakil hattının yapımı ve işletilmesini ayrı tüzel kişiliği olan MEDAŞ’ın yürüttüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli ve 2017/251 Esas, 2017/928 Karar sayılı kararıyla; davalı tarafından kamulaştırılmaksızın trafo yapılmak sureti ile davacıya ait taşınmaza el atıldığı, 06.10.2017 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre dava konusu taşınmazın niteliği itibari ile arsa olduğu, emsal karşılaştırmasının yapıldığı ve ayrıca dava konusu taşınmaza etki eden değerlerin ayrı ayrı değerlendirildiği, dava konusu taşınmazın Kırşehir'in en işlek yerine yakın olduğu bu nedenle belirlenen bedelin uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 92.950,00 TL bedelin dava tarihi olan 14.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2919 ada 4 nolu parselde 01.08.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda trafo yeri olarak belirtilen 338 m² yönünden davacının tapudaki kaydının iptali ile davalı ... Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2018 tarihli ve 2018/231 Esas, 2018/723 Karar sayılı kararıyla; taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava dilekçesinde meni müdahale ve kal istenilmiş ve dava değeri 20.000 TL olarak gösterilmiş iken 13.07.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın el atılan zemin bedeli 92.500 TL ve taşınmazın yıkım bedeli 6.000 TL ve taşınma bedeli 81.237,03 TL hesaplanmış olup davacı tarafça ıslah dilekçesinde dava değeri 92.500 TL olarak ıslah edilmiştir. Islah dilekçesinde davacı tarafın el atılan taşınmazın bedelini istemediği ve bu hususu istinaf ve temyiz dilekçelerinde açıkça belirttiği gözetildiğinde mahkemece ıslah dilekçesinin yanlış yorumlanması suretiyle zemin bedeline hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesince, Dairemiz bozma kararından sonra yapılan inceleme neticesinde, her ne kadar bozma kararında davacının müdahalenin men’i talebinde bulunduğu, el atılan taşınmazın bedelini istemediğini belirtilmiş ise de ıslah dilekçesi, eldeki dava dosyası ve birleştirilen 2018/26 Esas sayılı dosyada davacının dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafın bedel seçenek hakkını kullanarak el atılan taşınmazın bedelini istediği, yapılan keşif sonrası davalı tarafından el atılan taşınmazın değeri ve el atılan taşınmaz dışında kalan diğer taşınmazda meydana gelecek değer azalışının toplam 120.226,00 TL olduğunun belirtildiği, davacı tarafın ıslah dilekçesi ile toplam 92.950,00 TL talep ettiği, bu nedenle ana dosyada talebine bağlı kalındığı, birleştirilen 2018/26 Esas sayılı dosyada davacının 27.276,00 TL talep ettiği, yukarıda belirtilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere el atılan taşınmazın değeri ve el atılan taşınmaz dışında kalan diğer taşınmazda meydana gelecek değer azalışının toplam 120.226,00 TL olduğunun belirtildiği, bu nedenle birleştirilen dosya yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizce direnme kararının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca 2022/5-52 Esas, 2023/699 Karar sayılı ilâmı ile Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmayıp, bozma kararı sonrası birleştirilen dava ile asıl davanın birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin ıslah dilekçesi ve birleştirilen dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın bedelini esas alarak harcı tamamladığı gözetildiğinde; davanın kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu kabul edilerek 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamış, İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararı yerinde olup dava konusu taşınmazın arta kalan kısımlarının kullanım amacı, yüzölçümü, geometrik şekli ve üzerindeki trafo binasının konumu dikkate alındığında arta kalan kısımındaki değer azalış oranının daha yüksek olması gerekirken %10 değer azalışı uygulanması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; öncelikli talep olan meni müdahale ve kal talebinin dikkate alınması gerektiğini, ıslah işleminin yanlış değerlendirildiğini, asli talebi hakkında karar verilmediğinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; ikinci ıslah dilekçesinin kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, faizin dava ve ıslah tarihinden işletilmesi gerektiğini, taşınmazın değerinin çok yüksek tespit edildiğini, harç ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, müdahalenin meni ve kal istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.