"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/389 Esas, 2024/68 Karar
DAVA TARİHİ : 15.07.2014
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan inceleme sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., 7492 parsel sayılı taşınmazda (müteveffa) müvekkilinin taşınmazda paydaş olduğunu, kamulaştırma işlemi yapılmadan davalı idare tarafından taşınmazın yol, park ve ... alan olarak kullanıldığını, davalı aleyhine Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/467 Esas sayılı dosya ile dava açıldığını, keşif yapılıp alınan raporda fiilen el konulan taşınmazın metrekare fiyatının 2012 Eylül ayı itibarıyla, 1.945,00 TL olarak belirlendiğini, toplam taşınmaz bedelinin 189.345,75 TL olarak tespit edildiğini; ancak dava takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verildiğini, taşınmazın diğer hissedarları tarafından açılan davaların kesinleştiğini, usul ekonomisi yönünden tespit edilen bedel üzerinden davanın kabul edilmesi gerektiğini, davalı ile uzlaşmaya gitmeyeceklerini ileri sürerek, şimdilik 189.345,75 TL'nin ilk dava tarihi olan 06.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.04.2015 tarihli ve 2014/370 Esas, 2015/134 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.04.2015 tarihli ve 2014/370 Esas, 2015/134 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın yapılan imar uygulaması ile 27446 ada 5 parsel sayılı taşınmaza şuyulandırıldığı, bu parsel yönünden kamulaştırmasız el atma olgusunun araştırılması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 23.03.2021 tarihli ve 2019/383 Esas, 2021/90 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 23.03.2021 tarihli ve 2019/383 Esas, 2021/90 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma gereğinin yerine getirilmediği, dava konusu taşınmazın yapılan yeni imar uygulaması ile 80166 ada 5 parsel sayılı taşınmaza şuyulandırıldığı, bu parsel yönünden kamulaştırmasız el atma olgusunun araştırılması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma kararına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın plansız alanda kaldığını, plan değişikliğinin idare mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, dava konusu alanı kapsayan parselasyon planının 20.05.2021 tarihinde ve 06.12.2021 tarihinde onaylandığını, parselasyon planlarına yönelik iptal kararı olmadığını, geri dönüş işlemlerinin tapuda bu nedenle yapılmadığını, ilk dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, eldeki dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, 7492 parselin tapu kaydı kapandığından kararın tapuda infazının mümkün olmadığını, davacının payının 80166 ada 3 parselde tescilli olduğunu, fiili el atmanın olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadi Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas,1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:"..."usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihindeki ilk toplantıda ittifakla karar verildi."
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulün yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ..." karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazın yargılama sürecinde müteaddit kez imar uygulamasına tabi tutulduğu, en son davacının payının 58 m² olarak 80166 ada 3 parsele şuyulandırıldığı ve tapuda da tescil edildiği, alınan bilirkişi kurulu raporuna göre bu parselde park inşa edildiği, bu sebeple kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından davacının payına düşen bedelin dava tarihi itibarıyla belirlenen metrekare bedeli üzerinden hesaplanarak davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Davacı taraf dava dilekçesinde her ne kadar aynı taraflar arasında görülen ve işlemden kaldırılan dosyada düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda belirlenen bedeli ve o davanın dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş ise de dava tarihi itibarıyla belirlenen metrekare değeri üzerinden hüküm kurulduğundan dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
5. Güncel tapu kaydına göre davacının payının iptaline ve idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken kapanmış olan tapu kaydı üzerinden infazı kabil olmayacak şekilde tescil hükmü kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının
a) (1) numaralı bendinin ikinci paragrafından "06/09/2012" tarihinin çıkarılması, yerine 15.07.2014 tarihinin yazılması,
b) (1) numaralı bendinin üçüncü paragrafından "7492 parselde davacı adına kayıtlı 27/11200 hisseye karşılık gelen 9735 m2'nin" ibaresinin çıkarılması, yerine "80166 ada 3 nolu parselde davacı adına kayıtlı 29/14000 hissenin (58 m2) " ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.