"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/657 Esas, 2023/1105 Karar
DAVA TARİHİ: 07.04.2016
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/226 Esas, 2020/326 Karar
Taraflar arasındaki başkası adına tapulu taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhtesat bedelinin tahsili ile uğranılan zararın tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalının mülkiyetinde bulunan Mersin ili, ... ilçesi, ... köyü 1248 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın maliki olduğunu, taşınmaz üzerindeki muhdesatın cinsi, yaşı ve miktarını Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/34 D.İş sayılı dosyası ile tespit ettirdiklerini, kamulaştırma yapılmaksızın sözü edilen muhdesata davalı tarafından fiilen el atıldığını belirterek, kamulaştırmasız el atılan muhdesat bedelinin, yapılan masrafların ve uğranılan zararın davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Organize Sanayi Bölgelerinin 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'na göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi olduğunu 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerinin uygulanmasının mümkün olamayacağını, taşınmazdaki tüm kullanıcılara ihtar gönderilerek taşınabilir tüm eşyaların alınmasının talep edildiğini, buna göre enkaz bedeli de talep edilemeyeceğini, ağaçların yaşı itibarıyla tescil tarihinden sonra dikilmiş olduğunun belirlendiğini, davacının taşınabilir eşyalarının bedelininin talep edemeyeceğini kabul anlamına gelmemekle birlikte sadece enkaz bedeli yönüyle davanın incelenebileceğinin kendi iddialarına göre davacının ilerine el atıldığında daha fazla tazminat elde edebilmek amacıyla gelişigüzel ağaç dikmiş olduğunu, bilirkişi tespit raporunda yer alan imar ihya ve damlama sulama sistemi bedellerinin gerçekçi bedellerle yeniden hesaplanmasını, ağaçların sadece enkaz bedelinin hesaplanmasını, davacının işgal ettiği bölümde gerçekten tarım yapılıp yapılmadığının incelenmesin, işgalcilerin daha fazla tazminat almak için meyve ağaçlarını diktiklerini, dolayısıyla davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretini davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, Mahkemenin güncel içtihatları göz ardı ederek yasal faiz uygulanmasına karar vermesinin davacının gerçekte meydana gelen zararının karşılanmamasına neden olduğunu, davanın esas itibarıyla kamu düzenine ilişkin olduğunu belirterek Mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle;yerel mahkeme kararının yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla çeliştiğini, davacıların ikinci kez yapılan ıslahın dikkate alınarak ikinci ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacıların özel mülkiyete konu ve kendisine ait olmayan taşınmaz üzerine ağaç dikmesi, imar ihya yapması ve damlama sulama sistemi kurmasının tamamen kötü niyetli olduğunu, kendisinin iyi niyetli bir şekilde taşınmaza zilyet olduğuna dair dosya kapsamında hiçbir delil olmadığını, dava konusu muhtesatın bulunduğu taşınmazın, evveliyatından beri Maliye Hazinesi adına tapuda kayıtlı olduğunu, söz konusu kaim değer hesabı yapılırken ağaçların kapama meyve bahçesi olduğu tespit edilemediğini belirterek Mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların kamulaştırmasız olarak el atılan taşınmazdaki ağaçların 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi çerçevesinde takdir olunan bedelinin talep edilebileceği, davacıların zilyedi bulunduğu fen bilirkişisi krokisinde gösterilen taşınmaz üzerinde ayrı ayrı karışık verime oturmuş kapama meyve bahçesi olarak kullanıldığı bilirkişi raporları ve tanık beyanları ile tespit edildiğinden, ağaçların yaşlarına göre tespit edilecek verim miktarları ve değerlendirme tarihi olan 2016 yılı kilogram satış fiyatı ve üretim masraflarına göre tespit edilecek net gelir esas alınarak %4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanmak suretiyle belirlenecek kapama meyve bahçesi değerinden, bu bölümlerin zeminine ekilebilecek sulu tarım münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle ağaç bedellerinin (kaim değer) tespit edilerek davacıların isteyebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği kabul edilerek tespit edilen bedelde isabetsizlik görülmediği, ancak, 26.11.2022 tarihinde yürürlüğe giren ve 2942 sayılı Kanun'a 7421 sayılı Kanun'la eklenen Ek 4 üncü Madde gereği bu kanuna tabi davalarda alınması gereken harçların maktu olarak alınacağı düzenlendiğinden alınan nispi harçların maktu olarak düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı ile davalı kurum arasında kamulaştırmasız el atılan muhdesatın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 22.03.1976 tarihli ve 1976/1 Esas, 1976/1 Karar sayılı kararı ile “... dava açılmadan önce yapılan delillerin tespiti giderlerinin müddeabihe ilâve edilmesi imkâm bulunmayan, HUMK'un 413-426 ncı maddeleriyle düzenlenen dava giderlerinden sayılması gerekmiştir.”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmaza net meyve geliri esas alınarak değer biçildikten ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine göre biçilen değer düşüldükten sonra muhdesat bedelinin tespit edilerek davalı kurumdan tahsiline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Buna karşın, 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü maddenin üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın muhtesat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında ve harca ilişkin hükümlerin resen gözetilmesi gerektiği de dikkate alındığında nispi harca hükmedilmesi gerekirken maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) ve (3) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54.468,07 TL harçtan, peşin alınan 170,78 TL peşin harç ile 4.150,00 TL tamamlama harcı ve 10.154,00 TL tamamlama harcı toplamı 14.474,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 39.993,29 TL harcın, kaldırma kararı öncesi verilen kararla davalıdan tahsiline karar verilen ve harç tahsil müzekkeresi yazılan 9.673,11 TL harcın mahsubu ile 30.320,18 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, davacılar tarafından yatırılan 14.474,78 TL harcın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalıdan aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.