"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/32 Esas, 2024/274 Karar
DAVA TARİHİ : 27.05.2013
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ...ilçesi, ... Mahallesi, 1333 ve 1381 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini, yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.05.2014 tarihli ve 2013/455 Esas, 2014/410 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 29.05.2014 tarihli ve 2013/455 Esas, 2014/410 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ancak alınan raporun ve yapılan incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı, dava konusu ... köyü 1333 ve 1381 parsel sayılı taşınmazların değerlendirme tarihi olan 27.05.2013 tarihi itibarıyla ...Organize Sanayi Bölgesi 1/5000 ölçekli ... planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde olup olmadığı KOSBİ'den sorulduktan; dosya kapsamında bulunan ...Belediye Başkanlığı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve KOSBİ yazıları arasındaki dava konusu taşınmazların imar durumuna ilişkin çelişki giderildikten sonra, dava konusu taşınmazların kısmen ya da tamamen değerlendirme tarihi olan 27.05.2013 tarihi itibarıyla düzenlenen imar planı içinde olması halinde ya da Belediye Başkanlığı yazısına göre arsa vasıflarına haiz olması halinde; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabul ile; 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde bir inceleme yapılmadan taşınmaza arazi olarak değer belirleyen, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazların değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazların kısmen ya da tamamen değerlendirme tarihi olan 27.05.2013 tarihi itibarıyla düzenlenen imar planı içinde olmaması halinde; dava konusu taşınmazların arazi niteliğinde olduğunun kabulü ile; kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın %6 olarak kabulü ile az bedel tespiti, dava konusu taşınmazların konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun % 300 oranında olacağı gözetilmeden, daha yüksek objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre fazla bedel tespiti, dava konusu taşınmazların kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan bölümünde herhangi bir değer kaybı olmayacağı gözetilmeden, kalan alanın bir kısmı için değer azalışı hesaplayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi, tespit edilen bedele dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin dolduğu tarihi takip eden 28.09.2014 gününden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiği halde, faiz başlangıç ve bitiş tarihleri hüküm fıkrasında açıkça gösterilemeyerek infazda tereddüte yol açılması doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 20.09.2021 tarihli ve 2019/436 Esas, 2021/952 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 20.09.2021 tarihli ve 2019/436 Esas, 2021/952 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma sonrası oluşan fark bedelin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen usulüne uygun yasal süreler içerisinde bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de dosyaya sunulan 10.12.2021 tarihli banka dekontuna göre davacı idarenin karar tarihinden sonra depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından; davanın esası hakkındaki beyanlarında sorularak ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bedelin fahiş olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 27.03.2024 tarihli duruşmada davanın esasına girilmesini kabul etmediklerini beyan etmelerine rağmen mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, bedelin çok düşük olduğunu, kamulaştırma bedeline enflasyon nedeniyle güncelleme yapılması gerektiğini, yasal faiz uygulanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Bozma sonrası 27.03.2024 tarihli duruşmada davalı vekili davanın esasına girilmesini kabul etmediklerini beyan etmiş olup davalı vekilinin beyanı gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.