"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1243 Esas, 2023/1919 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/744 Esas, 2022/106 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Kahramanmaraş Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, ... ilçesi,...Mahallesi 817 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın Kahramanmaraş Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; tapu maliki olarak aynı isimde iki kişinin ... ismiyle tapuda malik olması sehven karışıklığa sebebiyet verdiğini, müvekkili ...'in T.C. kimlik numarasının 49960084842 olduğunu, davacı tarafından teklif edilen bedelin eksik hatalı verilerle eksik belirlendiğini, değerin taşınmazın konumuna ve vasfına göre tespit edilmediğini, taşınmazın gerçek değerinin tespitini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Kahramanmaraş Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedelinin çok yüksek hesaplandığını, ... Genel Müdürlüğü tarafından Çınarlı,...ve Fituşağı Mahallesi sınırları içerisinde yapılan kamulaştırma işleminde parsellerin metrekare değerinin 12,20 TL ve 14,64 TL olarak belirlendiğini, emsal olarak alınan taşınmazın metrekare birim değerinin bilirkişi raporlarında belirlenen metrekare birim değerinden çok daha düşük olduğunu, ikinci ürün olarak esas alınan kırmızı biber ve hıyar ekimine dair dosyaya delil sunulmadığını, objektif değer artış oranının hatalı olarak belirlendiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, objektif değer artış oranının yüksek uygulanması gerektiğini, taşınmazın bulunduğu konum ve içerisinde fabrika binası olması nedeniyle diğer taşınmazlara göre üstün özelliklerinin bulunduğunu, münavebeye dahil edilmiş ikinci ürün olan hıyar ürününün birim fiyatının düşük, masraflarının yüksek belirlenerek hesaplama yapıldığını, taşınmazın gerçek değerinin tespiti gerektiğini ileri sürmüştür.
3. Davalı ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın değerine etki eden tüm faktörlerin gözetilmediğini, raporlara itirazlarının yeterince dikkate alınmadığını, objektif değer artış oranının da yeterli bir şekilde saptanamadığını, taşınmaz üzerindeki yapıların taşınmazın bedeline etkisinin gözetilmediğini ve taşınmazın gerçek değerinin oldukça altında kamulaştırma bedeli tespit edildiğini, irtifak hakkı bedelinin de yüksek hesaplandığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğünün 2020 yılı verilerine göre ve sulanabilir tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza net gelirine göre değer biçilmesinin ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen taşınmaz özellikleri dikkate alınarak %100 oranında objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olduğu, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların bedelinin hesaplaması yapılırken dava tarihinin baz alınması, dava konusu edilen muhdesatlardan yapılar ile ilgili bedel hesaplanırken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2020 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ fiyatlarından faydalanılması, yapılar için yaş ve niteliklerine göre uygun yıpranma oranlarının uygulanması, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların bedeli hesaplanırken ise Gıda, Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün ağaç değerleri tablosundan yararlanılması ve buna göre muhdesatların değerinin belirlenmesinde ve davaya konu taşınmaz bakımından dava tarihi olan 2020 tarihi itibarıyla ve netice olarak arazi metrekare birim değeri olarak 161,62 TL'nin tespit edilip ve bu değer üzerinden toplam kamulaştırma bedelinden davalının hissesine düşen bedelin hesaplanması, dava konusu taşınmazda davalı adına olan payın iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi uygun bulunmuş, davacı idare vekilinin ve davalı vekillerinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalıl ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince faiz başlangıç tarihi ve uygulanan faiz oranı konusunda da kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalıl ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca faiz konusunda hatalı karar verildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. 01.09.2016 tarihli ve 29818 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (674 sayılı KHK) 35 inci maddesi “3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesine “valiye bağlı olarak” ibaresinden sonra gelmek üzere “kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli” ibaresi eklenmiş, aynı fıkranın ikinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri ile mevcut dördüncü fıkranın ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış...”
4. 10.11.2016 tarihli 6758 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Kahramanmaraş ili, ... ilçesi,...Mahallesi 817 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması uygundur.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında ki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. 10.11.2016 tarihli 6758 sayılı Kanun ile 3152 sayılı Kanun'un 28/A maddesinde yapılan düzenleme ile Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının valiliğe bağlı olarak tüzel kişiliği haiz ve özel bütçeli olduğuna dair yasal hüküm getirildiğinden, davacı idare harca tabi olduğu halde yazılı şekilde harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzeni gereğince yapılan inceleme sonucunda; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik alınan 30,30 TL' nin davacı idareden alınarak Hazineye gelir kaydına,'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
K A R Ş I O Y
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasını gerektirecek şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalılar vekilinin 01.12.2023 tarihli temyiz dilekçesindeki; “Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dikkate alınarak, enflasyon karşısında değer kaybetmeyecek şekilde en yüksek faiz oranı dikkate suretiyle faizle ilgili karar verilmesi gerektiğine” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Sayın çoğunluğun “Düzeltilerek Onama kararına ve 4 No’lu faizle ilgili Değerlendirme görüşüne” açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 03.06.2024