"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1354 Esas, 2023/1225 Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/182 Esas, 2022/137 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu Kocaeli ili, ..., 3412 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapu kaydının kadastro tespitine itiraz davası sonucunda iptal edilerek kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tespit dışı bırakılmasına karar verildiğini, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması nedeniyle özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, bu tür taşınmazlar için şahıslar adına yapılan tescil işlemlerinin yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, muteber bir tapu kaydına dayanılmadığı için tazminat koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın konumu itibarıyla çok değerli olduğunu, değerinin düşük hesaplandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süreler geçtiğinden davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmaz imar uygulamasıyla deniz içinde bırakıldığından tazminat bedelinden Hazinenin değil, Belediyenin sorumlu olduğunu, taşınmazın gerçek değeri üzerinden bedel belirlenmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin yanlış belirlendiğini, tazminat hesabında değerlendirme tarihi olarak hükmün kesinleşme tarihinin esas alınması gerektiğini, gerek dava dilekçesinde gerekse bedel artırım dilekçesinde davacının talebinin tapunun iptal edildiği tarihteki değeri olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak değerlendirilen taşınmazın dava konusu taşınmazdan çok daha iyi bir konumda olduğunu, bu nedenle emsal olarak değerlendirilmesinin yerinde bulunmadığını, dava konusu taşınmaz yapılaşmaya uygun olmadığından arsa olarak değerlendirilemeyeceğini, tapu kaydındaki beyan ve şerhlerin hesaplamada dikkate alınmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde kıyı olmasına rağmen davacının taşınmazın 7162/77777 hissesini tapu siciline güvenerek 22.10.2004 tarihinde satın aldığı, sonrasında Kocaeli Kadastro Mahkemesinin 2010/3 Esas, 2012/58 Karar sayılı kararı ile davaya konu taşınmazın geldisi olan 481 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 292.151 m²lik bölümüne ilişkin kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, anılan hükmün kanun yolundan geçerek 24.02.2014 tarihinde kesinleşmiş olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davaya konu taşınmazın bedelinin tapu sicilinden terkin tarihi olan 12.12.2018 tarihi itibarıyla tespit edilmiş olduğu anlaşıldığı, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesine dayalı tazminat davalarında Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin taşınmazın değeri hesaplanırken tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarihin esas alınmasına yönelik içtihadında değişikliğe giderek talep edilmesi durumunda "dava tarihi" itibarıyla dava konusu taşınmazın değerinin belirlenebileceği yönünde karar verilmiş olduğu ve Mahkemesince yapılan yargılamada bu husus göz önünde bulundurduğu, İlk Derece Mahkemesince dava tarihine göre belirlenen değerin ilk kararda hükmedilen tazminat tutarından fazla olduğu göz önünde bulundurularak; "taleple bağlılık ilkesi" gereğince taşınmazın tapusunun iptal edildiği tarihe göre tazminat hükmedilmesi isabetli bulunduğu, tapunun iptal tarihi itibarıyla arsa vasfında olduğu belirlenen taşınmazın değerinin emsal karşılaştırma yöntemiyle belirlenmiş bulunmasına, bu tarih itibarıyla belirlenen taşınmaz değerinin bölgenin piyasa rayiçlerine uygun bulunmasına, hükmedilen tazminata da aynı tarihten itibaren geçerli olmak üzere faiz işletilmesinin yerinde olmasına göre verilen karar usul ve kanuna uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının dava konusu taşınmazı 22.10.2004 tarihli işlem ile satın aldığı, Kocaeli Kadastro Mahkemesinin 2010/3 Esas, 2012/58 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın geldisi olan 481 ada 1 parselin tespit öncesinde tapu kayıtlarının bulunduğu, ancak 292.151 m²lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tespit dışı bırakılmasına karar verildiği ve kararın temyiz incelemesinden geçerek 29.04.2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 14.05.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Dava konusu arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Dava konusu taşınmazın gerçek bedelinin tespiti için 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince değerlendirme tarihi dava tarihi olarak hesaplanması gerektiği hâlde, temyiz edenin sıfatı dikkate alınarak bu husus bozma konusu yapılmamıştır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.