Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6887 E. 2025/530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davası sonrasında ipoteğin yeniden tesis edilmemesi nedeniyle bankanın uğradığı zararın, tapu sicil memurunun ihmali olduğu iddiasıyla 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletten tazmin edilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu memurunun, mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilen hususları yerine getirmekle yükümlü olduğu, hükmün ötesinde ipoteğin yeniden tesisi gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığı ve dolayısıyla 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen Devletin sorumluluğunun şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3188 Esas, 2024/748 Karar

Avukat ...

DAVA TARİHİ : 02.12.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/359 Esas, 2022/181 Karar

Taraflar arasındaki ipoteğin yeniden tesis edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın, borçlu ...ın borcunu ödememesinden ötürü, borçlu hakkında Mersin 2.İcra Müdürlüğünün 2017/4219 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini ve ipotekli taşınmazın ihale yoluyla satıldığını, ihalenin kesinleşmesiyle, Mersin ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 6345 ada 1 parsel sayılı 2.557,00 m² yüzölçümlü ana taşınmazda kurulu kat ittifakında 1. Kat 20/420 arsa paylı 1 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün davacı banka adına tapuya tescil edildiğini, borçlu tarafından ihalenin kesinleşmesinden sonra ihalenin feshi davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, kararın istinaf edildiğini, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin 2018/2450 Esas, 2019/358 Karar sayılı kararıyla kararın kaldırarak ihalenin feshine karar verildiğini, temyizi üzerine de, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2019/6901 Esas, 2019/10029 Karar sayılı kararıyla hükmün onandığını, akabinde karar sadece ihalenin feshine ilişkin olduğundan ve tapu iptaline dair bir muhteviyat içermediğinden, borçlu Çağlar Yanar hakkında tapu iptali ve tescili davası açıldığını, yapılan yargılama sonrası Mersin 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/10 Esas, 2021/180 Karar sayılı kararında ''Davanın KABULÜ ile Mersin 1 İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/413 Esas, 2018/538 Karar sayılı kararı ile fesholunan ihaleden dolayı Mersin ili ... ilçesi ... mahallesi 6345 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kurulu kat irtifakında 1. Kat 20/420 arsa paylı 1 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı borçlu Çağlar Yanar adına kayıt ve tesciline..'' karar verildiğini, Mahkeme kararı uyarınca taşınmazın müvekkil bankadan tekrar eski malik borçlu Çağlar Yanar adına tescili ile birlikte davacı banka lehine ipotek tesis edilmesi gerekirken ve hatta tescil aşamasında taşınmaz kaydına mevcut ipotek dışında yer alan diğer İcra Müdürlüklerinin haciz şerhlerinin işlenmesi gerekirken, ... Tapu Müdürlüğü tarafından sadece taşınmazın kaydının eski malik adına tescilinin gerçekleştirildiğini, örnek emsal kararlarda aynı nitelikte verilen kararların, infazı sırasında, ilgili tapu müdürlüğünce ipotek ve hacizlerin yeniden tesis edilmiş olduğunu, ... Tapu Müdürlüğünün hatalı eksik işlemi nedeniyle davacı bankanın ipoteğinin işlenmemesinin büyük mağduriyete sebebiyet verdiğini, akabinde borçlu tarafından taşınmazın satıldığını ve devamında ise Vakıf Katılım Bankası A.Ş. lehine ipotek tesis edildiğini, bu nedenle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazlarının bulunduğunu, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekcesini tekrar etmiş ve yapılan işlemle alacağın tehlikeye düştüğünü, ipoteğin paraya çevrilmesi dışında alacağa kavuşma imkanının bulunmadığını, yapılan hatalı işlemle alacağın yok olmasına sebebiyet verilmiş olduğunu, hem dava dışı ...a hem ilgili tapu müdürlüğüne yazılı dilekçe ile başvuru yapıldığını taraflarına ret yazısı verildiğini, dilekçelerin dosya içerisinde bulunmadığını, gönderilmediğini, ekli tapu müdürlüğü cevap yazısında tedbir şerhinin işlendiği bilgisinin verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın tapu kaydı ve daha önce açılmış olan tapu iptali tescil davası incelendiğinde, davacı bankanın dava dışı 3. kişiden alacağı için başlatmış olduğu ipoteğin paraya çevrilmesi sureti ile icra takibi sonucu, dava konusu Mersini ili, ... Mahallesi 6345 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan bağımsız bölümün cebri icra satışı sonucu davacının mülkiyetine geçtiği, sonrasında davacının cebri icra ile kazandığı iş bu taşınmaza ilişkin ihalenin feshine karar verildiğinden taşınmazın tapusunun iptali ile 3. Kişi borçlu adına tesciline karar verilmesi için Mersin 12. Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu 2020/307 Esas, 2021/219 Karar sayılı kararı ''Mersin ili,...Mahallesi 779 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan A blok 5. Kat 9 Nolu bağımsız bölümün davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ...Tarım Ürünleri Hayvancılık Gübre İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti adına tapuya tesciline'' karar verildiği, davacının iş bu ilamı ilgili tapu müdürlüğüne götürerek infazını sağladığı, söz konusu dava dosyasına konu dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davacının açmış olduğu Mersin 12. Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu 2020/307 Esas, 2021/219 Karar sayılı dosyasının tapu iptali ve tescil olduğu, mahkemeninde talep ile bağlı kalarak tapu iptali tescil kararı verdiği, kararı infaz eden ilgili tapu müdürlüğünün ve görevlilerinin görevinin infaza konu ilamın hüküm kısmını birebir uygulamak olup, hükümde yazılandan fazlasını yapmak zorunluluklarının olmadığından bu nedenle davacının zararına sebep olan işlemin tapu müdürlüğü işleminden kaynaklı olmadığı kanaati ile yerel mahkemece verilmiş olan ret kararı yerinde ve doğru olduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince tatmin edici ve hukuki dayanakları ile birlikte inandırıcı bir değerlendirmenin yapılmadığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, kararın içerik itibarıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesine aykırı olduğu hususlarını ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesini ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirme kısmının sonunda, dava dilekçesi ve devamında davacı vekilince örnek olarak gösterilen dava dışı taşınmaz ve bu taşınmazla ilgili tescil davasından bahsedilmiş ise de; gerekçenin diğer kısımlarının dava konusu taşınmazla ilgili olduğu, kararın bu bölümünde, taşınmaza ve tesçil kararına ilişkin olarak sehven hata yapıldığı, içerik itibarıyla gerekçenin dava ile uyumlu olduğu anlaşıldığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet sorumlu ise de somut olayda 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.