Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6889 E. 2025/1930 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kat mülkiyetindeki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının değerleriyle orantılı olmadığı iddiasıyla düzeltilmesi ve tapuya tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, arsa paylarının düzeltilmesini gerektirecek somut ve haklı bir nedenin ortaya konulamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2678 Esas, 2024/746 Karar

DAVA TARİHİ : 26.08.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/863 Esas, 2022/464 Karar

Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul ili, 2789 ada 294 parselde yer alan binanın 2 numaralı dairesini emlakçı aracılığı ile 20.08.2021 tarihinde satın aldığını, sonrasında ise taraflarınca ilgili tapu kütüğü incelendiğinde dava konusu taşınmaz ile birebir aynı özelliklere hatta en süt kat olması sebebiyle soğuk, yağmurlu ve rutubetli olan daireye özgülenen arsa payının, davacının dairesine özgülenen arsa payının iki katı olduğunun fark edildiğini, işbu davanın açılma zaruretinin hasıl olduğunu ve uyuşmazlık konusu bina hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek sonuç olarak söz konusu parselde kain binada yer alan 1, 2, 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlere ait arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerine göre düzeltilerek tapuya tesciline, yargılama giderlerinin davalılar üstüne bırakılarak lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve ... vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyadaki tapu kayıtlarından anlaşılacağı üzere davacının, davanın açıldığı tarihden sadece 6 gün önce 20.08.2021 tarihinde dava konusu arsa payını akrabası olan davalı ...'ten satın aldığını, davalı ...'ün dava konusu yerde kat irtifakının kurulduğu 1996 yılından beri kat maliki olduğunu, gerek kat irtifakının kurulmasında gerekse de yönetim planının oluşturulmasında söz hakkı sahibi bulunduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın açılması için malik olduğu dairelerden birini akrabası olan davacı ile anlaşarak gayrimenkulü muvazaalı olarak davacı akrabasına devrettiğini, bu şekilde kanunu dolanmaya çalışarak huzurdaki kötü niyetli davanın açıldığını, dolayısıyla öncelikle hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olan bu davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (64721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda gerektiğini belirterek netice de haksız ve hukuki dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının söz konusu taşınmazı maddi ihtiyaçlar sebebiyle sattığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 Sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzenini korumayacağını davacının dava dilekçesi ile de sabit olduğu üzere işbu taşınmazı kentsel dönüşüme girdiğinin ve yeniden inşasının yapılacağının bilinciyle satın aldığı, satın alma sebebinin bu dönüşüm sebebiyle kendisine maddi fayda sağlamak olduğu, bu sebeple alınan taşınmaz için düzenlenen arsa payları incelenmeden alınmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu davanın açılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının taşınmazı aldıktan sonra arsa payı üzerinde var olan eşitsizliği öğrendiğini, ana taşınmazda bir birine eşit nitelikte olan taşınmazların arsa payının orantısız olarak hesaplandığını, ortada mutlak bir eşitsizlik durumunun bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın Yerleşik Yargıtay İçtihatları ile örtüşmediğini, alınan bilirkişi raporunda da ana taşınmaz üzerindeki yapılarda arsa payının eşit olmayacak şekilde dağıtıldığının belirlendiğini, binadaki pay dağılımının o tarihteki mülkiyet sahipleri yani müteahhitler tarafından her hangi bir kurala bağlı olmadan keyfi bir şekilde belirlendiğini, arsa payı dağılımındaki esaslı orantısızlık ve bu orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenlerin bilirkişi raporlarında belirtildiğini, yerel mahkeme kararının gerekçe kısmında belirtilen sebeplerin gerekçe olarak kabul edilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kat irtifakına geçiş tarihinde bağımsız bölümlerin değerinde ve arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan veya arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmadığından Mahkemece arsa paylarının düzeltilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekili istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğunu, istinaf taleplerinin incelenmediğini bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia, savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.