Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7812 E. 2025/3424 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili davasında, mahkeme ve icra harçlarının miktarının tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza 1983 yılından sonra el atıldığı ve Anayasa Mahkemesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin ilgili fıkralarını iptal etmesi nedeniyle, davada mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1944 Esas, 2024/1293 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/7 Esas, 2023/378 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ... Mahallesi 62864 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir kısmına davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın istinat duvarı ve kanal yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, arta kalan kısmına ise imar planında rekreasyon alanı olarak ayrılmak suretiyle hukuken el atıldığını, fiilen el atılan kısımda müvekkiline düşen paya Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/83 Esas sayılı dosyasında hükmedildiğini, ancak hukuken el atılan kısma ilişkin davanın tefrik edilerek ayrı bir esas numarası ile kayıt edildiğini, söz konusu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine yeniden açtıklarını belirterek taşınmazın hukuken el atılan kısmına ilişkin bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda olan duvarın dava açılmadan önce adı geçen belediye tarafından kaldırılarak parsel sınırı dışına yeni bir istinat duvarı yapıldığını, dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından fiilen el atılmadığını, taşınmazın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının imar planını onayladığı kamu ortaklık payı parseli olduğunu, imar uygulaması Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılarak onaylandığını, taşınmazın alt kısmında yapılan istinat duvarı uygulamasının gerekçe gösterilerek hissedar davacının payının kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte böyle bir el atma kararı verilecekse sadece el atılan kısma ilişkin karar verilmesi gerektiğini, ayrıca taşınmazın kullanım alanının "Ticari Rekreasyon Alanı" olması sebebiyle kamulaştırma zorunluluğu olmadığını, mülk sahiplerinin imar planı kapsamında yapılaşma hakkına sahip olduğunu, dolayısıyla mülkiyet hakkının belirsiz bir süre kısıtlandığından söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; parselasyon planlarını onaylayan ve bu nedenle sorumlu olan idarenin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğunu, dava konusu taşınmazın alt kısmında eskiden yer alan ancak daha sonra yıkılan atıl durumdaki su kanalı gerekçe gösterilerek kamulaştırmasız el atmanın kabul edilmesinin hatalı olduğunu, el atma kararı verilecekse bile sadece el atılan kısma ilişkin bu kararın verilmesi gerektiğini, taşınmazın tamamının bedeline hükmedilmesinin doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın ticari rekreasyon alanında kaldığını, kamulaştırma zorunluluğunun olmadığını, mülk sahiplerinin imar planı kapsamında yapılaşma hakkı olduğundan hak mahrumiyetine yol açacak şekilde mülkiyet hakkının belirsiz süreyle kısıtlandığından söz edilemeyeceği nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın TOKİ konutlarını kapsayan alan için davalı idare tarafından hazırlanıp Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca onaylanan uygulama imar planında rekreasyon alanı olarak ayrıldığı, taşınmazın sınırına istinat duvarı yapıldığı, istinat duvarının üst kısmında yer alan betonarme su tahliye kanalının parsel içinde olduğu, tahliye kanalı ve beton zeminin davalı TOKİ Başkanlığı tarafından ihale yolu ile yaptırıldığı, bu yönüyle sorumlu idarenin TOKİ Başkanlığı olduğunun anlaşıldığı, taşınmazın arsa niteliğinde kabulü ile emsal karşılaştırması yapılıp vergi değerleri de kıyaslanmak suretiyle değerinin tespit edilerek davalı idareden tahsiline ve taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tesciline dair kararda, dava konusu taşınmazın paydaşı tarafından davalı TOKİ Başkanlığı aleyhine açılan ve Dairenin 2018/1135 Esas sayılı ilamı ile denetiminden geçerek Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2017/34145 Esas, 2019/13645 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen bedel de dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; su tahliye kanalı ile beton zeminin taşınmaz içesinde bulunması suretiyle taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmış olduğu ve bu kısma ilişkin davacının payına düşen bedelin ödendiği anlaşılmakla, imar planında rekreasyon alanı olarak ayrılan ve kısmen el atıldığından plan uygulamasına başlandığı gözetilerek proje bütünlüğü gereği davacının taşınmazdaki tüm payına hükmedilmesi isabetli olup arsa niteliğindeki Ankara ili, ..., ... Mahallesi 62864 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve on üçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir lakım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el alma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesinin gerekmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılması, yerine "Alınması gereken 310.011,27 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 179,90 TL ve ıslah ile alınan 77,500,00 TL olmak üzere toplam 77.679,90 TL'nin mahsubu ile bakiye 232.331,37 TL eksik harcın davalı idareden tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı olan 77.679,90 TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.