Logo

5. Hukuk Dairesi2024/78 E. 2024/6025 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, Hazine'nin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin zamanaşımı, pasif husumet, tazminat miktarının fahişliği ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı yönündeki temyiz itirazlarının yerinde görülmeyerek, usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/372 Esas, 2023/741 Karar

DAVA TARİHİ: 23.02.2015

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait olan...köyü 6818 ada 9 parsel sayılı taşınmazın Samsun Kadastro Mahkemesinin 2002/271 Esas, 2004/101 Karar sayılı kararıyla tapusunun iptaline karar verilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek şimdilik 3.000,00 TL'nin taşınmazın tapusunun iptaline ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın dava tarihinde halen davacı üzerine tapuda kayıtlı olduğunu, bu haliyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kusurlu veya kusursuz sorumluluğunun bulunmadığını, Hazinenin iptal işlemi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren talep edilebileceğini, davacının taleplerinin soyut ve yersiz olduğunu belirterek, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, henüz malik sıfatı taşımayan müvekkili yönünden husumeten reddine, aksi kanaatte olunması halinde esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.02.2016 tarihli ve 2015/87 Esas, 2016/41 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın tespit edilen bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan ) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; tapu kaydının iptaline dair verilen hükmün kesinleştiği 28.10.2005 tarihi ile ıslah tarihi arasında 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davaları için uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ve Hazine ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuş olduğundan, Mahkemece, ilk dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra yapılan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 19.03.2019 tarihli ve 2018/340 Esas, 2019/146 Karar sayılı kararı ile önceki kararda direnilmesine ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 19.03.2019 tarihli ve 2018/340 Esas, 2019/146 Karar sayılı kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda; direnme kararı yerinde olduğundan Mahkemece verilen kararın onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin yukarıda belirtilen ilamına karşı davalı Hazine vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; değerlendirme tarihinden sonraki satışların emsal alınması nedeniyle rapor inandırıcı görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlara uygun inceleme ve araştırma yapılmadığını, zamanaşımı ve pasif hususmet yönünden itirazları olduğunu, tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu 25.07.2017 tarihli, 29.09.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Yaşar Çoban kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, her ne kadar tespit edilen bedel dava tarihine endekslenmek suretiyle bedel belirlenmiş olmakla gelenin sıfatı gözetilerek bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.