"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1722 Esas, 2023/1866 Karar
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/521 Esas, 2021/91 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davada kesinleşen tescil hükmünün infaz edilememesi nedeniyle tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi ile kamu düzeni gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ...ilçesi,...Mahallesi 1377 parsel sayılı taşınmaz için kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat talebi ile İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2004/1008 Esas sayılı davada davalılar adına kayıtlı hisselerin kısmen iptal edilerek müvekkili idare adına tesciline karar verildiğini, kararın 29.01.2009 tarihinde kesinleştiğini ve 119.900,00 TL kamulaştırmasız el atma bedelinin icra yoluyla davalılara ödendiğini, dava konusu taşınmazda 27.06.2012 tarihli ve 8034 sayılı İmar Uygulaması neticesinde kesinleşmiş Mahkeme kararının ilgili tapu müdürlüğünce uygulanmadığını, ancak 07.08.2012 tarihli ve 9777 yevmiye numarası ile şuyulandırılan parsellerin tapu kayıtlarına şerh edildiğini, imar uygulaması sonucu davalı hissedarların edindikleri hisselerden İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1008 Esas sayılı kararı gereği belediye adına tesciline karar verilen hisse oranında hissenin tapu kaydının iptali ile müvekkili idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar Ali Karabulut, ... ve ... aleyhine açılan davaların feragat nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise; dava konusu İstanbul ili, ...ilçesi,...Mahallesi 8936 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, dava konusu İstanbul ili, ...ilçesi,...Mahallesi 8933 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi gerekçesinin anlaşılamadığını, hukuksal dayanağı olmadığını, el atılan alan ile şuyulandırma sonucu davalıya verilen parselin farklı yerlerde olmasının doğal olduğunu, kamulaştırmasız el atma ile davalı ...’ın 288 m² payından 50,92 m² yolun, imar ile oluşan 8933 ada 1 parsel üzerinde ne kadar miktarda devam ettiğinin tespiti için fen bilirkişisinden rapor alınarak sonuca göre tescil kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında görülen ilk davaya konu İstanbul ili, ...ilçesi,...Mahallesi pafta 8938 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması gördüğü ve bu uygulamayla davalı ...'a aynı mahallede bulunan 8933 ada 1 parselle 8936 ada 1 parselde hisse tahsis edildiği, anılan davalının 8936 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini davadan önce satıp devrettiği, 8933 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kök 8938 ada 1 parselle farklı konumda bulunup aralarında mesafe olduğu, bu durumda her iki taşınmaz için hisse devrinin uygun görülmediği, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davacının ödediği bedellerin iadesini isteyebileceği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değil ise de kamu düzeni yönünden yapılan incelemede davacı kurum harçtan muaf olmadığı halde muaf olduğuna karar verilmesi doğru görülmediğinden harç yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan ilk davada dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline ilişkin kararın kesinleştiği, ancak yapılan imar uygulaması nedeniyle tescil hükmünün infaz edilmediği iddiasıyla açılan tapu kaydının iptali ile idare adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun’un 31 inci maddesi.
“Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalı ... yönünden dava konusu İstanbul ili, ...ilçesi,...Mahallesi 8936 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, dava konusu...Mahallesi 8933 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise açılan davanın esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Her ne kadar davalılar Ali Karabulut, ... ve ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de davacı idare vekilinin 18.09.2018 tarihli 1. celsede davaya sadece ...yönünden devam edeceklerini, diğer davalılar hakkındaki davayı takip etmeyeceklerini beyan ettiği, aynı celsede davalı ...’un “davacı davasını takip etmemektedir, benim açımdan davanın iptalini istiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, 14.02.2019 tarihli 2. celsede ise davalılardan ...dışındaki davalılar ile sulh olduklarını beyan ettiği ve aynı celsede davalılar ... ve ...’ın “Biz sulh olduk, benim yönünden davanın reddine karar verilsin” şeklinde beyanda bulundukları, yapılan incelemede de davacı idarenin davadan feragat beyanına rastlanmadığı anlaşılmakla davacı idarenin davalılar Ali Karabulut, ... ve ... yönünden davadan feragat edip etmediği sorulup bu husus açıklığa kavuşturulmalı, davanın takipsiz bırakılmasını talep etmesi halinde ise adı geçen davalıların beyanı alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesine göre hakimin aydınlatma yükümlülüğüne uyulmadan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.