"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 14.12.2021
SAYISI : 2021/73 E., 2021/1397 K.
DAVA TARİHİ : 03.05.2011
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/64 E., 2020/182 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait kooperatif hissesini ve bu hisseye tahsisli bağımsız bölümü 03.05.2004 tarihinde devraldığını, devir sözleşmesi ile ortaklıktan kaynaklı kooperatif borçlarından davalının sorumluluğunun devam edeceğinin hüküm altına alındığını, geçen zaman zarfında dava dışı kooperatif borçları nedeniyle davacının dairesini kaybetme tehdidinin doğduğunu, davalının oluşan davacı zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek, tespit edilecek daire bedeli ile davacının daireye yaptığı masraflar tutarı toplamının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taahhüt belgesinin kapsamını uzun vadeye yayan hatta davalıyı kendisinin yönetici olduğu dönemdeki sorunlara da ortak etmeye yönelik iddialarının haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının talep konusu edilen zarardan ne şekilde sorumlu olduğunun davacı tarafça ortaya konamadığı, davacının davasını ispatlayamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; mahkemece 03.05.2017 tarihli celse ara kararı ile yapılmasına karar verilen ve talimat bilirkişi heyeti raporu ile de hesaplamanın yapılabilmesinin tanzimine bağlı olduğu belirtilen yerel bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın hüküm tesis edildiğini, son celse davalı mazereti değerlendirilmeden ve sözlü yargılama için süre verilmeden karar verildiğini, rapor tanzimine esas teşkil edecek tüm takip ve dava dosyalarının eksiksiz bildirildiğini, taahhütname gereğince davalının davacı zararından sorumlu olduğunu, maliye ve SGK borçları detayının idareden sorularak tespit edilebileceğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı tarafından bir kısım aidat ve kooperatif borçlarına ilişkin ödemelerin yapıldığı, davacının talep ettiği, devredilen daireye ilişkin yapılan masraflara yönelik borçlardan davalının sorumluluğu yönünde taraflar arasında tanzim edilen belgelerde açık bir hüküm bulunmadığı gibi, davacının davalıdan üyelik hakkını devraldıktan sonra kooperatif yönetim kurulunda görev almaya başladığı, dolayısıyla yaklaşık 6 yıl boyunca yönetiminde bulunduğu kooperatifin sair borçlarından dolayı taşınmaza konulan haciz işlemlerinin neye dayandığı, sözleşme öncesinde var olup olmadığı noktasındaki tüm bilgi ve belgelere ulaşacak konumda bulunmasına karşın iddiasını kanıtlayacak mahiyette kooperatife ilişkin bilgi ve belgeleri dosyaya sunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin yaptığı temyiz itirazlarının 14.12.2021 tarihli temyiz başvurusu değerlendirme kararı ile HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesinlikten reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; fazlaya dair hakları saklı tutularak açılan davada temyizin kesinlikten reddi kararının hatalı olduğu ile istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kooperatif ortaklığı ile buna tahsisli bağımsız bölümün devri nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1-14.12.2021 tarihli ek karara ilişkin temyiz itirazları bakımından:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıdan devraldığı bağımsız bölümün değerini ve buraya yaptığı masraf bedelini talep etmiş, fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle dava değerini 10.000,00 TL olarak göstermiş, bağımsız bölüm değeri ve yapılan masrafların bedelinin mahkemece tespiti akabinde dava değerini ıslah edeceğini bildirmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacının davasında bağımsız bölüm bedelinin tahsilini talep ettiği ve fazlaya dair haklarını saklı tutumuş olduğu dikkate alındığında dava değerinin temyizde kesinlik sınırının üzerinde olduğunun kabulü ile dosyanın temyizen incelenmek üzere dairemize gönderilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle başvurunun reddine karar verilmesi doru olmamış, 14.12.2021 tarihli ek kararın kaldırılması gerekmiştir.
2-07.10.2021 tarihli nihai karara ilişkin temyiz itirazları bakımından:
a)Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
b)Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Böge Adliye Mahkemesinin 14.12.2021 tarihli ek kararına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 14.12.2021 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA,
2-Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.