"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1446 E., 2021/1591 K.
...
HÜKÜM : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Tic. Mahk. Sıf)
SAYISI : 2020/355 E., 2021/157 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı iş sahibi arasında otel yapım sözleşmesi bulunduğunu, asıl işin bir kısmı olan cephe kaplama, doğrama ve cam montajı işi için davalı ile taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, dava dışı iş sahibinin ödemeleri aksatması nedeni ile işin akamete uğradığını, müvekkilinin bir süre daha işe devam ettiğini, ancak müvekkilinin konkordato başvurusu nedeni ile davalının ifadan kaçındığını, müvekkiline işten el çektirilmesinden sonra davalının edimlerini iş sahibine karşı yerine getirdiğini, davalı taşeronun edimlerini müvekkiline değil doğrudan iş sahibine karşı yerine getirdiğini ve bu nedenle müvekkilinin davalıya karşı bir iş bedeli borcu bulunmadığını, davalıya iş bedeli olarak verilmiş olan toplamda 400.000,00 TL bedelli 4 adet çek bakımından borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğunun ve müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğinin davacının dava dilekçesindeki beyanları ile kabul edilmiş olduğunu, davacının müvekkilinin sözleşme konusu edimlerine karşı hiçbir eksik, ayıp ve gecikme gibi bir iddiası bulunmadığını, davacının da kabul ettiği üzere edimlerini yerine getiren müvekkilinin iş bedeline hak kazandığını, davacının ödeme yapmaktan kaçmak için çeşitli iddialarda bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yürütülen tahkikat kapsamında ve 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesi uyarınca hâkimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde 23.06.2021 günlü tahkikat duruşmasında davacı vekilinden, davalı tarafın savunmasında yer verdiği şekliyle yapılması gereken işin dava dışı 3. kişiye ifa edilip edilmediği sorulmuş ve davacı vekilince davaya konu çekler karşılığında yapılması gereken işin dava dışı 3. kişiye ifa edilmiş olduğunun beyan edildiği, hâl böyle olunca, taraflar arasında çekişmeli olan husus, davacı vekilinin bu beyanı ile çekişmeli olmaktan çıkmış olduğunu, her ne kadar davacı vekilince davalı ile aralarındaki sözleşmesel ilişki kapsamında ifanın kendi taraflarına yapılmadığı beyan edilmiş ise de esasen taraflar arasındaki sözleşme, ifanın dava dışı 3. kişi olan ... Kaplıcası Temal Tesisleri Turz. Tic. Ltd. Şti.'ye yapılması yönünde olduğundan davalının sözleşmeden doğan yükümlülüğünü bu şekilde yerine getirmesinde akde aykırı bir yan görülmemiş, başka bir deyişle, taraflar arasında akdedildiği ihtilaf konusu olmayan dava dilekçesi ekindeki sözleşme hükümlerine göre davalı, davacının yapımını üstlendiği otel inşaatındaki bir kısım işleri davacı adına ifa ile yükümlü olup (dava dilekçesindeki anlatım da bu yöndedir) ifanın da bu kapsamda yerine getirilmiş olduğu davacı vekilinin 23.06.2021 günlü tahkikat duruşmasındaki beyanından anlaşılması karşısında davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı tarafın 25.10.2019 tarihine kadar taşeronluk sözleşmesi gereğince asıl işe devam ettiğini, ancak davacının konkordato yoluna başvurmasını bahane ederek sonradan edimi yerine getirmekten kaçındığını ve asıl iş sahibi ile anlaşma yaparak bahse konu işleri gördüğünü, davacıya karşı sözleşmenin ifa edilmediğini, asıl iş sahibine ifada bulunulduğunu, davacı nam ve hesabına ifanın yapılmadığını, bu nedenle davalının iş bedelinin tamamına hak kazandığından bahsedilemeyeceğini, bu yönden mahkemece araştırma yapılmadığını, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin duruşma sırasındaki beyanında işin ifa edildiğini beyan ettiği, taraflar arasında TTK 471 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bulunduğu, eser sözleşmesinde karine olarak eserin müteahhit tarafından yapılarak eksiksiz teslim edildiğinin kabulü gerektiği, bunun aksini iddia edenin veya ayıplı yapıldığını iddia edenin iddiasını ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın kendi beyanlarından da anlaşılacağı üzere işin yapıldığının kabul edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin iş yapılmadan sona erdirildiğine dair bir delilin bulunmaması karşısında ve davacının eser 3.kişi adına ad ve hesabı adına yapılmış ise de, bundan doğan zararını 3.kişiden her zaman talep edebileceği anlaşıldığından, mahkemece verilen kararın dosyada mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Dava dışı iş sahibinin müvekkiline ödeme yapmaması üzerine işin akamete uğradığını, ancak müvekkilinin asıl işe devam ettiğini, davalının ise müvekkilinin konkordato yoluna başvurmasını bahane ederek ifadan kaçındığını, asıl işin durdurulmasından sonra müvekkilinin bilgisi dışında iş sahibi ile anlaşarak işleri gördüğünü, davalının alt yüklenicilik sözleşmesinde üstlendiği edimlerini süresi içinde müvekkiline değil, daha sonra müvekkilinden bağımsız olarak iş sahibi ile yaptığı anlaşma uyarınca asıl iş sahibine ifada bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalıya bir iş bedeli borcu bulunmadığını, mahkemece davalı ile dava dışı arasında bir sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, dava dışı iş sahibi ile müvekkili arasındaki dava dosyalarının celp edilmediğini, bu dosyalarda iş sahibinin otelin camlarının takılmadığını beyan ettiğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş bedeli karşılığında verilmiş olan çekler bakımından menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri, İİK 72. maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Sözleşmeler Hukuku'nun en temel ilkelerinden birisi olan sözleşmelerin nispiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin taraflarıdır.
2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, o sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığı kabul edilir.
2.2. Somut olayda; Davacı ile davalı arasında 18.10.2018 tarihli alüminyum cephe sürme doğrama yapımı ve montajı konulu, 738.000,00TL bedelli (el yazısı ile bedelin altına ‘‘82.000,00TL döner kapı ile 820.000,00 TL anlaşılan’’ yazılmıştır) sözleşme imzalanmıştır. Davacı yüklenici, ödemeyi sözleşme tarihinde 120.000,00 TL peşin ve devam eden her ay 123.600,00TL çek ile ödeme yapılacağı kararlaştırılmıştır. Davacı vekili, 01.12.2020 tarihli dava dilekçesinde davalının edimlerini, dava dışı iş sahibine ifa ettiğini yazılı olarak beyan etmiş, 23.06.2021 tarihli celsede yine davacı vekili, ‘‘Dava konusu çekler karşılığında davalı tarafın dava dışı üçüncü kişiye borcu ifa ettiği hususu doğrudur, ’’ beyanında bulunduğu görülmüştür. Bu hali ile taraflar arasındaki sözleşmenin halen ayakta olduğu ve feshedilmediği, davacı tarafından sözleşmedeki edimlerin davalı tarafından yerine getirildiğinin beyan edilmiş olması karşısında, davalının edimlerini davacı ile arasındaki sözleşmeye göre yerine getirmiş olduğu, iş bedelinden sorumluluğunun sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği davacıda olduğu, bu hali ile iş bedeli karşılığında verilmiş olan çekler bakımından menfi tespit isteminin reddinin hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına
Dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
8400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine,
17/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.