Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2021 E. 2023/2059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın varlığı, faiz türü ve başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin niteliği, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/80 E., 2021/1669 K.

...

Vekili Avukat ...

...

HÜKÜM : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/233 E., 2020/191 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile davalı idare arasında Antalya Hafif Raylı Sistem 1. Aşama Danışmanlık ve Kontrollük Hizmet Sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek olarak 8 adet ilave sözleşme yapıldığını, müvekkilinin üzerine düşen edimlerini yerine getirmesine ve alacağın hak edişe bağlanmasına karşın iş bedelinin ödenmediğini, ödenmeyen iş bedellerinin temerrüt faizi ile tahsilini, ek 4 sözleşme ile ek 5 sözleşme arasındaki 2 ay süre ile sözleşme olmaksızın verilen hizmete ilişkin iş bedelinin vekaletsiz iş görme hükümlerine göre tahsilini, işin kesin kabullerinin davalı tarafından yapılmasına, iş deneyim belgesinin davalı tarafından tanzim edilerek müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın müvekkilince ödendiğini ve davanın konusuz kaldığını, dava konusu edilen alacağın zaman aşımına uğradığını, Sayıştay incelemesi nedeni ile bloke edilen davacının 539.622,55TL alacağının 085/01/2015 tarihinde ödendiğini, bunun dışında davacının herhangi bir alacağının kalmadığını, ihtar olmaksızın temerrüde düşülemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Davanın kısmen kabulüne, Davacıların, 26.12.2006 tarihli Antalya Hafif Raylı Sistem 1. Aşama Danışmanlık ve Kontrollük Hizmeti Sözleşmesi ve ek sözleşmelere dair hizmet bedeli olarak, ıslahla talep edilen 1.050.687,97 TL. ve işlemiş temerrüt faizi 61.241,77 TL. toplamı 1.111.929,74 TL. alacaktan, dava açıldıktan sonra 08/01/2015 tarihinde davalının yaptığı 539.622,55 TL. kısmi ödemenin mahsubuyla bakiye 572.307,19 TL.ye dava tarihinden itibaren işletilecek T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan faiz oranındaki faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davalının, dava tarihinden sonra davacılara yaptığı kısmi ödeme olan 539.622,55 TL. miktarınca, konusuz kalan bu kısım hakkında Karar Verilmesine Yer olmadığına, Antalya Hafif Raylı Sistem 1. Aşama Danışmanlık ve Kontrollük Hizmeti Sözleşmesi ve eki EK-4 sözleşme bitimiyle EK-5 sözleşmesi arasında davacıların 2 ay süreyle yaptığı, vekaletsiz işgörme niteliğindeki hizmet rayiç bedeli olarak 160.000,00 TL.nin, 10.000,00 TL.sine dava tarihinden ve 150.000,00 TL.sine ıslah tarihinden işletilecek T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan faiz oranındaki faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davacıların, Antalya Hafif Raylı Sistem 1. Aşama Danışmanlık ve Kontrollük Hizmeti Sözleşmesi ve ek sözleşmelere dair iş kabulünün, davalı ... tarafından yapılması (yapma borcu) ve ayrıca davacılara iş bitirme belgesi verilmesi (verme borcu) taleplerinin, bu taleplerin nitelikleri gereği idari makamlarca idari işlemle değerlendirilebileceği; konu taleplerin yargısal hükümle karara bağlanamayacağı nedenleriyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; söz konusu davanın tümüyle konusuz kaldığını, söz konusu davaya konu edilen işin kesin kabulünün yapılmadığını ve alacağın muaccel hale gelmediğini, ancak, davacının iddiası doğrultusunda aksi düşünülecek olursa söz konusu davanın zamanında açılmadığını, bu nedenle talebin zamanaşımına uğradığını, davaya konu hizmet sözleşmesinin 26.12.2006 tarihinde imzalandığını ve 880 günlük sözleşme süresinin iş bitim tarihi olan 14.06.2009 tarihinden önce 25.05.2009 tarihinde sona erdiğini, raylı sistemin geçici kabul aşamasına kadar yapılması gereken işler ve geçici kabul aşamasında idarenin kontrollük ve müşavirlik hizmetlerine ihtiyaç duyulması sebebiyle 28.05.2009- 28.11.2009 tarihleri arasında EK -1 sözleşme 01.12.2009- 30.05.2010 tarihleri arasında EK 2 sözleşme, 01.06.2010-30.11.2010 tarihleri arasında EK -3 sözleşme, 01.12.2010-.30/05.2011 tarihleri arasında EK -4 sözleşme, 01.08.2011-30.01.2012 tarihleri arasında EK -5 sözleşme, 01.02.2012-30.07.2012 tarihleri arasında EK -6 sözleşme olmak üzere 6 adet ek sözleşmenin her birinin bedeli 2006 yılında imzalanan ana sözleşme baz alınarak 513.000,00 TL olarak belirlendiğini, raylı sistem sözleşmesinin 17/2 maddesinde;" Kesin kabul muayeneleri, kesin kabul şartlarının tam olarak yerine getirilip getirilmediğinin incelenmesinden ibaret olacaktır." denildiğini, misal 2012 tarihi itibariyle sistem yararlığının sağlandığı görülerek sistemin kesin kabul işlemleri için komisyon oluşturularak muayene işlemlerine başlanabilecek aşamaya gelindiğini, kesin kabul muayenelerinin de 3-4 ay süreceği düşünüldüğünde kesin kabul işleminin tamamlama süresince de müşavirlik hizmetlerine ihtiyaç duyulduğundan 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 20/k maddesi doğrultusunda 01.08.2012 tarihinde davacı firma ile 513.000,00 TL bedelli ve 01.12.2013 tarihli 513.000,00 TL bedelli sözleşmeler imzalandığını, ancak Sayıştay denetiminde sürenin yersiz olarak uzatıldığının belirlendiğini, temyiz aşamasında sözlü savunma verme taleplerinin uygun bulunduğunu, bu nedenle davacı firmanın kesin kabul işlemlerinin yapılması taleplerinin hem davacı firma için devam eden Sayıştay sorgusu ve temyiz süreci hem de ... - ...firması ile devam eden hukuki süreç nedeniyle gerçekleştirilemediğini, aynı gerekçeler ile teminat mektuplarınında iade edilemediğini, Sayıştay nezdinde yapılan itirazların olumlu sonuçlanmasının akabinde 08.01.2015 tarihinde davacı tarafa 539.622,55 TL ödeme yapıldığını, bu son ödemeyle birlikte davacı tarafın belediye nezdinde herhangi bir alacağının kalmadığını, davacı tarafça dava konusu edilen işin kesin kabulü yapılmadığından muaccel bir alacaktan söz edilemeyeceğini, davacının taleplerinin neye göre belirlendiğinin ve istendiğinin açık olmadığını, davalı kuruma gönderilen ihtarnamelerin yetkili olmayan kimselere tebliğ edildiğini, bu nedenle belediyenin temerrüte düşürülüp düşürülmediğini, 6098 sayılı TBK'nın 100. maddesi gereğince, öncelikle faiz ve gider borcu muaccel ise alacaklı kabul etmedikçe yapılan tam olmayan ödemenin ana borca mahsup edilemeyeceğini, TBK'nun 84/2 hükmünü, TBK'nun 100/1 hükmüne göre özel(öncelikle uygulanacak) hüküm olarak gören bu görüşe göre söz konusu faiz ve gider alacakları tarafından aynı zamanda kabul edilmiş olmasının gerekeceğini, eğer söz konusu faiz ve gider alacağı uyuşmazlık konusu ise yapılan tam olmayan ödemenin çekişmeli olmayan ana borca mahsup edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davaya konu tespitler yapılırken afaki bir şekilde yasal ve hukuki gerekçeler ile bağdaşmayan değerlendirmeler yapıldığını, davacı firmanın tahakkuk eden alacak miktarlarının tamamının ödendiğini, herhangi bir alacağının kalmadığını, 13.09.2019 tarihindeki vermiş oldukları dilekçesindeki belirmiş oldukları gibi davacı firmaya toplam 4.902.475,84 TL ödeme yapıldığını, bu ödemelere ilişkin 38 adet dekontun dosyaya sunulduğunu, davacının ödemesi gereken 6.771,60 TL vergi ödemesinin 23.07.2010 tarihinde, 6.771,60 TL vergi ödemesinin 03.10.2011 tarihinde davacının cari alacaklarından kesilerek ödeme döneminde vergi dairesine ödendiğini, davacı firmaya yapılan ödemelerin toplamının 4.902.475,84 TL üzerine hak edişlerinden kesilen ve vergi dairesine ödenen toplam 13.543,20 TL eklendiğinde davacı firmaya yapılan toplam ödemenin 4.916.019,04 TL olduğunun görüleceğini, 08.08.2014 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmının 2 numaralı maddesinde açıkça ifade edildiği üzere EK -4 sözleşme bitim süresiyle Ek -5 sözleşme arasında iki ay süreyle vekaletsiz iş görme kapsamında yapıldığını iddia ettiği hizmetler nedeniyle bir talebinin olmadığının ve hizmetler nedeniyle yapılmış işler nedeniyle maliyetlerin tespit edilerek bu konuda bir ihtarnamenin davalı idareye gönderdiğine dair bir bilgi veya belgenin bulunmadığını ve bu nedenle iş bu davada bu taleplerinin yerinde olmadığının açıkça ortada olduğunu, davaya konu olup da davacı firmanın fatura kesip hak edişe bağlanıp ödenmeyen bir alacak bulunmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile TBK'nın 146. maddesi gereğince, hizmet sözleşmesinde uygulanması gereken zaman aşımı süresi 10 yıl olup, davada ıslah tarihi itibariyle 10 yıllık süre gerçekleşmediğinden davalı vekilinin zaman aşımı itirazları yerinde görülmediği, davacıların davalı ile yapmış olduğu hizmet sözleşmesi ve ek sözleşmeler nedeniyle vermiş olduğu hizmetlerin bedelini talep etme hakkı olduğu, yapılan Sayıştay soruşturması ve dava konusu olmayan dava dışı yüklenici firma ile yapılan sözleşmenin kesin kabulle sonuçlanmamasının davacıların alacağını talep etme hakkını engellemeyeceği, hükme esas alınan 08.08.2019 tarili bilirkişi heyet raporunda, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde bahsetmiş olduğu 4.902.475,84 TL tutarındaki ödeme ve davacıların ödemesi gereken ancak davalı tarafından vergi dairesine ödenen 13.543,20 TL ödeme nazara alınarak ve bu miktar ilave edilerek davalının yaptığı toplam ödemenin 4.916.019,04 TL kabul edilerek rapor düzenlendiği, dava devam ederken 08.01.2015 tarihinde ödenen 539.622,55 TL'nin bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında nazara alındığı, 26.12.2006 tarihli sözleşme bedelinin 2.477.400,00 TL olduğu, imzalanan ek sözleşmelerin her birinin bedelinin 513.000,00 TL olduğu, davacılar tarafından gönderilen ihtarnameler nazara alındığında (TBK'nun 117.madde) bilirkişiler tarafından BK'nın 100.maddesi nazara alınarak hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, TBK'nun 100.maddesi gereğince yapılan ödemelerin öncelikle faizden düşülmesi gerektiği, bu şekilde yapılan hesaplamaya göre davacıların 1.050.687,97 TL asıl alacak ve 61.241,77 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.111.929,74 TL alacağı kaldığı, bu miktardan yargılama devam ederken 08.01.2015 tarihinde yapılan 539.622,55 TL ödeme düşüldüğünde; 572.307,19 TL alacak kaldığı, mahkemece bu miktara hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, 05.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, EK -4 ve EK -5 sözleşmesi arasında geçen 2 aylık sürede de davacının sözleşme dışı hizmet verdiği, piyasa rayiç değerlerine göre 2 aylık hizmet bedelinin 160.000,00 TL olduğu ve bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, ancak, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; mahkemece hüküm altına alınan toplam 732.307,19 TL(572.307,19+160.000,00=732.307,19 TL) alacak üzerinden alınması gereken harç tutarı 50.023,90 TL olduğu halde 95.969,08 TL harca hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ancak yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; HMK'nun 353/1.b-2 maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi kararının harç yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, faiz türünün ve başlangıç tarihinin doğru belirlenip belirlenmediği hususundadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,

29/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.