"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/665 E., 2022/23 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının inşa ettirdiği 5 katlı binanın plastik kapı ve pencere alüminyum kapı ile cam işlerinin yapılması konusunda sözlü anlaşma olduğunu, bu anlaşma kapsamında 116.134,28 TL bedelli faturaların düzenlenmesine rağmen iş bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; binanın plastik ve alüminyum kapı pencere ve cam işlerinin yapılması için sözlü anlaşma olduğunu, iş bedelinin ödendiğini 67.147,60 TL bedelli 19.11.2012 tarihli fatura konusu işlerin yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.12.2016 tarihli, 2015/252 Esas, 2016/686 Karar sayılı kararı ile; davaya konu olan 19.11.2012 tarihli 67.147,60 TL bedelli faturadaki malların davalıya teslim edildiği ispatlanamadığından, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2017/370 Esas, 2017/1964 Karar ve 08.05.2017 tarihli kararı ile;davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile mahkemece inşaatın yapıldığı yerde talimat yolu ile konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle davacı tanıkları da dinlenmek suretiyle, davacının dayanağı olan faturalardaki işlerin yapılıp yapılmadığı ve faturaların, yapıldığı ileri sürülen işlere uygun olup olmadıkları ile 6098 sayılı TBK'nın 481. maddesi uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli konusunda rapor alınıp dinlenecek ve dinlenen davacı tanıkları beyanları da dikkate alınarak sözleşme kapsamının tayini değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar davacı yararına bozulmuştur.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu imalatların mahallinde incelenmesi sonucunda bilirkişi raporunda belirtilen PVC pencere ve kapı doğramaların, alüminyum kapı, pencere, camekan, giydirme doğramalarının yapıldığının tespit edildiği, yapılan iş bedelinin ise 117.302,09 TL olduğu, davacı tarafın ise bu bedelden düşük olan 116.134,28 TL talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince talep edilen bedelden 50.000 TL miktarın mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 66.134,28 TL nin dava tarihi olan 11/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; mahkemece faturalarla bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için herhangi bir karar verilmediği, montajdan 1 yıl sonra keşide edilen 19.11.2012 tarihli 135234 seri no’lu faturanın uydurma olduğu, itiraz edilmiş ve ticari defterlerde yer almadığı, faturaya istinaden hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası, Türk Borçlar Kanununun 470 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda inceleme yaptırılmış olup, davacı yüklenici tarafından süresi içerisinde bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmamış olmasına göre temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içeresinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,20.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.