"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/20 E., 2021/883 K.
DAVA TARİHİ : 22.09.2014
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda,Yargıtay(Kapatılan) 15.Hukuk Dairesi'nce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekilince tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 21/08/2013 tarihli Manisa ili Akhisar ilçesi Seyit Ahmet Mah. 782. Sok. 2247 Ada 1 no.lu parsel üzerine inşa edilecek Akhisar ... Alışveriş Merkezi projesinin mekanik tesisat yapım işini taşeron olarak davacı şirketin üstlendiğini, sözleşme uyarınca projenin anahtar teslim götürü bedel ile yapılması, işin bedelinin 3.000.000,00 TL + KDV olduğu konusunda mutabakata varıldığını, yapılan işin bedelinin her ayın son günü, yapılan imalatlar için pursantaj usulü hakediş düzenlenmesi, hakedişler karşılığından fatura düzenlenmesi ve fatura bedelinin 60 gün içinde davacıya ödenmesinin hüküm altına alındığını, sözleşmesinin 30.3. maddesinde iş verenin herhangi bir nedenle işe devam etmemesi durumunda, iş verenin taşerona, taşeronun yaptığı masrafları ve ilgili kanunların belirlediği öngörülen sözleşme kârını ödemek zorunda olduğu hükmünün bulunduğunu, sözleşmenin imzasına müteakip 70 gün içerisinde işin bitirilmesi hedefiyle 30/10/2013 tarihinde taahhüt edilen işin yapımına başlandığını, ilk etapta kısmi sıhhi tesisat ve havalandırma tesisatı işlerinin yapıldığını, bunun karşılığında 1. hakedişin düzenlendiğini, bu hakedişe ilişkin 29/08/2013 tarihli 77.089,40 TL faturanın düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, 14/11/2013 tarihinde kısmi olarak 22.500,00 TL'nin ödendiğini, ilk hakedişin düzenlenmesinden sonra yine sıhhi, ısıtma/soğutma, havalandırma ve yangın tesisat işleri, AVM'nin ısıtma ve soğutma gücünü üretecek olan Chiller cihazlarının montaj işlerini yapıp teslim ettiğini, bu işlere karşılık müvekkili tarafından 30/09/2013 tarihli 815.161,70 TL bedelli fatura düzenlenip davalı şirkete gönderildiğini, faturanın davalıya ulaşması sonrası davalı şirket mali işler müdürü tarafından e-posta gönderildiğini, onaylanmamış hakediş tutanaklarına dayanarak kesilecek faturaların kabul görmeyeceğini ancak 1. hakedişe ait faturanın kabul edilip işleme konarak kısmi ödeme yapıldığını, imkânlar dahilinde tüm faturaların en kısa zamanda kapatılacağının belirtildiğini, davalı şirket yetkililerinin faturalar karşılığı bedeli ödememe gerekçelerinin asıl işverenden bu bedelleri tahsil edememiş olmaları olduğunu, sözleşmenin 30.3. maddesi uyarınca davacının masrafları ve sözleşmeden kaynaklı kârın hesabıyla ödenmesi gerektiğini belirterek ifa edilen işlerin toplam bedeli 1.202.773,34 TL alacağın fatura tarihinden sonraki 60. günden itibaren, bu talebin kabul görmemesi halinde dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, mahrum kalınan sözleşme kârının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'lik kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuş, davacı vekili 19/04/2018 tarihli dilekçe ile kar mahrumiyetine ilişkin dava kısmını 189.591,24 TL'ye arttırarak harcını ikmal etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu sözleşmenin 27. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle, yetki itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak da, davacı tarafın yaptığını iddia ettiği imalatlar ve bunların bedellerin gerçeği yansıtmadığını, davacının, yaptığı imalatların ve sahaya sevk ederek müvekkilinden talep ettiği malzeme ve ekipmanın tamamına yakın kısmını sahadan geri almış olmasına rağmen bedellerini müvekkilinden talep ettiğini, müvekkilinin şirketten aldığı ödemeleri düşmediğini belirterek haksız ve dayanaksız davanın esastan da reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25/03/2015 tarihli ve 2014/1208 Esas, 2015/182Karar sayılı kararıyla; kısmen kabul kararı verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay(Kapatılan) 15.Hukuk Dairesi 16.01.2020 tarih 2019/3693 Esas ve 2020/101
karar sayılı ilamında "Davacı alt taşeron, davalı taşerondur. 21.08.2013 tarihli sözleşme ile davacı alt taşeron, teşoronun üstlendiği Akhisar ... Alışveriş Merkezi projesinin mekanik tesisat yapımını üstlenmiştir. Sözleşmede bedel, anahtar teslimi götürü bedel olup 3.000.000,00 TL + KDV’dir. Davalı taşeron tarafından dava dışı yüklenici ve iş sahibinden tahsilat yapılamaması sebebiyle davacıya bir kısım ödemelerin yapılmadığı ve ödeme yapılmayacağının bildirilerek durdurulduğu anlaşılmaktadır.
Bedel götürü olarak kararlaştırıldığından kural olarak taşeron-yüklenici işi kararlaştırılan bedelle yapmak zorunda olup TBK’nın 480. maddesindeki uyarlama koşullarının bulunmaması halinde bedelin artırılması veya uyarlanmasını istemesi mümkün olmadığı gibi iş sahibi de kararlaştırılan götürü bedeli ödemek zorunda olduğundan daha az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile bedelin indirilmesini istemesi mümkün değildir.
Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında götürü bedelli işlerde hakedilen ve ödenmeyen iş bedeli ile fazla ödeme yapılıp yapılmadığının eksik ve kusurlar dikkate alınıp düşülmek ve somut olayda iddia edildiği gibi takılan bazı malzeme-makine veya ekipmanların sökülüp götürülmesi halinde bunların da düşülmek suretiyle gerçekleştirilen ve iş alanında kalan imalâtın, sözleşme ile üstlenilen işin tamamına göre fiziki gerçekleşme oranının belirlenip hak edilen iş bedelinin tespit edildikten sonra kanıtlanan ödemeler mahsup edilmek suretiyle hesaplanacağı kabul edilmektedir.
Taraflar arasında imzalanan 21.08.2013 tarihli sözleşmenin 30.3. maddesinde işverenin herhangi bir nedenle işe devam etmemesi durumunda işverenin taşerona, taşeronun yaptığı masrafları ve ilgili kanunların belirlediği öngörülen sözleşme kârını ödemek zorunda olduğu kararlaştırılmıştır. Sözleşmede ödenecek kâr kaybının nasıl hesaplanacağı gösterilmemiş, "kanunların belirlediği ön görülen" denilmek suretiyle hesaplamayı genel hükümlere bırakmıştır.
Bu durumda mahkemece HMK’nın 281/3. maddesi hükmünce yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan, dosyadaki mevcut delil, tutanak, belge ve bulgulara göre az yukarıda ifade edilen götürü bedelli işlerde fiziki oran yöntemine (fiziki oranın tesbitinde eksik ve kusurlu imalâtlar ve davacı tarafça monte edildiği halde bilahere sökülüp götürülen makinalar düşülmek ve gerçekleştirilen imalât oranına vakî edilmeksizin) davacı alt taşeronun ödenmeyen ve sözleşme kapsamında istemekte haklı oluduğu alacak miktarı ile sözleşmenin 30.3. maddesine göre davalı taşeron işe devam etmeme ve eylemli olarak sözleşmeyi feshetmesinin haklı nedenini kanıtlayamadığından davacının istemekte haklı olduğu kâr kaybı alcağı miktarı konusunda kesinti yöntemine 818 sayılı B.K. nın 356. md. sinin yollaması ile aynı Yasanın 325. maddesi hükmünde öngörülen davacı ait taşeronun sözleşme konusu olup yapılmayan işler nedeniyle mahrum kaldığı kâr, işin geri kalanının yaptırılmaması anında yaptırılmayan iş bedelinin alt taşeronun işin yaptırılmaması sebebiyle tasarruf ettiği malzeme ve işçilik bedelleri ile genel gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek ödenmeyen iş bedeli ve kâr kaybı alacağı yönünden yazılı şekilde hüküm tesisi ve ihbar dilekçesi ihbar edilen dava dışı şirkete tebliğ edilmeksizin davanın sonuçlandırılması doğru olmamış" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava dışı Çiçekdağlı Ltd. Şti.'ne ait Akhisar ... Alışveriş Merkezi projesi kapsamında mekanik ve elektrik tesisat yapım işinin yüklenici dava dışı Kabadayı Ltd. Şti. ne verildiği, ardıdan Çiçekdağlı Ltd. Şti., Kabadayı Tic. Ltd. Şti. ve davalı ile 24.07.2013 tarihinde düzenlenen sözleşme ile söz konusu işin KDV hariç 7.000.000,00 TL bedelle davalı tarafından üstlenildiği, mekanik ve elektrik tesisat yapım işini üstlenen davalı alt taşeronun işin mekanik tesisat yapımına yönelik kısmını 21/08/2013 tarihli sözleşme ile KDV hariç 3.000.000,00 TL anahtar teslimi götürü bedelle davacı şirkete verdiği, götürü bedelli işlerde hak edilen ve ödenmeyen iş bedeli ile fazla ödeme yapılıp yapılmadığının eksik ve kusurlar dikkate alınıp düşülmek ve somut olayda iddia edildiği gibi takılan bazı malzeme - makine veya ekipmanların sökülüp götürülmesi halinde bunların da düşülmek suretiyle gerçekleştirilen ve iş alanında kalan imalatın sözleşme ile üstlenilen işin tamamına göre fiziki gerçekleşme oranının belirlenip hak edilen iş bedelinin tespiti sonrası kanıtlanan ödemelerin mahsubu suretiyle hesaplanacağının Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihat ve uygulamalarından olup, uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda imalat bedeli alacağı bilirkişi heyetinin 17/05/2021 tarihli raporu ile belirlendiği, 06/07/2021 ile 01/11/2021 tarihli ek raporlarında da aynı hususların belirtildiği, toplam imalat bedelinin 813.300,00 TL, KDV'si ile birlikte 959.694,00 TL, sahaya getirilen malzemelerden satışı yapılan makine bedelinin 494.881,06 TL, satılan makineden uğranılan zarar 22.025,69 TL, %40 iskontolu iade edilen malzeme zararı 2.179,20 TL, davacıya yapılan ödemeler 64.445,00 TL olup, bu durumda davacının bakiye imalat bedeli alacağının 424.572,83 TL olduğu anlaşılmakla imalat bedeli alacağına yönelik davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, dava tarihi öncesi itibariyle temerrüt oluşmadığından alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verildiği,
Sözleşme kâr kaybından kaynaklı dava ile ilgili olarak mahkemece yapılan inceleme, uyulan Yargıtay bozma ilamı içeriği, bu doğrultuda yapılan bilirkişi incelemesi ve alınan rapor içeriği, tüm dosya kapsamına göre; kâr kaybının 818 sayılı BK'nın 356.maddesi yollaması ile 325. maddesi ve 6098 sayılı TBK'nın 408 ve 438/II maddesindeki kesinti yöntemine göre hesaplanması gerektiği, buna göre yapılan hesaplamada kâr kaybı alacağının 87.468,00 TL olduğu, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla sözleşme kârından kaynaklı davanın 87.468,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, dava tarihi öncesi itibariyle temerrüt oluşmadığından alacağın 1.000 TL'sine dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, ıslah dilekçesinde ıslah edilen kısımla ilgili faiz talebinde bulunulmadığından faiz işletilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; raporlarda tarafların ticari defterlerinin incelenmeden karar verildiğini, kalan işin yapılmamasından kaynaklı olarak hesaplanan %50 tasarruf oranının fahiş olduğunu, davalının yaptırmış olduğu tespit raporunun dikkate alınmasının doğru olmadığını, davalı ile dava dışı asıl iş sahibi arasındaki sözleşme hükümleri ile davalı ile kendisinin imzaladığı sözleşmeyle kıyaslama yapılarak hesaplama ve hesap yönteminin doğru olmadığını, belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kendisinin dava dışı asıl iş sahibine karşı açmış olduğu alacak davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, bakiye alacaktan düşülen cihaz bedelinin yalış hesaplandığını, bu cihaz dışında iş alanından davacı tarafından sökülüp götürülen başka malzemelerinde bulunduğunu ve davacının kar mahrumiyetini talep edemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan işin işveren tarafından devam ettirilmemesinden kaynaklanan imalat bedeli ve kar kaybı alacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası,
818 sayılı Kanunu'nun 355 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre usul ve kanuna uygun olup, bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan belirleme ve hesaplamaların bozma ilamına uygun olduğu, hükme elverişli ve denetlenebilir olduğu anlaşıldığından taraflar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve davalı vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.