"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/353 E., 2022/183 K.
DAVA TARİHİ : 11.02.2014
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Tic. Mah. Sıf.)
SAYISI : 2014/117 E., 2019/468 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı asil ... ve vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı taşeron vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirket ile 06.05.2011 ve 26.05.2011 tarihli muhtelif türde sokak aydınlatma direklerinin temini ve montajını içeren sözleşmeler imzaladığını, sözleşmede kararlaştırılan edimlerin yerine getirdiğini, usülüne uygun olarak düzenlenen faturaların davalı şirkete ibraz edilmiş olmasına rağmen ödemelerin yapılmaması nedeniyle davalı şirkete ihtar çekildiğini, ihtarnamenin davalıya tebliği üzerine davalı şirketin borcun bir kısmını müvekkiline ait Halkbankası ... Şubesi nezdindeki hesabına yapmış olduğu havale, bir kısmını da çekle ödediğini, bakiye alacak olan 201.508,00 TL'yi ise ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine Malatya 6. İcra Müdürlüğünün 2013/4880 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğundan bahisle, borçlunun itirazının iptali ile takibinin devamına ve icra-inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı icra takibine ilişkin olarak Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/322 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, söz konusu davanın 05.03.2014 tarihinde kesinleştiğini, yani iş bu davanın açıldığı gün olan 11.02.2014 tarihi itibariyle açılmış bir dava bulunduğundan açılan davanın HMK'nın ve İİK'nın hükümleri gereğince derdestlik yününden reddinin gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise işin esasına gelince davacı tarafın edimini yerine getirmediğini, bu nedenle davacı tarafa hiçbir surette borçlarının olmadığını beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2014/117 Esas, 2019/468 Karar ve 17.12.2019 tarihli kararı ile; davacı tarafından davalıya keşide edilen 26/07/2012 tarihli ihtarname tarihine kadar, davacı tarafından yapılan işlerin eksik, kusurlu olduğuna dair bir tutanağın davalı tarafından tutulmadığı, aksine keşide edilen ihtarnameden sonra dahi davacının bakiye alacağına mahsuben davalı tarafından 29/06/2012-09/10/2012 tarihleri arasında 380.000,00 TL ödeme yapıldığı, söz konusu ödemeler yapılırken dahi ihtirazi bir kayıt ileri sürülmediği, yine dosyaya sunulan son iki bilirkişi kurulu raporundan da anlaşılacağı üzere, davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olan ve icra takibine konu edilmiş olan faturalara konu malzemelerin de davalıya teslim edildiği, yine bu hususun da tarafların kabulünde olduğu; 14/02/2012 tarihli tutanaktan sonra da taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği, 1971 adet aydınlatma direğinin montajının yapıldığının ise dava dışı Malatya Büyükşehir Belediyesi ile davalı şirket arasında düzenlenen ve dosyaya sunulan 28.12.2012 tarih ve üç nolu hakediş ile sabit olduğu, 1971 adet direğin montajının başka biri tarafından yapıldığına ilişkin bir belgenin de davalı tarafından dosyaya sunulamadığı, ayrıca taraflar arasında imzalanmış sözleşmeler kapsamında, davacı tarafça davalıya satışı yapılan direklerle ilgili tüm faturaların taraf ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu, yapılan tüm ödemelerin de her iki tarafın da kabulünde olduğu, dolayısı ile davacı tarafından üç adet sözleşme ile üstlenilen edimlerin tamamının yerine getirildiği kabul edildiğinden davacının, davalıdan takibe konu ettiği 24/10/2011 tarih ve 006824 seri no'lu fatura nedeniyle, 106.200,00 TL, 08/12/2011 tarih ve 006837 seri no’lu fatura nedeniyle; 95.308,00 TL olmak üzere toplam 201.508,00 TL alacaklı olduğu, davacının takibe konu ettiği fatura alacağı ve bu alacağa takip tarihine kadar işlemiş faiz toplamının 24.737,01 TL olduğuna kanaat getirilerek, davanın kısmen kabulü ile; takibin 201.508,00 TL asıl alacak, 24.737,01 TL işlemiş faiz ve 100,00 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 226.345,01 TL üzerinden devamına, asıl alacak likit olduğundan ve davalı borçlu itirazlarında haksız bulunduğundan, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davanın derdestlik nedeniyle usulden reddi gerektiği, davacının aydınlatma direklerini teslim ettiği, ancak bir kısmının montajını gerçekleştirmediği, davalının montajı kendisinin yaptığı, davacının faturaları malzeme faturası olarak düzenlediği, bizzat davacının imzası bulunan 14.02.2012 tarihli tutanağa göre 1971 adet elektrik direğinin montajının yapılmadığının sabit olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; derdestliğin, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği, tarafları, dava sebebi ve dava konusu aynı olan bir davanın ikinci kez açılamayacağını ifade ettiği, aynı dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus ileri sürülmese bile re'sen gözetilerek ikinci davanın dava şartı yokluğundan reddedileceği, mahkemece, derdestlik itirazının reddedildiği 18.11.2014 tarihli celseden önce Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/322 Esas sayılı dosyasında verilen hükmün 05.03.2014 tarihinde kesinleştiği ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca giderilebilir bir dava şartı noksanlığının tamamlandığının anlaşılması karşısında derdestlik itirazının reddedilip işin esasına girilmesinde hata bulunmadığı, dava dışı Malatya Büyükşehir Belediyesi ile davalı şirket arasında düzenlenen 28.12.2012 tarihli üç nolu hakediş ile 1971 adet aydınlatma direğinin montajının yapıldığının sabit olduğu, işin yüklenici tarafından yapıldığına ilişkin karine mevcut olup; bu direklerin montajının davalı tarafça ya da davacı dışında başka biri tarafından yapıldığına ilişkin iddianın yani karinenin aksinin davalı tarafça kanıtlanamadığı, dosyaya sunulan 29.08.2019 tarihli bilirkişi kurulu kök ve 22.11.2019 tarihli ek raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davalı tarafça işlemiş faiz ve icra inkar tazminatı yönünden de açıkça istinaf talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirtilen gerekçelerle kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 inci maddesi, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı, 115/2 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2020/353 Esas, 2022/183 Karar ve 10.02.2022 tarihli kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.