"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1648 E., 2022/155 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/510 E., 2021/775 K.
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hakkari-Çukurca devlet yolu çalışmaları sırasında ... köyünde bulunan taşınmazlara su taşıyan su arkının bozulduğunu ve geçen süreye rağmen tahribatının giderilmediği gerekçesiyle 2012/2013 yılları içinde ürün bedellerinden mahrum kalınması ve ağaçların kuruması sonucu uğranıldığı iddia edilen maddi zarara karşılık dava dışı İsmail Kara tarafından dava açıldığını, Van 3. İdare Mahkemesinin 2013/1818 Esas, 2015/778 Karar sayılı ilamı ile davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek, 283.482,98 TL'nin davalı idareye başvuru tarihi olan 25/07/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğini, sözleşme ve şartname hükümleri gereği zarardan yüklenicinin sorumlu olduğunu ileri sürerek; kurum tarafından ödeden 409.270,48 TL tazminat bedelinin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte rücuen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihalenin 2008 yılında yapıldığını, yol çalışmasının tamamlanıp teminatının iade edildiğini, yol projesinin davacı tarafından belirlendiğini, söz konusu su kanalıyla ilgili hiçbir uyarı yapılmadığını, taşınmaz maliklerinin taleplerini davacının dikkate almadığını, davacının soruna kayıtsız kalması nedeniyle söz konusu yere boru döşediğini, davacının bu hususta tutanaklarının da olduğunu, inşaat esnasında davacı tarafından kendisine bir kusur bildiriminde bulunulmadığını, uyarılmadığını, yolu 2009 yılında yaptığını zararın ise daha sonraya ilişkin olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; denetim ve bakım yükümlülüğünün kesin kabulden sonra davalı idareye geçmesi, kesin kabulden sonra ve öncesinde davacı idarenin problemi bilmesine rağmen çözüm üretmemesi, su arkını tamir etmemesi nedeniyle kesin kabulden sonra ortaya çıkan zararla davalı şirketin yaptığı iş arasında illiyet bağının kesilmesi nedeniyle kesin kabulden sonra ortaya çıkan zararlardan davalı şirketin sorumlu tutulması mümkün olmadığı değerlendirilmekle, açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı iş sahibi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlıkta kusur raporunun alınma nedeninin müvekkili kurumun ağır kusurunun veya hilesinin olup olmamasının tespiti olduğunu, müvekkili kurumun ağır kusuru veya hilesinin olmaması durumunda istinaf kararına göre davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin iş yerinin yöneticisi olduğunu sorumluluğun ona ait olduğunu, davanın tamamı reddi durumunda maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında alınan bilirkişi kurulunun raporunda mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler ile sözleşmedeki iş sahibinin sorumluluğu bakımından 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi hükmü değerlendirilmek suretiyle zarar, neden ile tarafların kusur durumlarının saptandığı, davalının kusurunun olmadığı anlaşılmakla davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinin ifası sırasında meydana gelen zararın rücuen tazmini talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu, taraflar arasında imzalı 25.06.2009 ve 14.07.2009 tarihli tutanaklar değerlendirildiğinde, davalı firmanın davacı idarenin talimatlarına harfiyen uyduğu ve görevini yerine getirdiği, işi sözleşmesine ve projesine göre eksiksiz ve hatasız olarak teslim ettiği tespit edildiğinden davalı firmanın bu hususta herhangi bir ihmali veya kusuru olmadığı anlaşıldığından, mahkemece verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.