"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı işsahibi ile dava dışı yüklenici arasında imzalanan Ankara-Haymana 196 adet konut, ticaret merkezi, camii, şadırvan inşaat, ada içi genel altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı sözleşme yapıldığını, ancak dava dışı yüklenicinin inşaatı tamamlayamadan iflas ettiğini, eksik kalan işlerin tamamlanması için kendisi ile sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği üzerine düşen işlerin tamamlandığını ancak bedelinin ödenmediğini, belirterek, bu işlerin karşılığı olarak 10.000,00 TL, mahrum kalınan kar bedeli için 10.000,00 TL, sözleşme dışı imalat bedeli için 10.000,00 TL, şantiye alanından çalınan malzemelerin bedeli için 15.000,00 TL ve hakedişlerden kesilen nakit teminat bedeli için 5.000,00 TL talep ve dava etmiştir.
24.11.2016 tarihli dilekçesi ile eksik ödenen iş bedelini 434.869,73 TL, çalınan malzeme bedelini 225.650,00 TL, sözleşme dışı iş bedelini 168.965,62 TL ve hakedişlerden kesilen nakit teminat bedelini 2.720,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yapılan işlerin bedelinin ve kesilen nakit teminatların davacıya ödendiğini ve fazla yapılan iş olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 27/12/2016 tarih, 2014/61 Esas ve 2016/455 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 02.05.2019 tarih ve 2019/1040 Esas, 2019/2002 Karar sayılı ilamı ile; “her iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulması bozma nedeni olup, mahkemece yeni bilirkişi kurulu oluşturularak, sözleşmenin 9. maddesinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşme ekleri arasında sayıldığı gözetilip, hakedişler de getirtilerek istek kalemleri yönünden, hakedişlere girip girmedikleri saptanıp, itirazlar varsa usulüne uygun olup olmadığı incelenip, sözleşme dışı işler ve metrajlar yönünden itiraza gerek olmadığı değerlendirilerek, şartnamenin 21, 22. maddeleri gözetilmeli, hırsızlık olayıyla ilgili açılmış dava dosyası varsa getirtilip incelenmek suretiyle diğer bilirkişi raporlarının da irdelendiği bir rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Kabule göre de tüm alacağa dava tarihinden faiz yürütülmesine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; yeniden bilirkişi raporu aldırılmış ve davacının taleplerinden demir korkuluk ve harpuşta imalatı bedeli, şantiyeden çalınan malzeme bedeli ve nakit teminat kesintisi üzerinden kabul kararı verilmiş, diğer talepleri yönünden ret kararı verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin faize yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili 24.11.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava dilekçesinde talep ettiği bedel ile aradaki fark olan 782.232,35 TL tutarın faizi ile birlikte tahsili yönüyle ıslah talebinde bulunmakla talebini toplam 832.203,35 TL’ye çıkartmıştır. Mahkemece kısmen kabul kararı ile 397.335,62 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, tüm bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekse de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazının kabulü ile; kararın hüküm bölümünün 1. bendinin hükümden çıkartılarak yerine “27.720,00 TL’nin dava tarihinden, bakiyesi 369.615,62 TL’nin ise ıslah tarihi olan 24.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 29.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.