"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2984 E., 2021/1730 K.
DAVALILAR : 1-... 2-... 3-... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 06.06.2018
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edremit 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük. Mah. Sıf.)
SAYISI : 2018/340 E., 2021/163 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde taraflardan gelen olmadığı anlaşılmakla incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya evrak üzerinde incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılarda ... ile diğer davalılar arasında 19.12.2006 tarihli imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözlşemesine göre yüklenici davalılara 1,3,4 nolu bağımsız bölümlerin isabet ettiğini, yüklenici davalıların arsa sahibi davalı ...’nin de yardımlarıyla 3 nolu daireyi 23.12.2016 tarihinde müvekkiline sattıklarını, inşaatın uzunca bir süre başlamayıp sonra hızlanması üzerine inşaatı ... diye kişinin yaptığını öğrendiklerini, arsa maliki davalının da buna göz yumarak müvekkilinin zararına sebep olduğunu ileri sürerek, 130.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkii ile davalı ... ... arasındaki sözleşme uyarınca ...’in inşaata başladığını, 04.12.2017 tarihinde kat irtifakı kurulduğunu, tapuların arsa maliki olan müvekkili üzerine iken 05.12.2017 tarihinde diğer davalılar tarafından sözleşme konusu 1,3,4 nolu dairelerin tapularının... İşsiz’e verildiğini, müvekkilinin sadece noterde yapılan sözleşmeyi imzaladığını, sonraki işlemlerden haberi olmadığını, ödediği parayı isteyen davacının ödeme yaptığı şahsın diğer davalı ... olduğunu, müvekkili ile davacı arasında sözleşme olmadığını, sözleşme gereği müvekkiine telsim edilmesi gereken dairenin anahtar teslim şeklinde teslim edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılardan ...’'in Edremit 3. Noterliğinin 19.12.2016 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile kendisine ait arsası üzerine diğer davalıların inşaat yapması için anlaştıkları, anlaşmaya göre 1, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin davalı yüklenicilere, 2 numaralı bağımsız bölümün ise davalı ...'ye kalacağının kararlaştırıldığı, anlaşma yapıldıktan sonra inşaatı yapacak olan davalıların 23.12.2016 tarihinde 3 nolu daireyi müvekkili ...'e, 1 nolu daireyi de ...'na adi olarak düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile sattıkları, davacının davalı yüklenici ... ... ile 130.000,00 TL karşılığında anlaştığı, adı geçen davalıların parayı aldığının imzalarıyla sabit olduğu, davacı ile davalı yükleniciler arasındaki sözleşmenin adi yazılı olmasına göre alacağın temliki niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yüklenicinin bedele, başka bir anlatımla sözleşmede kararlaştırılan arsa payı veya bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi için inşaatı sözleşme ve ekleri ile tasdikli proje ve inşaat ruhsatı ile kamu düzeninden olan imar mevzuatı ve yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tamamlayıp, arsa sahiplerine teslim etmesi gerektiği, davalı yüklenici ... ... diğer davalı ... ile imzaladığı resmi nitelikteki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre alacağının oluşabilmesi için taşınmazın belirtildiği şekilde tamamlanması gerektiği, dolayısıyla davacının dava konusu sözleşmeden taşınmazı tescil imkanının bulunmadığı, arsa maliki davalının taşınmazı üzerinde dilediği gibi tasarruf etme imkanı bulunduğu, arsa maliki davalıya diğer davalıların binayı yapıp teslim etme borçlarını yerine getirmediğinden arsa malikinin binanın tamamlanması için üçüncü kişi ...ile anlaşmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı arsa malikinin sorumluluğunun ancak davacı zararına muvazaalı veya kötü niyetle hareket ettiğinin ispat edilmesi halinde mümkün olduğu, dinlenen tanık beyanları ile davacı tarafça sunulan bilgi ve belgelere göre bu durumun ispat edilemediği, davalı arsa sahibi yönünden davacı ile aralarında akdedilmiş başkaca bir sözleşme bulunmadığına göre herhangi bir alacak talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı yüklenici ... ... ile sözleşmede imzası bulunan ... ...'nın davacı ile aralarındaki sözleşmeyi ifa edemediklerinden sebepsiz zenginleştikleri ve kendilerine ödenen 130.000,00 TL'yi geri vermekle yükümlü oldukları, davacının adı geçen davalılar yönünden davasını ispat ettiği gerekçesiyle davalılar ... ... ve ... ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalılar arasındaki sözleşmenin 7.maddesine göre devir yasağının olduğunu, davalı ... kat irtifakı işleminden bir gün sonra tapuyu ve inşaatın yapım işini... İşsiz’e devretmeseydi müvekkilinin mülkiyet hakkını 3 davalıya karşıda ileri sürebileceğini ve hak kaybına uğramamış olacağını, kötüniyetli olmakta kasıt aranmayacağını, zarara ve mağduriyete neden olduğunu savunarak davalı ... hakkında verilen red kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu ve davacının bağımsız bölüm satın aldığı yüklenicinin inşaatı tamamlamadığı daha sonra başka bir müteahhit tarafından inşaatın tamamlandığı, davacıya temlik eden yüklenici edimini tam olarak yerine getirmediği, davacı ile arsa sahibi davalı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davacının arsa sahibi olan davalıdan sözleşme hukuki ilişkisine dayalı olarak bir istekte bulunamayacağı, yüklenici, arsa sahibi ile olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan şahsi hakkını davacıya temlik etmediği gibi yüklenici edimlerini tam olarak yerine getirmediğinden davalı arsa sahibinin davacıya karşı bir sebepsiz zenginleşmesi de bulunmadığı, arsa sahibinin inşaatın mevcut durumuna göre bir sebepsiz zenginleşmesi varsa ancak yüklenici akidine karşı olduğu, bu durumda arsa sahibine husumet yöneltilemeyeceği, davacının ödediği bedeli ancak akidi olan yükleniciden isteyebileceği, yine davacının satışın yapıldığı tarihlerde inşaatın yapım aşamasında olduğunu bilerek ve tamamlanmamış bir daire aldığı, davada da arsa sahibinin davacıya karşı müstakil bir taahhüt altına girdiği iddia ve ispat edilmediği gibi arsa sahibinin davacının zararına diğer davalı ve inşaatı tamamlayan yüklenici ile birlikte hareket ettiği hususunun da ispatlanamadığından davacının arsa malikine karşı doğrudan dava açması mümkün olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davalılar arasındaki sözleşmeye göre inşaatın arsa maliki ... rızası olmadan üçüncü kişiye devrinin yasak olduğunu, davalı yükleniciler ile ... arasında yapılmış bir devir sözleşmesi bulunmadığını, aslında yükleniciler ile... arasında ilişkinin baştan beri olduğunu, ...’ın bir nevi taşeronu olduklarını, tapunun arsa amliki üzerine çıkarıldığını, arsa malikinin zımnen veya açık muvafakati olmasa idi müvekkilinin dairesinin maliki olacağını, ...’nin dairelerin satıldığını bildiği başka başka kişilere satılmasına muvafakat ettiğini, davalıların ve...’ın 2.kez para kazanmasına izin verdiğini, haksız kazanca neden olduğunu, ...’nin de sorumlu olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 97. ve 118. maddeleri, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 30.09.1988 gün ve 1987/12 Esas, 1988/2 Karar sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmeyen davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.