"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/292 E., 2021/1197 K.
HÜKÜM : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı davalı vekili tarafından duruşmasız temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davacı vekili Avukat ... ile temyiz talebinde bulunan davalı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının yüklenici sıfatı ile dava dışı ... ile 20/12/2016 tarihli adi yazılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, inşaat maliyetinin 1.260.000,00 TL olduğunu, davacının toplam yaptığı ödemelerin 192.259,20 TL olduğunu, adi ortaklığa düşen bir villanın 250.000,00 Euro bedelle yaklaşık 462.500,00TL bedele denk gelerek inşaat maliyetleri için satıldığını, davalının ödemeleri ve satılan villa bedelinin mahsubu ile müvekkilini davalıdan 302.620,40 TL alacaklı olduğunu, alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iskanın 2008 yılı sonunda alındığını ve davanın 2 yıllık zaman aşımı süresinde açılmadığını, ayrıntısı belirtilen ödemeler ile müvekkilinin yaptığı ödemelerin kendisine düşen maliyet payından daha fazla olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dosya kapsamına, alınan Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/12 D. İş sayılı dosyası, Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/136 Esas sayılı dosyası, Antalya 1. İcra Dairesinin 2009/4257 Esas sayılı dosyası, Antalya 3. İcra dairesinin 2009/5564 Esas sayılı dosyası, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/229 Esas sayılı dosyası ve banka hesap hareketlerine ilişkin kayıtlar incelenerek buna ilişkin aldırılan hesap bilirkişi ek raporu da bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı tarafça peyderpey bir kısım ödemelerin yapıldığı, bunların tamamının makbuz karşılığı olmasa da davacının kendisine ve yakınına sözleşme sonrası yapıldığı, bir kısmının iş için doğrudan ödeme şeklinde olduğu şöyle ki; bilirkişi incelemesi ile tespit edilen ve mahkemece davaya konu sözleşme nedeniyle yapıldığına kanaat getirilen; davacı ile...'ın banka hesabına ödenen 18.500,00 TL, ... hesabından... hesabına ödenen 10.000,00 TL, ... hesabından davacı ... hesabına ödenen 19.500,00 TL ile davacı tarafça ödendiği kabul edilen 40.000,00 TL ile 7. celsede tanık olarak dinlenilen ... ifadesinden anlaşılan 10.000,00 TL ödemenin de davalı tarafça yapılan ödemeler içerisinde yer alıp mahsubu gerektiği kanaatine varıldığı, yine Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/136 Esas sayılı dosyasından verilen karar doğrultusunda dosya davacısı ...'in, dosya davalısı ...'a aynı sözleşme kapsamındaki işler nedeniyle 83.940,36 TL borçlu olduğu, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/229 Esas sayılı dosyası nedeniyle dosya davacısı ...'in dosya davalısı ...'a aynı sözleşme kapsamındaki işler nedeniyle bilirkişi raporunda her ne kadar 64.522,00 TL olarak yazılmış ise de, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde dosya numarası 2016/671 Esas 2017/283 Karar sayısını almış olup, 47.057,68 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı, bu bedellerin de davalı ödemeleri içerisinde yer alarak mahsuba dahil edilmesi gerektiği, toplamda 228.998,04 TL'nin davalı payına düşen 372.225,00 TL'den düşüldükten sonra davacının geriye kalan 143.226,96 TL kadar daha alacaklı olduğu, davalı tarafından 11/10/2006 tarihinde üzerinde villa inşa edileceği hususunda sözleşmeye konu edilen arsanın satışından bir gün önce davacıya yapılan 106.000,00 TL ödemenin ise arsa bedeli olduğu kabul edildiği, taraflar arasındaki sözleşme gereği bu ödenen bedelinin inşaat maliyetlerine dahil edilmesi gerektiği hususunda anlaşmaya varıldığı yönünde bir ispat bulunmadığından hesaplamalarda davalı yararına mahsuba konu edilemeyeceği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 143.226,96 TL'nin 20/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Ortak olarak satılan villa bedeli olan 250.000 Euro’nun taksitle alındığını ve ödeme günündeki kurların hesapta dikkate alınmaması nedeni ile müvekkilinin fazladan 72.150,00TL inşaat maliyetine katlandığını, ortak villanın satış bedelinin yanlış hesaplanması nedeni ile müvekkilinin alacağının da daha az hesaplandığını, Antalya 4. İcra Müdürlüğünün 2015/3245 sayılı dosyasında davalıya ödeme yapıldığını veAntalya 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/12256 sayılı dosyasında yapılan takibin tahsil aşamasında olduğunu, bilirkişilerce bu dosyalarda belirtilen bedellerin alacaktan mahsup edildiğini, bunun da davalının sorumlu olduğu miktarı değiştirdiğini, mahsup işleminin yanlış olduğunu, müvekkilinin alacağını daha fazla olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili; SGK kayıtlarına göre işin bitim tarihinin 31/08/2008 olduğunu eldeki davanın ise 20/12/2013’te açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, 11/10/2016 tarihinde müvekkilince davacıya gönderilen 106.000,00 Amerikan Doları bedelin, işlemlere başlanması, taşınmazın alımının yapılması ve yapılacak olan inşaat giderlerine katkı için olduğunu, müvekkilinin bu inşaat işi hariç davalı ile hiçbir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle 106.000,00 Amerikan Doları bedelin davacı alacağından mahsubunun gerektiğini, Antalya 1 . İcra Müdürlüğünün 2009/4257 E. sayılı dava dosyasında ödenen bedel dikkate alındığında davacının sorumlu olduğu bedelin 64.522,00TL olmasına rağmen yerel mahkemece rakamın 47.057,68 TL olarak hesap edildiğini ve müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı bedelin daha fazla hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Eldeki davanın tarafları arasındaki adi ortaklık hükümlerine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Her iki taraf arasında yazılı sözleşme bulunmamasına karşın adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Adi ortaklık sözleşmesi mülga 818 sayılı BK'nın 520 ve devamı maddelerinde düzenlemiş olup, BK 521. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmaması halinde hisselerin eşit olduğu kabul edilmelidir. Bu yasal karinenin aksinin kararlaştırıldığını iddia eden tarafça kanıtlanmalıdır.
2.1. Adi ortaklık sona erme sebeplerinin gerçekleşmesiyle birlikte tasfiye aşamasına girer. Buna bağlı olarak, 6098 sayılı Kanun'un 149 uncu maddesi uyarınca ortakların tasfiye alacağını isteme hakkı da muaccel olmuş olur. Bu tasfiye alacağının zamanaşımına uğraması bakımından da sona erme anı belirleyicidir. Somut olayda; davacı ile davalı ve dava dışı arsa maliki arasında imzalanan 20/12/2006 tarihli Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede müteahhitler olarak davacı ve davalı; mal sahibi olarak dava dışı kişi gösterilmiştir. Sözleşmenin konusu 4 adet villanın tamamlanıp teslim edilmesidir.
2.2. Davacı tarafından kuruluş amacına uygun olarak adi ortaklıkça yapıldığı iddia edilen yapı, iskan ruhsatının alındığı tarih itibariyle tamamlanmıştır. Dolayısıyla, davacının varlığını ileri sürdüğü adi ortaklığın, ortaklık amacının gerçekleştiği bu tarihte sona erdiği kabul edilmelidir. Buna göre yerel mahkemece, adi ortaklığın sona erme tarihinin tespit edilerek, davalının zamanaşımı def’i savunması karşısında denetlenebilir bir gerekçe ile değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2.3. Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. “Değerlendirme” bölümünün 2. bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, ilk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA,
3. Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin harcın istek halinde ilgiliye iadesine,
4. 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.