"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/354 E., 2022/402 K.
HÜKÜM : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat ve gayrimenkul sektöründe kentsel dönüşüm konusunda uzmanlık hizmeti verdiğini, bu kapsamda davalı firma ile çalışmaya başladığını ve davalıya kentsel dönüşüm proje geliştirme uzmanı olarak danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, yaptığı iş karşılığı olan bedeli davalıya fatura ettiğini, ancak davalı şirket tarafından faturada belirtilen tutarın tamamının ödenmediğini, davalı tarafın müvekkiline 3 adet faturaya karşılık ödeme yaptığını ancak davalı şirketin 03/06/2013 tarih ve 83606 no.lu 177.000 TL bedelli faturayı ödemediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkili şirkete 03.06.2016 tarihli 7.000 TL bedelli fatura düzenleyerek gönderdiğini, müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmaması nedeniyle bu faturaya süresinde itiraz ederek, Noterden gönderdiği ihtarname ile faturayı davacıya iade ettiğini, faturanın tek taraflı olarak her zaman düzenlenebileceğini, faturanın tek başına alacağı ispata yeterli olmadığını, alacağın varlığının davacı şirket tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davaya konu faturaya karşılık müvekkili şirket tarafından hiçbir hizmet alınmadığını, davacıdan alınan hizmet karşılığı fatura bedellerinin ise müvekkili şirket tarafından ödendiği belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacı şirketin ticari defterlerini incelemeye ibraz etmediği, davalı tarafın ticari defterlerinde, davaya konu faturaların kayıtlı olmadığı, takip tarihi itibariyle davacı şirkete ait cari hesap bakiyesinin bulunmadığı, taraflara arasındaki ticari ikişki kapsamında davalı şirketin davacı şirkete 100.000 TL+ KDV ödemesi yaptığı, davacı şirket tarafından davalıya gönderilen 177.000 TL bedelli faturanın davalı tarafından kabul edilmeyerek ihtarname ile davacıya iade edildiği, davacı şirketin icra takibine konu faturayla ilgili hizmeti davalıya verdiği hususunu ispat edemediği, bu nedenle davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanatine varılararak davanın reddine, davacının icra takibi yapmakla kötü niyeti ispat edilemedğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin üç adet faturayı ödediğini, ancak müvekkilinin hizmeti gereği gibi ifa etmesine rağmen takip konusu fatura bedelini ödemediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında "Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190/1. fıkrasında, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Benzer düzenlemeye, TMK’nun 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbirinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ifadeleri ile yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, takip konusu faturanın davacıya iade edildiği ve davalının defterlerine işlenmediği görülmektedir. Tek başına fatura düzenlenmesi alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacı, fatura konusu hizmeti verdiğini usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği itiraz nedenlerini temyiz dilekçesinde de yinelemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğu, takibe konu yapılan faturalar davalı tarafça da iade edildiğine göre davacının fatura konusu hizmeti fiilen verdiğini ispat etmesi gerektiği ancak ticari defterlerini sunmadığı gibi başka delillerle de iddiasını somutlaştırmadığı anlaşıldığından, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04/07/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.