Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2413 E. 2023/2599 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davacı tarafından hazırlanan projenin teslim edilip edilmediği ve proje bedeli dışında kalan diğer alacak kalemlerinin akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma ilamında sadece proje bedeli hususunda inceleme yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen, yerel mahkemenin bozma kararına aykırı olarak proje bedeli dışında kalan diğer alacak kalemleri hakkında da hüküm kurması ve davanın tümden reddine karar vermesi usulü müktesep hak ihlali oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/269 E., 2021/4 K.

HÜKÜM : Red

Taraflar arasındaki alacak, itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davacı vekili AVukat ... ile davalı vekili AVukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait olan taşınmaz üzerinde yap-işlet-devret modeli ile yurt binası yapılması hususunda aralarında 06.06.2007 tarihinde sözleşme imzalandığını, davalı kurumun yer teslimini ancak 07.06.2013 tarihinde yapabildiğini, idarenin geç yer teslimi nedeniyle geçen 6 yıllık süreçte inşaat maliyetinin birkaç kat arttığını, ayrıca yer teslimi yapılamaması nedeniyle bu süreçte teminat mektubu komisyonu proje çizimi, SGK ödemeleri ve buna benzer bir kısım harcamalar yapmak zorunda kaldıklarını, ayrıca kazanç kaybına da uğradıklarını belirterek sözleşme nedeniyle yapılan harcamalar ve uğranılan kazanç kayıplarının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava konusu taşınmazda kiracı olduğunu bilerek sözleşmeyi imzaladığını, işgalci konumundaki kiracıyı tahliye ettirmeye yönelik hukuki girişimlerinin devam ettiği 7 yıl boyunca davacının sözleşmeyi feshetmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli ve 2014/296 Esas, 2017/158 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 104.159,47 TL teminat mektubu bedeli ve teminat mektubu komisyon ücreti, 15.079,67 TL noter masrafı, 10.694,85 TL damga pulu bedeli, 23.346,24 TL proje çizim bedeli olmak üzere toplam 153.280,23 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2018/3702 Esas, 2019/287 Karar sayılı ve 22.01.2019 tarihli ilamı ile davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının proje bedelini ancak sözleşme konusu inşaat için hazırlanmış, uygulanabilir olması ve davalıya teslimi kaydıyla talep edebilecek olduğu, mahkemece sunulan projelerle ilgili konusunda uzman bilirkişiden açıklanan bu konularda alınacak rapor ile projelerin kabul edilebilir olması halinde bedellerinin, yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre hesaplattırılıp sonucuna göre ve davalıya teslimi kaydıyla hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Ankara İli, .... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan ve tapunun 5682 ada 7 parselinde kayıtlı taşınmaza ilişkin sözleşme konusu işte, davacı şirket tarafından hazırlanan projenin yer teslimine müteakip 08.07.2013 tarih ve 7589 sayılı dilekçe ile davalı idarenin onayına sunulduğu, ancak 26.07.2013 tarih ve 5194 sayılı yazı ile tespit edilen eksiklikleri giderilmek üzere davacı şirkete iade edildiği, ve mimari projelerin iade edilmesinin ardından davacı tarafından idare onayına yeni bir proje sunulmadığı, böylelikle davacı tarafından sözleşme konusu inşaat için hazırlanmış, uygulanabilir ve davalıya teslim edilmiş mevcut bir projenin bulunmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Yerel mahkemece davanın tümü bakımından ret kararı verilmesinin ilk bozma ilamı ile tarafları lehine doğan usulü müktesep hakkın ihlali niteliğinde olduğunu, proje dışında kalan alacak taleplerinin kabulüne ilişkin verilen kararın bozma ilamı ile kesinleştiğini, değerlendirilmesi gereken tek alacak kaleminin proje bedeli olduğunu ve artık diğer alacak kalemleri bakımından verilen kabul kararına ilişkin bir inceleme yapılamayacağını, idare tarafından proje iade edilmiş ve tadilat yapılması gerekmekte ise de tadilat yapılması gereken proje için de bir bedel harcandığını, tadil edilmiş projenin teslim edilememe nedeninin ise yer tesliminin yapılmamış olması olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436, 437. maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355-371. maddeleri

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanunun 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 1086 sayılı HUMK'un yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir.

6100 sayılı HMK'da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir.

Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur.

Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1998 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur, buna usuli kazanılmış hak denilmektedir” şeklinde tanımlanmaktadır. Usuli kazanılmış hakkın istisnaları ise dosya kapsamında bulunmamaktadır.

Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca ve bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp karar verilmelidir. Yukarıda yer verilen bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile sadece proje bedeli bakımından belirtilen ilkelere göre bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak bilirkişiden projeler bakımından ek rapor alınmış, alınan rapor ve dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya sunulan projelerin eksikliklerin giderilmesi için davacıya iade edildiği, iade sonrası tadilatı yapılarak davalıya teslim edilen bir projenin bulunmadığı, bu hali ile davalı yararına teslim edilmiş ve kullanılabilir bir proje bulunmadığı, davacının proje bedelini talep edemeyeceği anlaşılmıştır. Ancak; yerel mahkemece, davacının projelerden kaynaklı bir alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın tümden reddine karar verilmiş ise de bozma ilamının dışında kalan ve davalıdan tahsiline karar verilen proje bedeli dışındaki alacak kalemleri bakımından, bozmaya uyulmakla davacı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluştuğu gözetilmeden davanın tümden reddine karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,

8400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine,

Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,05.07.2023 gününde oybirliğiyle karar verildi.