"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/414 E., 2022/86 K.
HÜKÜM : Red
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 05.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davacılar vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen gelen yok. Davalı Kooperatif vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi gönderdiği, mazeret dilekçesinde başka mahkemelerde duruşması olduğundan duruşmaya katılamayacağını, yerel mahkeme kararının onanmasını talep ettiği görüldü. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...'ın İnşaat mühendisi olarak Denizli'de inşaat ve taahhüt işleri ile uğraştığını, ... Ltd. Şti.nin ise müvekkilinin kurucusu ve ortağı olduğu şirket olduğunu davalı kooperatif ile tüm ince işlerinin toplam maliyet tutarı üzerinden %5 oranında müteahhitlik bedeli konusunda karşılıklı olarak anlaştıklarını, ancak davalı kooperatifin ödeme yapmadığını, davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile 382.555,91 TL' in yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften alınarak müvekkillerine verilmesini, talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının hak ediş raporu sunmadığını, sadece fatura ibraz ettiğini, davacının kullanmayıp iade ettiği malzeme bedellerini düşmediğini, delil tespit dosyasındaki rapora itiraz ettiklerini, bu raporun hatalı olduğunu, %5'lik müteahhitlik payının sadece 27.01.2009 tarihli sözleşmede olduğunu, diğer sözleşmelerde olmadığını, Al, A2, A3, A7 ve A8 bloktaki bir kısım imalâtların başka firmalara yaptırıldığını davacıya yaptırılmadığını, tespit raporunda bunun hatalı olarak alacağa dahil edildiğini, imalâtların bir kısmının eksik, kusurlu yapıldığını, birim fiyatının rapordakinden düşük olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2018/3730 Esas, 2019/3677 Karar sayılı kararıyla; alınan 06.10.2017. havale tarihli bilirkişi kurul raporunda davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında akdedilen sözleşmelerden 27.01.2009 tarihli sözleşmede %5'lik kâr payı alacağına yer verildiği diğer sözleşmelerde bu şekilde bir düzenleme bulunmadığı bu nedenle sadece bu sözleşmede yapılan imalâtlar değerlendirilerek hesaplama yapıldığında davacının 277.033,28 TL fazla ödeme aldığı belirtilmiş, bilirkişi raporu gerekçeye esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
IV. . BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 30/09/2019 tarih ve 2018/3730 Esas, 2019/3677 Karar sayılı ilamı ile davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile taraflar arasında, 27.01.2009, 15.04.2010 tarihli iki sözleşme ve tarihsiz 2012 yılında düzenlendiği anlaşılan yapım sözleşmesi başlıklı sözleşmelerin bulunduğu, tarihsiz sözleşme ile 15.04.2010 tarihli sözleşmede yapılacak imalâtlar, taahhüdün yeri ve konusu başlıklı kısımda belirlenmiş, bedelin ise düzenlenen hakedişlere göre yapılacağı açıklanmış, uygulanacak birim fiyatla ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış olduğu, 27.01.2009 tarihli sözleşmede ise, taahhüdün yeri ve konusu başlıklı 2. madde de yapılacak işler tanımlandıktan sonra 14. madde de yapım maliyeti üzerinden %5 kâr payı ödeneceği açıklanmış olduğu, her üç sözleşme konusu farklı parsellerde farklı imalâtlara ilişkin olduğundan üç sözleşmenin de ayrı ayrı değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle 27.01.2009 tarihli sözleşmedeki yapım maliyeti üzerinden %5 kâr payı ödeneceğine dair hükmün diğer sözleşmelerde de uygulanmasının mümkün olmadığı, mahkemece yapılması gereken işin; konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup taraf defterlerinin de incelenmesi suretiyle davacı tarafından düzenlenen davalı defterlerine kaydedilen faturaların her birinin ayrı ayrı incelenerek hangi sözleşmeye göre düzenlendiğinin saptanması, bunlardan tarihsiz sözleşme ile 15.04.2010 tarihli sözleşme ile ilgili düzenlendiği anlaşılan faturalarda malzeme, işçilik ve yüklenici kârının bulunduğunun anlaşılması halinde ayrıca faturaya dahil edilmeyen yüklenici kârı talep edilemeyeceğinden şimdiki gibi bu sözleşmeler yönünden davanın reddine karar verilmesi, yüklenici karının dahil edilmemiş olmasının anlaşılması halinde ise taraflar arasında ayrıca birim fiyatlarla ilgili sözleşme bulunmadığından fatura kapsamına konu imalâtları yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre belirlenecek fiyatlara göre yüklenici kârı hesaplattırılması gerektiği, 27.01.2009 tarihli sözleşme ile ilgili olarak ise bu sözleşmede ayrıca maliyet yönünden kâr payı ödeneceğine ilişkin hüküm bulunduğundan bu sözleşme kapsamında düzenlenen faturalar uyarınca incelenmek suretiyle faturalarda %5 kâr payı yazılmış ise ve bu kapsamda ödeme yapılmış ise ayrıca talep edilemeyeceğinden bu sözleşme kapsamındaki talebin ret edilmesi, faturalarda %5 kâr payı dahil değil ise yine fatura kapsamındaki imalâtların yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre bedelleri hesaplattırılıp bulunacak bedele %5 kâr payı eklemek suretiyle davacı alacağı hesaplattırılıp ödemelerin mahsubu ile ve taraflar arasında görülen Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/439 Esas, 2017/544 Karar sayılı dosyada kesinleşen olgularda dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu, açıklanan hususlar üzerinde durulmadan, eksik ve hatalı incelemeye dayalı bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile %5'lik kâr payının ilk sözleşme için fatura tutarlarına yansıtıldığı, yani hesaba katıldığı tüm kök ve ek raporlarda ortaya konulduğu ve hesaplandığı, dolayısı ile ilk sözleşme kapsamında da davacının hem kar payı hem müteahhitlik bedeli aldığı hesaplanmış olup, ayrıca talep edilemeyeceği yönündeki tüm raporlarda çelişkiye rastlanılmadığı, 10/11/2021 tarihli rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; Yerel mahkemece müteahhitlik alacağı ile hak ediş alacaklarının birbirine karıştırıldığını, hak ediş için yapılan ödemelerin müteahhitlik alacağından mahsup edildiğini, tarafların aralarındaki ilk sözleşmede %5 müteahhitlik karı belirlediğini ve sonraki sözleşmelerde de bu yazılmasa dahi bu durumu kabul ettiklerinin varsayılması gerektiğini, sonraki sözleşmelerde oranın belirlenmemiş olmasının ilk sözleşmede belirlenen oranın geçerli olduğu anlamına geldiğini, mahkemece tarafların bu konudaki iradelerine yönelik herhangi bir inceleme yapılmamış olduğunu, piyasa rayicinin de usulüne uygun araştırılmadığını, bilirkişi raporlarındaki piyasa rayiçleri hesaplamasının neye göre yapıldığının belli olmadığını, bozmanın ardından yeniden inşaat mahallinde keşif yapılmaksızın ve yapı maliyeti hesaplanmaksızın dosyada mevcut eksik inceleme neticesinde hazırlanmış bilirkişi raporuna dayanarak karar verildiğini, bilirkişi raporlarının bozmada belirtilen hususları da barındırmadığını, Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/439 E. sayılı dosyasında müvekkilinin alacaklı çıkmış olmasına karşın eldeki davada adeta borçlu çıkmış olmasının kabul edilemeyeceğini, davada iki davacı olmasına karşın karar başlığında tek davacıya yer verildiğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, kâr payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436, 437. maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-371. maddeleri
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanunun 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacılar vekili, davalı tarafından ödenen 49 adet hak ediş açıklamalı faturanın sadece taşeronluk işine ait olduğunu ve bu faturaların yüklenici karı içermediğini ayrıca toplam ödenen bedelden %5 yüklenici karının kendisine ödenmesini talep etmiştir.
2.1. Taraflar arasında 27/01/2009 tarihli ilk sözleşmeye göre; müteahhitlik kârı olarak maliyetin %5’i belirtilmiş, 15/04/2010 tarihli ve diğer tarihsiz sözleşmede ise herhangi bir müteahhitlik karı ayrıca gösterilmemiştir.
- Bozmadan sonra davacı vekiline 49 adet faturanın hangi sözleşme kapsamında olduğuna yönelik beyanda bulunması için süre verilmiş, davacılar vekili 24/11/020 havale tarihli beyan dilekçesi ile müteahhitlik hizmeti (kâr payı) bakımından düzenlenmiş bir fatura bulunmadığını, taşeron işlerine ilişkin faturalar düzenlendiğini ve imalat bedeli ile müteahhitlik alacağının farklı kalemler olduğunu, inşaat maliyetleri üzerinden hesaplama yapılabilmesi için sözleşme ve faturaları sunduğunu beyan etmiştir. Ancak; davacılar vekilinin dava konusu 49 adet hak ediş açıklamalı faturaların hangisinin, hangi sözleşme kapsamına girdiğine ilişkin bir beyanda bulunmadığı görülmüştür.
- Bozmadan sonra alınan bilirkişi raporlarında faturalardaki açıklamalarda sadece hakediş ibaresi bulunduğunu ve bu durumda hangi faturanın hangi sözleşme kapsamında düzenlendiğinin tespit edilemediğini ancak tarafların ticari defterlerine göre sadece imalat bedeli bakımından da davacı yüklenicinin davalı kooperatiften fazladan 301.733,28 TL bedel tahsil ettiği, davacıların yaptığı müteahhitlik hizmet bedelinin ise 159.056,00 TL olduğu, dosya kapsamındaki tüm bilirkişi raporlarının, tarihsiz ve 15/04/2010 tarihli sözleşme kapsamında düzenlenmiş bulunan faturalarda malzeme, işçilik ve yüklenici karı bulunduğundan ayrıca %5’lik kar payı talep edemeyeceği, 29/01/2009 tarihli sözleşme bakımından ise %5’lik karın faturalara yansıtıldığı ve davacının hem kâr payı hem müteahhitlik payını aldığı belirtilmiştir.
3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, karar başlığında eksik gösterilen davacıya ilişkin hatanın mahallinde giderilebilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden tahsilatta tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla müştereken ve mütesilsilen,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,05/07/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.