Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2506 E. 2023/2936 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı yüklenicinin davacı iş sahibinin metal döküm parçalarını kusurlu boyaması nedeniyle davacı tarafından açılan alacak davası ve davalı yüklenicinin iş avansının iadesi ile kâr payı alacağı talepli karşı davalardır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı yüklenicinin ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden doğan edimini yerine getirmediği, davacı iş sahibinin sözleşmeden beklediği faydayı elde edemediği, tesisin atıl durumda olduğu ve ayıplı ürün oranının yüksekliği gözetilerek yerel mahkemenin davacı iş sahibinin avans bedelinin iadesi talebini kısmen kabulüne ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/262 E., 2022/454 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/570 E., 2021/728 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-birleşen davalının istinaf talebinin reddine, davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı iş sahibi vekili asıl dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 20.07.2009 tarihinde imzalanan sözleşme ile davalı yüklenicinin metal döküm parçalarının yüzey boyama işini üstlendiğini, ancak davalıya gönderilen parçaların kusurlu boyandığını, bu nedenle davalıya iade faturaları düzenlendiğini, davalıdan cari hesap alacağı olarak 74.613,76 TL alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek takibin durduğunu, duran takibin devamı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı iş sahibi vekili birleşen 2010/853 Esas sayılı dava dilekçesinde özetle; aynı sözleşme uyarınca davalı yükleniciye boyama tesisinin kurulması için 45.000,00 Euro (93.150,00 TL) avans verildiğini, sözleşmeye göre boyama işinin yapılmaması veya yapılamaması halinde ödenen avansın iade edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının kusuru nedeniyle boyama işinin yapılmadığını belirterek ödenen avansın iadesi için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ederek takibin durduğunu, duran takibin devamı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davacı yüklenici vekili birleşen 2010/870 Esas sayılı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ayıbın oluşmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sözleşme ekinde bulunan maliyet tablosu gereği yapılan işler nedeniyle 54.892,32 Euro alacaklı olduğunu, ayrıca sözleşme uyarınca 20.000,00 Euro kâr garantisi verildiğini belirterek, bu bedellerin tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek takibin durduğunu, duran takibin devamı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı yüklenici vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı iş sahibi vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davalının metal döküm parçalarının boyama işini üstlendiğini ve 45.000,00 Euro iş avansı aldığını, yapılan keşif ile kusurlu boyanan parçaların tespit edildiğini, tesisin atıl durumda olduğunu, davacı tarafından gönderilen 4655 parçadan 1785 adedinin kusursuz, 2872 adedinin eksik boya ve boya altı pislikli olarak boyandığını, davalı yüklenicinin 1.740,14 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından asıl davanın reddi gerektiği; birleşen 2010/853 Esas sayılı dosyada, davalı yükleniciye verilmiş olan tesis bedeli bakımından, bu tesisten bir kısım ayıpsız imalatın yapıldığı nazara alındığında ayıpsız imalat oranında tesis bedelinden indirim yapılması gerektiğini, davacı iş sahibinin bu kapsamda 57.753 TL talep edebileceği anlaşılmakla itirazın 57.753,00 TL üzerinden iptali ile, takibin devamına, alacak niteliği itibariyle likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine; birleşen 2010/870 Esas sayılı dosyada davacı yüklenicinin kâr garantisi karşılığı olarak 74.892,00 Euro alacağı için yaptığı takipte alınan bilirkişi raporları ve tespitler sonucunda dava konusu tesisin ayıplı olduğu ve üretim için uygun olmadığı anlaşıldığından birleşen itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını, süresi içinde taraf vekilleri istinaf etmiştir.

B. İstinaf Nedenleri

1. Davacı iş sahibi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu tesis bölünebilir bir borç olmadığından kısmi ifadan bahsedilemeyeceği, bir an için kısmi ifanın söz konusu olacağı kanaatine varılsa dahi kısmi ifanın varlığının müvekkilinin sözleşmeden beklediği faydayı sağlamadığı, tesisin %32 oranında normal ürün çıkarılması amacıyla kurulmadığını, tesisin ayıplı ve atıl olduğu, davalı yüklenicinin açtığı birleşen davada alacağı olmadığı, maliyet ve kar garantisi taleplerinin haksız olduğunun belirtildiği, davalı tarafından tesisin gelip almaları konusunda gönderilen ihtarnamenin dikkate alınmadığı, bu ihtarnameden karşı yanın artık işi/ifayı yapmaktan vazgeçmesinden sonra müvekkilinin yasal yollara başvurmak zorunda kaldığını, birleşen 2010/853 Esas sayılı davanın tam kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

2. Davalı yüklenici vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boyamaya konu ürünlerde seri üretimin başlayıp başlamadığının belirlenmediğini, boya kusuru nedeniyle reddolan parçaların hurdaya ayrılıp ayrılmayacağının, boya sökülmesinin ana parçaya zarar verip vermeyeceğinin tespitinin yapılmadığını, taraflar arasında gönderilen malzeme sayısının tespitinin yapılmadığını, malzeme sayısının dikkate alınarak oranlama ve fiyat hususunda yeniden hesaplama yapılması gerektiğini, boyanan parçaların hurda sayılıp, ceza uygulanabilmesi için hatalı parçaların ikinci kez boyama işlemi için gönderilmesi ve yeniden boyama sonrasında sorun halen devam ediyor olması gerektiğinı, ancak ilgili parçaların müvekkili şirkete ikinci kez gönderilmediğini, raporda belirtilen hataların müvekkilinden değil karşı taraftan kaynaklandığını, sözleşmede iş sahibi tarafından müvekkili şirkete kâr olarak 20.000 Euro garantisi verildiğini, ancak birleşen davada talep ettikleri bu hususun bilirkişi raporlarında dikkate alınmadığını, iş avansının iadesine ilişkin kararın hatalı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; eksik ve ayıplar göz önünde bulundurularak davalı-birleşen davada davacı yüklenicinin davaya konu sözleşme ilişkisi kapsamında talep edebileceği bakiye imalat bedelinin 1.740,14 TL olduğu, birleşen 2010/870 Esas sayılı dosyada davacı yüklenicinin bakiye imalat bedeli olarak belirlenen bu miktarın ve buna dair gönderilen ihtarname doğrultusunda bu kısma isabet eden 15,95 TL işlemiş faizin hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davacı-birleşen davada davalı iş sahibinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-birleşen davada davacı yüklenici vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/10/2021 tarih ve 2019/570 Esas, 2021/728 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, asıl davanın ve davalının talep ettiği şartları bulunmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine; birleşen 2010/853 Esas sayılı dosyada davalının Tuzla İcra Müdürlüğü 2010/11649 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 57.753,00 TL ile iptaline takip talebindeki koşullarla takibin devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine; birleşen 2010/870 Esas sayılı dosyada davalının Tuzla İcra Müdürlüğü 2010/12916 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.740,14 TL asıl alacak ve 15,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.756,09 TL üzerinden ile iptali ile, takip talebindeki koşullarla takibin devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı iş sahibi vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2010/853 Esas sayılı dosya bakımından davalının ifadan vazgeçtiğini, dava konusu borcun bölünebilir bir borç olmaması nedeniyle kısmi ifanın söz konusu olamayacağını, söz konusu tesisin çalışmayıp atıl olduğunu, boyanan ürünlerin %68 oranında hatalı olduğunu, tesisin kabule zorlanamayacak seviyede ayıplı boya yaptığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, verilen avansta ayıpsız ürün oranında kesinti yapılmasının doğru olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirtilerek, kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı yüklenici vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının ikinci işlemden geçirip göndermiş olduğu parçalardan iade edilmiş herhangi bir malzemenin söz konusu olmadığını, iade sebeplerinin davacı tarafça gönderilen parça imalatından kaynaklandığını, deneme üretiminin tüm sorumluluğunun davacıda olduğunu, seri üretime geçilmediğini, birleşen davalarının kabulü gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl davada uyuşmazlık, cari hesap alacağının tahsili, birleşen 2010/853 Esas sayılı davada boyama tesisinin kurulması için avans olarak verilen bedelin iadesi, birleşen 2010/870 Esas sayılı davada kâr garantisi ve yapılan iş bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

TBK 470 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen 2010/853 Esas sayılı davada davalı – birleşen 2010/870 Esas sayılı dava davacı yüklenici vekilinin tüm, asıl ve birleşen 2010/853 Esas sayılı davada davacı – birleşen 2010/870 Esas sayılı davada davalı iş sahibinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3. Taraflar arasında 20.07.2009 tarihli sözleşme ile davalı yüklenici davacı iş sahibinin vereceği metal döküm parçalarının yüzey boyama işini üstlenmiştir. Sözleşmenin 2.3. maddesinde, sözleşmeye konu parçaların boyama işleminin yapılacağı tesisin kurulması için iş sahibinin yükleniciye 45.000,00 Euro vereceği düzenlenmiştir. Davacı iş sahibi, bu nedenle 31.07.2009 tarihinde davalı yüklenici hesabına 45.000,00 Euro avans karşılığı 93.150,00 TL aktarmıştır. Dosya arasında bulunan bilirkişi kurulu asıl ve ek raporlarında, boyama işlerinin taraflar arasında 17.02.2010-23.07.2010 tarihleri arasında devam ettiği, davacı iş sahibi uhdesinde bulunan ve boyanan 4655 metal parça incelendiğinde, bu parçalardan 1783 adedinin kusursuz, 2872 adedinde ise portakallanma, eksik boyama, boya altı yağ ve pislik gibi kusurların olduğu, bu haliyle boyanan ürünlerin %62’sinin kusurlu olarak boyandığı belirtilmiştir. Davalı yüklenici, boya hatalarının davacının gönderdiği parçalarda üretimden kaynaklı hatalar nedeniyle oluştuğunu belirtmiş ise de, bilirkişi raporlarında davacı tarafından dökümü yapılan parçaların döküm sonrasında kalite kontrol ekipleri tarafından çapak vs istenmeyen hususlarda kontrol edilerek boyamaya uygun hale getirildiği, kusurlu parçaların ayrıldığı belirtildiği gibi, davalı yüklenicinin verilen malzemenin kusurlu olduğu yönünde davacı iş sahibini uyarı görevini yerine getirdiğine dair bir kanıt sunulmadığından davalı yüklenicinin bu savunmasına itibar edilmemiştir. Sözleşmeye konu kurulan tesisin atıl olduğu, davalı uhdesinde bulunduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki, davalı da Kartal 10. Noterliğinin 06.08.2010 tarih ve 20066 no.lu ihtarı ile sözleşmenin feshedildiğini, tesisin istenilen zaman gelip teslim alınabileceğini belirtmiştir. Davalı yüklenici, sözleşme uyarınca seri üretimin sorunsuz başlamasıyla birlikte parçaların boyanabilirlik sorumluluğunun taraflarına geçeceğini, bu aşamaya geçilmediğinden taraflarına sorumluluğunun düşmeyeceğini belirtmiş ise de, sözleşmede deneme süresi ile ilgili bir belirleme yapılmadığı, davacının yurtdışı bağlantısı olması nedeniyle boyanan malzemeleri aksatmadan gönderebilmesi için deneme süresi zamanının en fazla 2-3 hafta kadar olabileceği, davalının 17.02.2010 tarihinde işe başladığı, 23.07.2010 tarihinde boyama işlemlerinin bittiği, bu süreler dikkate alındığında seri üretim aşamasına geçildiğinin kabulü gerektiği bilirkişi kurulu raporu ile tespit edildiğinden davalı yüklenicinin ayıplı boyanan ürünlerden sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Sözleşme uyarınca taraflar arasında yıllık 11 ay çalışma süresi olarak kararlaştırılmış, bu süre içinde yaklaşık toplam 169.373 adet parçanın boyanacağı belirtilmesine rağmen, taraflar arasındaki ilişkinin devam ettiği 5 aylık süre zarfında sadece toplam 4655 adet parça boyandığı, bunu da %68’inin kusurlu olduğu tespit edildiğinden davacı iş sahibinin sözleşmeden beklediği amacın gerçekleşmediğini kabul etmek gerekir. Sözleşmenin 2.5. maddesi uyarınca, boyama işleminin yapılmaması durumunda tesisin kurulumu için verilecek 45.000,00 Euro’nun iade edileceği düzenlenmiştir. Davalı yüklenicinin sözleşme konusu boyama işini ayıplı yaptığı, boyanan parçalardaki ayıp oranının %68 olduğu, tesisin atıl durumda olduğu, davacının boyanan parçaları ihraç edeceğinin davalı tarafından bilinmesi, işin devam ettiği 5 ay boyunca sözleşmede kararlaştırılan toplam parça boyama işinin çok altında kaldığı, davacı iş sahibinin sözleşmeden beklediği amacın gerçekleşmediği dosya arasında bulunan bilgi, belge ve bilirkişi kurulu raporlarından anlaşıldığından davacı iş sahibinin açtığı birleşen 2010/853 Esas sayılı davanın asıl alacak üzerinden tam kabulü ile alacak likid, belirlenebilir olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, avans bedelinden ayıpsız yapılan malzeme oranında mahsup yapılarak sonuca gidilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. “Değerlendirme” bölümünün “2”inci bendinde açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen 2010/853 Esas

sayılı davada davalı yüklenici vekilinin tüm, asıl ve birleşen 2010/853 Esas sayılı davada davacı iş sahibinin diğer temyiz itirazlarının reddine, “3”üncü bendinde açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen

2010/853 Esas sayılı davada davacı iş sahibi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge

Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının asıl ve birleşen davada davacı ... Döküm San. ve Tic. Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA,

2. 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen 2010/853 Esas sayılı davada davalı

yükleniciden alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl ve birleşen 2010/853 Esas sayılı

davada davacı iş sahibine verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde ... Döküm San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine,

Aşağıda yazılı harcın temyiz eden ... Otomotiv Yan. San. Tic. Ltd. Şti.'nden alınmasına,

Dosyayı kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

25.09.2023 tarihinde esastan oybirliği ile, onama harcı bakımından oyçokluğuyla karar verildi.

(Onama Harcına Muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ

Mahkemece verilen kararın taraflarca temyizi üzerine, davalı yüklenici vekilinin temyiz talepleri reddedilmiş, davacının temyiz taleplerinin kabulü ile hüküm bozulmuştur.

Sayın çoğunluk ile aramızda, işin esasına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ayrık düştüğümüz husus, davalıdan onama harcı alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 73. Maddesi “ Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” şeklindedir.

Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı Tarifenin III- Karar ve ilam harcı, 1.Nispi harç, e) “yukarıdaki nispetler Bölge Adliye Mahkemeleri,…ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları için de aynen uygulanır” demektedir.

Bu mevzuat esas alındığında, Yargıtay tarafından karar ve ilam harcı alınabilmesi için kararın ya onanması, ya da işin esasının hüküm altına alınması gerekecektir. Onama kararı da hiç şüphesiz işin esasına ilişkin bir karar olmakla, tarifede belirtilen “işin esasının hüküm altına alınması” tabirinden anlaşılması gereken Yargıtay’ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla çözümlediği uyuşmazlıklardır. Taraflardan birinin temyiz talebinin reddedilmesi, işin esasının hüküm altına alınması niteliğinde değildir. Diğer yandan hükümde tasdik edilen bir kısım da bulunmamaktadır. Hiç şüphesiz eğer Yargıtay ilamında bir takım talepler bakımından onama kararı, bazı talepler için de bozma kararı verilmişse, onanan kısım için onama harcı alınacaktır. Bir başka ifadeyle onama harcı alınabilmesi için Yargıtay kararı üzerine mahkeme kararının hiç olmazsa bir kısmı kesinleştirilerek infaza elverişli bir ilam oluşturulabilmelidir.

Somut uyuşmazlıkta olduğu gibi ortada bir onama kararı olmadığından, Yargıtay ilamı esas alınarak infaza elverişli bir karar oluşmadığından, Anayasa gereğince yorum yoluyla harç almak ta mümkün bulunmadığından sayın çoğunluğun onama harcı alınmasına ilişkin görüşüne katılmıyorum.