Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2507 E. 2023/3001 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif genel kurul kararlarının usulsüz çağrı nedeniyle iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kooperatif genel kurul toplantısına katılma hakkı bulunan tüm ortakların çağrılmadığı ve karar yeter sayısının sağlanamadığı anlaşıldığından, 14.04.2016 tarihli genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2018/1947 E., 2022/529 K.

HÜKÜM/KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm / Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/483 E., 2018/536 K.

Taraflar arasında kooperatif genel kurul kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; usulsüz çağrı ile gerçekleştirilmiş olan ve müvekkilinin genel kurula katılma, oy kullanma, itiraz ve sair haklarının elinden alındığını ileri sürerek 09.03.2015, 15.03.2016, 14.04.2016 ve 17.03.2017 tarihli davalı kooperatif genel kurulunda alınan bir kısım gündem maddelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacının 1 oyu sebebiyle genel kurula katılıp oy kullanmasının kararların alınmasını engelleyici nitelikte olmadığını, çağrıda usulsüzlüğün genel kurul kararının iptalini gerektirmediğini, sadece iptal davası açma hakkı tanıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 14.04.2016 tarihli genel kurul toplantısı yönünden 11 ortağın toplantıya çağırılmadığı ve isimlerine hazirun cetvelinde yer verilmediği, bu nedenle karar nisabı sağlanmamış olduğundan alınan tüm kararların mutlak butlanla sakat olduğunun tespitine, 17.03.2017 tarihli genel kurul gündeminin iptali istenen 10 uncu maddesinde gecikme faiz oranına ilişkin alınan kararının TBK'nın 120/2 nci maddesinde öngörülen oranın aşılması sebebiyle mutlak butlan ile sakat olduğunun tespitine, dava konusu edilen diğer genel kurul kararları yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu edilen genel kurul kararlarının sadece müvekkili kooperatif ortağının katılmaması nedeni ile değil bütünüyle kötü niyetli ve kooperatifi zarara uğratmaya yönelik olması dolayısıyla iptali gerektiğini, mahkeme tarafından aldırılan bilirkişi raporunun sonradan düzenlendiği belli olan yönetim kurulu karar defterleri ve ortaklar pay defterine dayanarak hazırlandığını, eksik ve hatalı incelemeye dayalı karar tesis edildiğini,15.03.2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında müvekkilinin ortak olmadığının tespit edildiğini, ismine hazirun cetvellerinde yer verilmeyerek müvekkilinin konut paylaşımına katılmasının engellendiğini, konut paylaşımı ve şerefiye tespitinde tek bir ortağın oyunun bile sonucu değiştirir nitelikte olduğunu, kooperatifi borçlandırmanın görüşülmesi yönünde alınan kararın batıl olduğunu, müvekkili aleyhine tek maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken 8 adet vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kooperatifin ortak sayısı her ne kadar 22 ise de 11 ortağın genel kuruldan önce istifa ettiğini, 10 ortağın da üyeliği devam eden ortak olduğunu, 1 ortak ihraç edilmiş olup da davası devam eden ortak olduğu için kanunen genel kurula çağrılması gerektiğini, istifanın yenilik doğuran bir hak olduğunu, istifa edildiği andan itibaren neticelerini doğurduğunu, istifa dilekçeleri 14.04.2016 tarihli genel kurul toplantısından günler önce verildiğini, bu dilekçelerin yönetim kuruluna genel kurul toplantısı tarihinden önce ulaştığı düşünüldüğünde istifaların genel kurul toplantısından önce gerçekleştiğini, bu nedenle genel kurul toplantısına çağrılmadıklarını, kanun gereğince nisabının da sağlandığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

1. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK'nın 355/1 inci maddesi gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp re'sen gözetilmesi gereken kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

2. Mahkemece dava kısmen kabul edildiği halde 8 adet dava varmış gibi davacı aleyhine 8 adet vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı, reddedilen kısım yönünden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri, temyiz dilekçelerinde istinaf dilekçelerinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53 ncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bir hukuki uyuşmazlıkta olayların anlatımı ve taleplerin açıklanması taraflara HMK’nın 33 üncü maddesi gereğince uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarının belirlenmesi ile hukuki niteleme ve değerlendirme hakime aittir.

A) 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki "Genel Kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağırılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir.", kooperatif ana sözleşmesinin 33 ncü maddesinin "Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuların görüşülebilmesi için kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4'ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir." hükmü ile aynı Kanun'un 51 inci maddesinin birinci fıkrasındaki "Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur." hükümleri emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırı olarak yapılan toplantı ve alınan kararlar yok hükmündedir.

B) Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, genel kurul kararlarını sakatlayan hukuka aykırılıklar bakımından Dairemizin yerleşmiş içtihatları gereğince kararlar yoklukla malul, mutlak butlanla malul ve iptal edilebilir kararlar olarak üçe ayrılmaktadır. Emredici kurallara aykırı kararlar bakımından kararın şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici kurallara aykırılık halinde (örneğin, toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmaması) yokluk yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı, maddi-öze ilişkin kanunun emredici kurallarına aykırılık halinde ise (örneğin, kararın ahlaka ve adaba aykırı olması, konusunun imkansız olması, kesin hükme ve kanunun emredici madde hukuk kurallarına aykırı olması) alınan kararların mutlak butlanla malul olacağı, kişisel hakları ilgilendiren ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı kararların ise iptal edilebilir kararlar olduğu kabul edilmektedir.

C) Bu kapsamda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak karar yeter sayısı oluşmadan alınan kararların yok hükmünde olduğu, bu kararlar bakımından taraflarca açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi kararların yok hükmünde olduğunun hakim tarafından re’sen nazara alınacağı bu kararlar bakımından dava açan üyenin genel kurula katılmış olması, karşı oy kullanması, muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılması ve hak düşürücü süre içinde açılmış olması koşulları aranmayacağı gibi yok hükmünde olan kararların baştan itibaren hukuk aleminde varlık kazanmayacağı kabul edilmektedir. (Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarih 2016/6131 E., 2018/5820 K., 03.10.2017 tarihli 2015/7915 E., 2015/2501 K. sayılı ilâmı)

3. Somut olayda, iptali istenilen 14.04.2016 tarihli genel kurul toplantısına hazirun listesine göre 10 ortak katıldığı halde 11 ortağın toplantıya çağrılmadığı ve hazirun listesinde isimlerine yer verilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre, ortaklar listesine kayıtlı ve toplantıya katılma hakkı bulunan (10+11=) 21 üyenin bulunduğu, yapılan toplantıda karar yeter sayısının sağlanmadığı anlaşılmaktadır. Karar yeter sayısı bulunmadan alınan kararlar şekli bakımdan ve kurucu unsur bakımından emredici kurallara aykırı olduğundan alınan kararlar yok hükmünde olup hukuk aleminde hiçbir şekilde varlık kazanamayacağı, baştan itibaren geçersiz olduğu gözetilmelidir.

Bu durumda, 14.04.2016 tarihli genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile mutlak butlanla batıl olduğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (II) numaralı bendinin 1 nci fıkrasının 1 nci paragrafının 5 nci satırında yer alan "mutlak butlanla sakat" ibaresinin çıkarılarak yerine "yok hükmünde" ibaresinin yazılması suretiyle re'sen DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.