"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1056 E., 2022/179 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/91 E., 2020/104 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalılar ile davacı yüklenici arasında Ankara ili, ... ilçesi, 5. Bölge ... Mahallesinde kain tapunun 25424 ada 2 parselini teşkil eden 676 m²'lik arsa üzerinde bina inşa etmek üzere Ankara .... Noterliğinin 24.03.1994 tarih ve 11422 yevmiye numarası ile düzenleme şeklinde inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müteahhit tarafından inşaat ruhsatının alınmasından itibaren en geç 24 ay içerisinde anahtar teslimi yapılacağını, davacı tarafından yapı ruhsatının 22.07.1994 tarihinde alınmış olup, 24 ay sonrasına tekabül eden 22.07.1996 tarihinde iskan ruhsatının alınıp teslim edilmesi gerekir iken arsa sahiplerinin özel istemleri nedeniyle doğan sıkıntılar sebebi ile gecikme yaşandığını ve 25.11.1998 tarih 021349 sayılı dilekçe ile iskan ruhsatının başvurusu yapıldığını, ancak aykırı imalat sebebi ile iskan verilmediğini, arsa sahipleri tarafından Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/363 Esas ve 2001/652 Karar sayılı kesinleşen mahkeme kararı ile yüklenici aleyhine açılan alacak davasında mahkeme tarafından bina noksanlarının bulunup bulunmadığı, süresinde teslim olup olmadığı, belediye tarafından kesilen cezanın ödenip ödenmediği ve projeye aykırılık olup olmadığı konusunda yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda bağımsız bölümlerdeki eksik kusur bedelinin 5.463,00 TL, ortak yerlerdeki kusur bedelinin davalıların payları oranında 1.236,00 TL, kira tazminatı 3.920,00 TL, ceza bedeli 3.200,00 TL olmak üzere toplam 13.819,00 TL'nin ödenmesine karar verildiğini, anılan mahkeme kararı gereğince davacıya ait olan 10 no.lu dubleks dairenin satıldığını ve bedelinin davalılar tarafından alındığını, taraflar arasında 1994 yılında akdedilmiş olan sözleşmenin herhangi bir şekilde feshedilmediğini ve hala yürürlükte olup davalılar tarafından satılan daireye ilişkin olmak üzere tahsil edilen meblağların iskan alımı için kullanılmadığı gibi davacıya ait zemin katta bulunan dükkanın da 2014 yılı içerisinde satılmış olduğunu ve öncesinde 1999 yılından bu yana kiraya verilmiş ve gelir elde edilmiş olması sebebiyle Ankara ... mahallesi 25424 ada 2 parsel üzerinde kain ... 2. cadde 30. sokak 12 no.lu binanın satıma konu yapılan 10 numaralı daire için kendilerine ait masraflar hariç olmak üzere üzerlerinde kalan bakiye kısmı tahsil tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek iadesine, davacıya ait yerin sözleşmenin de feshedilmediği gerçeği karşısında talebin kabul edilerek satışın iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesini, 1999 yılından bu yana kiraya verilmiş ve gelir elde edilmiş olması sebebiyle kira bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; satışa konu olan daire (11) no.lu daire olduğunu, yüklenici-davacı ifasını yerine getirmediği için teminat olarak bırakılan daire icra kanalıyla satılarak ilamdaki alacakların tahsil edildiğini, teminat olan dükkan, mahkeme kararında ve dava dilekçesinde belirtildiği üzere 10 ve 11 no.lu dairelerin imara aykırılıklarının giderilmesiyle, fazlalıklarının yıkımı ve binanın güçlendirilmesinin yapılarak iskan alınmasına bağlı bir teminat olduğunu, çok uzun süreden beri davacı kayıp olduğu için, dükkan da uzun süre boş kaldığından 19.12.2011 tarihinde satılarak, bedeli ile binanın güçlendirilmesi ve imara aykırılıklarının giderilmesi yapılmak istenmiş ise de; satıştan elde edilen bedelin bunu karşılamaya yetmemesi nedeniyle iskan ruhsatı alınamadığını, davacının bütün bu aykırılıkları gidererek, binada gerekli güçlendirmeyi yapması halinde ancak bu teminatı talep hakkı doğacağından, davacıda böyle bir şey yapmadığı için teminatı talep hakkı olmadığını, kaldı ki; bahis konusu dükkan satıldıktan sonra da birkaç el değiştirdiğini, o nedenle de tescile hak kazanamayacağı gibi sıfat yokluğu nedeniyle de tescil talebinin reddi gerektiğini, binanın iskanı alınamadığı gibi esaslı eksiklikler de mevcut olduğunu, eksikliklerden bir kısmı Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000-363 sayılı kesinleşmiş mahkeme kararı ile belirlendiğini ve anılan karar Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2002-665 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, davacı kayıplara karıştığı için müvekkilleri adına olan (11) no.lu dairenin tapusunun iptali ile davacı adına tescili için Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/258 esas sayılı davası ikame edildiğini, müvekkilleri adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline hükrnedildiğini, davacı adına tapuda mahkeme kararına dayalı tescil yaptırılırken, taşınmazın kaydına haciz konulduğunu ve Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2004/930 Esas sayılı dosyası üzerinden teminat dairesi olan (11) no.lu daire satılarak dosya alacağının tahsil edildiğini, davacının bu güne kadar bu konuda hiçbir şey yapmadığı için yani edimini yerine getirmediği için tescil veya bedel talep hakkı da bulunmadığını, teminatı talep edemeyeceği gibi, bunun semeresini de talep edemeyeceğini, anılan dükkanın ve bitişiğindeki dükkanın, dairelerin duvarlarında var olan çatlak nedeniyle kiraya verilemediği sadece 2007-2008 arasında su satıcılarına bir yıllığına kiralama oldu ise de; ondan sonra hep boş kaldığı için 19.12.2011 tarihinde 25.000,00 TL bedelle satıldığını, teminat olan bu dükkanın, imara aykırılıkların giderilmesi, iskan ruhsatının gereklerinin yerine getirilmesi ile binanın güçlendirilmesine yetmemesi karşısında müvekkillerinin çaresiz kaldığını, davacının bütün bu eksik, kusur ve gizli ayıpları gidererek iskan raporunu alması halinde dükkanın satış bedelini talebe hakkı olacağını, aksi halde, herhangi bir hak talebinde bulunamayacağını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı arsa sahiplerinin davacı müteahhite karşı Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/363 Esas sayılı dosyasıyla iskan ruhsatı dahil olmak üzere eksik ve kusurlu işlerin tespit ve bedellerinin tahsili istemiyle dava açtığı, eksik ve kusurlu işlerin bedeli ile kira tazminatının 27.6.1996 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara payları oranında ödenmesine karar verildiği, alacağın tahsili için Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2002/665 Esas sayısı ile arsa sahipleri tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığı, borcun tahsili amacıyla taşınmazın satıldığı, bu bağlamda davalı müteahhite bakiye bir bedel kalmadığı anlaşıldığı, davacının 12 no.lu dükkan ile ilgili ecrimisil talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede; dosya kanıtlarına göre; davalı arsa sahiplerinin 12 no.lu dükkanı 19.12.2011 tarihinde 3. kişiye sattıklarının anlaşıldığı, 2011 satış tarihinde iskan ruhsatı ile ilgili işlemlerin gerçekleştirilmesi suretiyle iskan ruhsatının alınabilmesinin mümkün olduğunu, yani davacının şahsi hak koşullarının ancak satış tarihi itibariyle gerçekleştiğini, 19.12.2011 tarihinde ise mülkiyet dava dışı 3. kişiye geçmiş olup, bu aşamadan sonra davalıların söz konusu taşınmaz üzerinde tasarruflarından söz edilemeyeceğinden hesaplanabilecek ecrimisil alacağı bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu taleplerinin reddine, 12 no.lu dükkanın mülkiyetinin binadaki eksiklerin giderilmesi halinde kazanılacağı, eksiklerin giderilmesine 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararıyla karar verildiği, kararın icra edildiği, ancak halen eksiklik kalması üzerine davacıya düşecek 12 no.lu dükkanın 19.12.2011 tarihinde üçüncü kişiye satıldığı, satış tarihindeki gerçek değerinin 80.000,00 TL olduğu, kalan eksiklik miktarının 17.050,00 TL olduğu ve davalılarca bu satış sonucunda eksikliğin tamamlandığı ve davacı müteahhidin 12 nolu dükkanın kalan satış bedeli olan 62.950,00 TL yı talep etme hakkının doğduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davacının zemin kattaki dükkanla ilgili davasının 62.950,00 TL'lık kısmının kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hisseleri oranında davalılardan alınarak davacıya verilmesine, diğer istemlerin ve fazla istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asil istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı asil istinaf dilekçesinde özetle; 12 no.lu dükkanın değerinin çok düşük hesaplandığını, 11 no.lu dairenin 07/06/2015 tarihinde 92.130,00 TL'ye satıldığını, takip dosyasındaki borcun 82.417,80 TL olduğunu, aradaki farkın 9.712,00 TL olup, bu hususun gözden kaçırıldığını, davalıların iskan için 17.050,00 TL harcama yapmalarının söz konusu olmadığını, halen iskan alınmadığını, 12 no.lu dükkanın 1998 yılından beri davalılarca kiraya verildiğini, davalıların gelir elde ettiklerini, reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle dava konusu binanın halen yasal hale getirilmediği, davalıların bina üzerinde sözleşme gereğince zilyet oldukları anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asil temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz başvuru dilekçesinde istinaf dilekçesi içeriğini tekrar ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tapu iptal ve tescil ile ecri misil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.