"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/79 E., 2022/59 K.
DAVA TARİHİ : 18.07.2011
HÜKÜM/KARAR : Red
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı arsa sahibi vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 12.03.2009 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 20.07.2010 tarihli ek sözleşmenin imzalandığını, tarafların en başında bağımsız bölümlere ilişkin paylaşımı 8 adet bağımsız bölüm üzerinden %50 oranda anlaşılmasına rağmen, asıl ve ek sözleşme ile yüklenicinin arsa sahibi davacının akıl rahatsızlığından ve okuma yazma bilmemesinden faydalanarak eksik bağımsız bölüm verildiğini ve sözleşmelerin yeniden uyarlanarak davalı adına kayıtlı dört daire ve bir dükkanın tapularının iptali ile müvekkili adına tesciline aksi halde rayiç bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; paylaşıma ilişkin olarak %50 hisse üzerinden anlaşıldığının doğru olmadığını, sözleşmeye konu taşınmazın 102 m²’sinin davacı adına kayıtlı olduğunu kalan hisselerin ise davalı tarafından alındığını, davacıya düşen 3 adet bağımsız bölümün tapularının ise verildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02/07/2015 tarihli ve 2011/552 Esas, 2015/316 Karar sayılı kararı ile davacı ...'ın davaya konu sözleşmeleri düzenlerken işlemin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme, ayırt edebilme kudretinden yoksun olduğu, kendi iradesiyle hak ve borç altına girebilme ehliyetinin bulunmadığı, yaptığı işlemlere hukuki sonuç bağlanamayacağı anlaşıldığı gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil istemine yönelik davasının kabulü ile; Beyoğlu 32. Noterliğinin 12/09/2009 tarih 5680 yevmiye no.lu ve 20/07/2010 tarih 13276 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunun tespiti ile, dava konusu taşınmazda sözleşme öncesi duruma dönülerek İstanbul İli, Kağıthane İlçesi, 6141 ada, 1 parsel (tevdien 4 parsel) no.lu 231 m² lik taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı yüklenici vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 01.10.2018 tarihli ve 2016/2194 Esas, 2018/4384 Karar sayılı kararıyla HMK'nın 26. maddesinde düzenlendiği üzere hakimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceği, hükmüne aykırı olarak mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı, bozma nedenine göre, davalı vekilinin şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece İlk Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24/09/2019 tarihli ve 2018/557 Esas, 2019/335 Karar sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça sözleşme öncesi hukuki duruma dönülmesi yönünde bir talebin bulunmadığı, davacının fiili ehliyeti olmadığı ve bu nedenle sözleşmelerin geçersiz olup uyarlanması istemli dava açılmışsa da, fiil ehliyeti bulunmayan davacının yaptığı sözleşmenin hukuken geçersiz olup, hukuki geçerliliği bulunmayan sözleşmenin uyarlanmasının istenemeyeceği, uyarlamanın ancak hukuken geçerli olan sözleşmeler için mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 22.02.2021 tarihli ve 2020/1522 Esas, 2021/398 Karar sayılı kararıyla taraflar arasında 12.03.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 20.07.2010 tarihli ek sözleşmenin yapıldığı, asıl sözleşme ile paylaşımın %80 yüklenici ve %20 arsa sahibine ait olacak şekilde arsa sahibine 3 adet bağımsız bölümün, ek sözleşme ile bağımsız bölümlerin belirlenerek arsa sahibine 12,16 ve 19 no.lu bağımsız bölümlerin verileceği, bağımsız bölümlerin 17.02.2012 tarihinde arsa sahibi vasisine teslim edildiği ve 12.06.2013 tarihinde taşınmazın yapı kullanma izin belgesinin alındığı, işin yapılıp teslim edildiği durumlarda sözleşmelerin geçersizliğinin ileri sürülmesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı gibi, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve hukuk tarafından korunmayacağı, bu nedenle mahkemece davacının talebinin değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz eden davacılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmede 1 ve 2 no.lu parsellerin tevhitle inşaata başlanacağının kararlaştırıldığı, 1 no.lu parselde davacı hissesi 102/231 iken dava dışı belediyenin hissesinin 129/231 olduğu, 1 parselin 231 m² olan yüzölçümünün terkler sonucu 174,66 m².ye düştüğü, 2 parselin 155 m² olan yüzölçümünün terkler sonucu 136,94 m² ye düştüğü, davacı tarafın 1 parselden kaynaklı olarak mülkiyet hakkının 174,66X102/231=77,12 m² olduğu, buna göre toplamda tevhit ve terkler sonucu oluşan 311,60 m².lik 4 no.lu parseldeki davacı tarafın yüzölçümü hakkının 77,12 m² olduğu, netice itibariyle davalı tarafından meydana getirilen inşaatta bilirkişiler tarafından değerlendirme tarihi itibariyle yapılan tespitte her biri 250.000,00 TL.olan 18 daire ve her biri 300.000,00 TL olan iki dükkan oluştuğu, tüm imalatın değeri toplandığında yekün değerin 5.100.000,00 TL olduğu, 311,60 m².lik toplam arsanın üzerindeki değerin ederi 5.100.000,00 TL. ise, davacıya tekabül eden 77,12 m2 paya karşılık gelen değerin de 1.262.233,63 TL. olacağı, taraflar arasındaki anlaşma o bölgedeki genel anlaşmalar gibi %50 üzerinden olduğundan, davacının arsa payına tekabül eden bu değerin yarısının davacı tarafın hakkı olduğu, bu durumda da 631.116,81 TL'ye tekabül ettiği, davacı tarafa her biri 250.000,00 TL değerinde bulunan 12, 16 ve 19 no.lu bağımsız bölümler verilmekle toplamda 750.000,00 TL. değerinde bir kazanım sağlandığını, o halde davacı tarafa sözleşmede belirtilenlerden eksik veya uygulamada yaygın olarak kullanılan %50 anlaşma seviyesinin altında herhangi bir değer verilmediği, davacı tarafın hakettiği değeri aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesi ile murisin sözleşmeleri okumadan ve anlamadan imzaladığını, murisin kandırılarak ve sonradan değişen durumdan haberdar edilmeden sözleşmelerin imzalandığını, murisin 75 yaşında, 2006 yılından beri beyin iltihabı hastalığı olan, unutkanlığı had safhada, her denilene inanabilen, devamlı ilaçlar kullanan birisi olduğunu, eşi ...'ın vasi tayin edildiğini, sözleşmeleri imzaladığı tarihlerde murisin fiil ehliyetinin olmadığına dair Adli Tıp Kurumu raporu sunulduğunu, sözleşmeyi kabul ettiğinde de arsa paylarına karşılık gelen hakların dahi eksik verildiğinin sabit olduğunu, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 - 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 nci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle sözleşmede kararlaştırıldığı üzere davacılar murisinin maliki olduğu taşınmazdaki bakiye hissenin ve komşu taşınmazın yüklenici tarafından bedeli karşılığında satın alındığı, tevhit işlemiyle bağımsız bölüm sayısının artırıldığı gözetildiğinde davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple ;
Davacı mirasçılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.