"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/103 E., 2021/477 K.
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı asıl dava bakımından davacı vekili, birleşen dava bakımından birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
ASIL DAVA
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı iş sahibi arasında 25/05/2010 tarihli, kütük ev yapımı konulu sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmede tahmini olarak belirtilen 150 m²’lik ev için yaptığı imalat bedelinden ödenmeyen 94.200,00 TL alacakla, tahmini m² üzerinde ek imalattan kaynaklanan 185.024,00 TL alacağı bulunduğunu, tespit dosyasında bilirkişilerce belirtilen 28.500,00 TL eksik iş bedelinin mahsubu ile bakiye kalan 250.724,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ek imalat olarak talep ettiği bedellerin haksız olduğunu, ruhsatta yer almayan garaj kısmının ve taş zeminin müvekkilince yapıldığını, nitekim garajın inşaata dahil edilemeyeceği gerekçesi ile inşaata ruhsat verilmediğini, ayrıca m²’ye dahil edilen kütüklerin uzun gelen kısımlarının ise davacı tarafından kesilerek üçüncü kişilere satıldığını, yani ek imalat bulunmadığını, davacıya dilekçesinde kabul edildiği üzere toplamda 189.000,00 TL ödeme yapıldığını ve eksik, ayıp giderim bedellerinin de hesaba katılması ile davacının bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA
I. DAVA
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili iş sahibi ile davalı yüklenici arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan asıl davanın Yargıtay incelemesinden geçerek iki defa bozma kararı verildiğini ve son bozma kararı sonrası asıl davadaki 08/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda yapılan incelemede müvekkilince toplamda 88.307,65 TL fazla ödeme tespit edildiğini, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada sonradan arttırılmak üzere 30.000,00TL fazla ödemenin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin 25/05/2010 tarihli olduğundan 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeni ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi gerektiğini, dosya kapsamında alınan birden fazla raporun lehlerine olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olmadığını, birleşen davaya dayanak tutulan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2013 tarihli ve 2012/33 Esasi 2013/201 Karar sayılı kararıyla; mahallinde taraflarca yapılan tespitlerle gerçekleşen imalâtlar belirlenmiş, mahkemece yapılan bilirkişi incelenmesinde de %31 oranında eksiklik bulunduğu, inşaat ruhsatına göre kütük evin toplam alanının 226,70 m² olduğu, sözleşme birim fiyatı olan 1.600,00 TL+KDV TL/m2 birim fiyatla çarpımı sonucu tüm iş bedelinin 428.009,60 TL olup, %31 eksikliğin mahsubu sonucu davacının toplam alacağı 295.326,00 TL'den ihtilâfsız ödeme tutarı 189.000,00 TL'nin mahsubuyla kalan 106.326,00 TL üzerinden asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2014/478 Esas, 2014/5578 Karar sayılı ve 01.10.2014 tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2015/193 Esas, 2015/5937 Karar sayılı ve 23.11.2015 tarihli ilamı ile bilirkişilerin kütük evin tamamının sözleşme konusu olduğu kabul edilerek hesaplama yaptıklarının anlaşıldığı, oysa sözleşmede gerek iş sahibinin gerekse yüklenicinin yükümlülükleri belirlenirken 1. kat taş duvarın iş sahibince yapılacağı belirtilmiş olduğundan alınan bilirkişi raporu sözleşmeye aykırı hesaplama içerdiğinden hüküm kurmaya elverişli olmadığı, mahkemece yapılması gereken işin davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında yapması gereken imalâtın tüm evin imalâtına göre oranlanmak suretiyle fiziki oranını saptamak, bu fiziki oran içindeki eksik imalâtında yine yüklenicinin yapması gereken tüm imalâtına göre gerçekleşen fiziki oranını bulmak, buna göre davacının gerçekleştirdiği, yasaya uygun imalâtın sözleşme fiyatı olan 1.600,00 TL m²+KDV birim fiyatla çarpılmak suretiyle sözleşmeden kalan alacağını bulmak, varsa buna sözleşme dışı imalâtın yapıldığı tarihteki piyasa fiyatları ile tutarını hesaplatılarak ilave etmek, böylece bulunacak davacının toplam alacağından ihtilâfsız ödeme tutarı 189.000,00 TL'nin mahsubuyla kalan miktara göre hüküm kurmaktan ibaret olduğu, mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken yanılgı sonucu onanmış olduğu bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararı kaldırılarak hükmün bozulması uygun görülmüştür.
4. Bozmaya uyan ilk derece mahkemesi, 27/03/2018 tarihli, 2016/31 Esas, 2018/87 Karar sayılı kararı ile mahallinde keşif yapılmış, bilirkişiler inşaat mühendisi Atilla Öztürk, mimar Ünal Ömercioğlu ve elektrik mühendisi Okan Tren tarafından düzenlenen 11.11.2016 tarihli raporda 1. kat 121,60 m², 2. kat 107,50 m² ve balkon 9m² olmak üzere evin toplam alanı 238,10 m² olarak kabul edilmiş, galeri boşluğu ve garaj üstü oda mevzuata uygun olmadığından hesaplamaya dahil edilmemiş, 238,10 m² alanın sözleşme birim fiyatı olan 1.600,00 TL + KDV TL/m² birim fiyatla çarpımı sonucu tüm iş bedeli 449.532,80 TL olup, %31 eksikliğin mahsubu sonucu davacının toplam alacağı 310.177,63 TL'den ihtilâfsız ödeme tutarı 189.000,00 TL'nin mahsubuyla 121.177,63 TL bakiye alacak saptanmış, tarafların rapora itirazları üzerine talimat yolu ile görüşüne başvurulan bilirkişiler inşaat mühendisi Süheyla Şenbaş, mimar Güzin Baykal ve hesap uzmanı Burcu Cengiz tarafından düzenlenen 12.12.2017 tarihli raporda ise evin 2. kat alanı 107,50 m², balkon 9 metrekare, galeri boşluğu 40,4 m², garaj üstü oda 42 m² olmak üzere toplam 197,00 m2 olarak bulunmuş, işin %82 oranında tamamlandığı kabul edilerek sözleşme birim fiyatı olan 1.600,00 TL + KDV TL/m² birim fiyatla çarpımı sonucu tüm iş bedeli 305.856,00 TL olup, ihtilâfsız ödeme tutarı 189.000,00 TL'nin mahsubuyla bakiye alacak 116.856,00 TL olarak hesaplanmış, mahkemece sözü edilen rapora itibar edilerek davalı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğundan 106.326,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
5. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2018/3783 Esas, 2019/310 Karar sayılı ve 23.01.2019 tarihli ilamı ile davacı yüklenici tarafından gerçekleştirilen imalât oranı ve eksik işler konusunda bilirkişi raporları arasında farklılık olup, mahkemece bu farklılık giderilmediği gibi, ikinci bilirkişi raporunun neden hükme esas alındığı da dayanakları ile birlikte açıklanmadığı, yüklenici tarafından yapılması gereken kütük evin imalât yüzdesi ile toplam bedeli belirlenmeden ve bozma ilâmından önce alınan bilirkişi raporlarına göre inşaatın tamamındaki eksik ve kusur oranına göre hesaplama yapılmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğu, mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede 1. kat taş duvarın iş sahibince yapılacağı, taş duvar üzerine inşaa edilecek kütük evin ise yüklenici tarafından yapılacağı kararlaştırıldığından HMK'nın 281/3. maddesi uyarınca yeniden seçilecek konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu ile gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılarak yüklenicinin yapımını üstlendiği kütük evin imar mevzuatına, ruhsata ve projesine uygun olarak yapılan kısmının miktarının tespit edilmesi, tespit edilen alanın sözleşme birim fiyatı olan 1.600,00 TL + KDV TL/m² birim fiyatla çarpımı sonucu toplam iş bedelinin bulunmasından sonra, kütük ev ve yüklenicinin iş sahibince taş örgü halinde yapılan 1. katta gerçekleştirdiği imalâtlardaki eksik ve kusurları gözeterek düşmek suretiyle imalâtın fiziki gerçekleşme oranının tespit edilmesi, bu oranın kütük evin toplam götürü bedeline uygulanarak gerçekleştirilen imalât bedelinin hesaplanması ve bundan ihtilâfsız ödeme tutarı 189.000,00 TL'nin mahsubundan sonra sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, belirtilen sebeplerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 28.06.2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda dava konusu taşınmazın zemin katı yığma taş ve birinci kat ahşap tomruklardan inşa edilmiş olan toplam 226,70 metrekare inşaat alanına sahip iki katlı yapının tamamlanmış olduğu ve mevcut durumda aktif olarak kullanıldığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre ödenecek iş bedelinin 1600,00 tl metre kare için artı kdv ve olarak tespit edildiği, kütük evin tahmini yüz ölçümünün 150 metre² olarak belirlendiği, esas ölçümün inşaat bitiminde ortaya çıkacağının hüküm altına alındığı, Çanakkale il Özel idaresi tarafından düzenlenen yapı ruhsatı ekinde yer alan betonarme statik projesi içerisinde yer alan kütük yerleşim planının incelenmesi neticesinde, kütük ev alanının 131,26 metre² olarak hesaplandığı bu metraj üzerinden hesaplanan toplam iş bedelinin 247.818,90 tl olduğu, gerçekleşen imalat fiziki oranının %57,70 olarak hesaplandığı, buna göre gerçekleştirilen imalat bedeli tutarının 142.991,51 tl olduğu bu bedelden ihtilafsız ödeme tutarı 189.000 tlnin mahsup edildiğinde 46.008,49 tl tutarında yüklenicinin işverene borçlu durumda olduğu tespit edilmiş, bilirkişi kurul raporunun açık, anlaşılır ,bilimsel verilere dayandığı ,Yargıtay bozma ilamında değinilen hususlardaki eksiklikleri karşıladığı, denetime elverişli olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınarak yüklenicinin davaya konu taşınmazda yapılan inşaat nedeniyle işverene, yani davalı tarafa borçlu durumda olduğu, davacının alacağının bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davanın esastan reddine, birleşen 2020/315 esas sayılı dosyada asıl dosya davalısı ...Işığın davacı olduğu , davalının ise asıl dosya davacısı ... olduğu, belirsiz alacak davası açıldığı, birleşen dava konusu alacağın kaynağının asıl dosyadaki kütük ev imalatına ilişkin olduğu ve asıl dosyanın sonucu ile birleşen dosyanın doğrudan ilintili olduğu, asıl davanın derdest olduğu, henüz kesinleşmediği, bu aşamada birleşen davanın açılmasında, birleşen davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile birleşen davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava bakımından davacı vekili, birleşen dava bakımından birleşen davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; asıl dava bakımından yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen iki hükmün Yargıtay tarafından bozulduğunu, bozma sonrası hükme esas alınan raporun daha önce dosyaya sunulmuş ve bakiye alacakları bulunduğuna yönelik tespit içeren birden fazla raporla uyumsuz olduğunu, inşaat alanının 131,26 m² ve bedelinin 247.818,90 TL olduğu tespitine katılmadıklarını, önceki raporlarda inşaat alanının 276 m² olarak tespit edildiğini, 2011/57 D.iş sayılı dosyada yaptırdıkları tespite itiraz edilmemekle tespit raporunun kesinleştiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olmadığını, asıl dava bakımından verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
Birleşen dosya davacısı vekili temyiz dilekçesinde; asıl davanın reddine ilişkin verilen karara karşı bir itirazları bulunmadığını, birleşen davada davalı yüklenicinin, asıl davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk hükmü ilamlı icra yoluyla müvekkilinden tahsil ettiğini ve haksız tahsil edilen bedelin iadesi için açılan birleşen davada müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu, asıl davada yapılan incelemede müvekkilinin alacaklı çıkması ile birleşen dava bakımından hüküm kurulması gerekirken davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin hatalı olduğunu, birleşen dava bakımından verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili, birleşen davada sözleşme kapsamında fazla ödenen iş bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436, 437. maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355-371 . maddeleri
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun'un 437 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Asıl dava bakımından yapılan incelemede; Taraflar arasında düzenlenen 25.05.2010 tarihli "Kütük Ev Yapımı" konulu sözleşme ile davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibince yapılacak olan 1. kat taş duvar üzerine kütük evi ve sözleşmede kararlaştırılan diğer imalâtların 1.600,00 TL + KDV TL/m2 fiyat karşılığında yapılması kararlaştırılmıştır.
2.1. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2018/3783 Esas, 2019/310 Karar sayılı ve 23.01.2019 tarihli ilamı ile asıl davada hesap yönteminin hangi usulde yapılacağı ayrıntılı olarak belirtilmesine karşın hükme esas alınan 28/06/2021 tarihli rapordaki hesaplama yöntemi bozma ilamına aykırı olup, fiziki orandan bedele gidilmesi gerekirken, bedelden fiziki orana gidilmiş olduğu, bu hali ile temyize konu yerel mahkeme kararı bakımından bozmanın gereğinin yerine getirilmemiş olduğu görülmüştür.
2.2. Önceki bozma ilamlarında da belirtildiği üzere mahkemece yapılması gereken iş; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede 1. kat taş duvarın iş sahibince yapılacağı, taş duvar üzerine inşaa edilecek kütük evin ise yüklenici tarafından yapılacağı kararlaştırıldığından HMK'nın 281/3. maddesi uyarınca yeniden seçilecek konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu ile gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılarak yüklenicinin yapımını üstlendiği kütük evin imar mevzuatına, ruhsata ve projesine uygun olarak yapılan kısmının miktarının tespit edilmesi, tespit edilen alanın sözleşme birim fiyatı olan 1.600,00 TL + KDV TL/m2 birim fiyatla çarpımı sonucu toplam iş bedelinin bulunmasından sonra, kütük ev ve yüklenicinin iş sahibince taş örgü halinde yapılan 1. katta gerçekleştirdiği imalâtlardaki eksik ve kusurları gözeterek düşmek suretiyle imalâtın fiziki gerçekleşme oranının tespit edilmesi, bu oranın kütük evin toplam götürü bedeline uygulanarak gerçekleştirilen imalât bedelinin hesaplanması ve bundan ihtilâfsız ödeme tutarı 189.000,00 TL'nin mahsubundan sonra sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, belirtilen sebeplerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
2.3. Birleşen dava bakımında yapılan incelemede ise; birleşen dava tarihinin 22/10/2020 olduğu, birleştirilen dosyanın Dairenin bozma kararından sonra, asıl dava ile birleştirildiği anlaşılmaktadır. Dosyaların birleşmesi halinde, ilk dosya Yargıtay incelemesinden geçtikten sonra henüz kanun yolları aşamasına gelmemiş yeni bir dosyanın bu dosya ile birleşmesi halinde, birleşen dosyanın istinaf yoluna tabi olacağı açıktır. Zira davalar birleşmekle bağımsızlıklarını kaybetmez ve ayrı dosya olma özelliğini devam ettirirler. 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı yasa yoluna gidilmesi halinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341-360. maddesindeki istinafa ilişkin hükümlerin uygulanması için bölge adliye mahkemesine gönderilmesi zorunludur.
2.4. Hal böyle olunca, davaların birleştirilmesiyle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri gözetilerek, ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan birleştirilen dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, asıl dava dosyası ile birlikte temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya gönderilmesi doğru olmamıştır.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl dava bakımından verilen temyiz incelemesine konu kararın, temyiz eden asıl davada davacı lehine BOZULMASINA,
Birleşen dosya kanun yolu incelemesinde istinafa tabi olduğundan istinafa öncelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere mahalline iadesine,
Temyiz peşin harcın istek halinde ilgililere iadesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
Birleşen dava bakımından verilen karar istinaf kanun yoluna tabi olduğundan, dosyanın tefrik edilerek istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04/12/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.