"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/191 E., 2022/203 K.
DAVA TARİHİ : 15.09.2014
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalı vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 20.03.2003 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini ve müvekkiline ait 124 m²'lik arsa içerisindeki evin verilmesi karşılığında 118 Pafta 630 Ada 7 numaralı parselde 100 m²'lik zemin daire verilmesinin ve yıkılan evi karşılığında kira bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığını, 703 numaralı üye kimlik numarası verildiğini, arsa dışında ayrıca müvekkili tarafından bugüne kadar ödemeler yapıldığını, ancak davalı tarafça bugüne kadar dairesinin tapusunun verilmediğini ve 19.000,00 TL daha ödeme yapılmasının istendiğini ileri sürerek, 118 Pafta, 630 Ada, 7 Numaralı parselde bulunan 100 m²'lik zemin dairelerden bir adedinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline; mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL evin bugünkü değeri karşılığının yasal faizi ile davalıdan tahsiline; müvekkiline ait evin yıkıldığı tarihten itibaren belirlenecek kira yardım parasının yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın genel hükümler dairesinde asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını; davacı ile kooperatif eski yönetim kurulu başkanı tarafından yapılan sözleşmenin şekil şartları bakımından kooperatifin çift imza ile temsil edilmesi nedeni ile davalı kooperatifi borç altına sokamayacağını, ayrıca davacının devrettiği taşınmazın 124 m² değil, 66,95 m² olduğunu, kooperatifçe en az 160 m²'lik arsaya karşılık 100 m² daire verme sözleşmeleri yapıldığını, davacının tapusunu devir ettiği taşınmaza ilaveten 1.200,00 TL para ödemesinin, arsa eksikliğini tamamlamaya yetmediğini, müvekkilinin sözleşmede kira parası vereceğine dair bir kayıt ve beyanda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2014/424 Esas, 2017/618 Karar sayılı kararıyla; mevcut hali ile taşınmazda ruhsat alınması, kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulması mümkün olmadığından, ayrıca zemin katta 100 m²'lik dairenin bulunmaması ve başkalarına tahsis edilmiş olması nedeni ile tapu iptali ve tescil talebinin mümkün olmadığı, bu dairenin dava tarihindeki değeri olan 90.900,00 TL'yi davacının talep etme hakkı bulunduğu, davacının kooperatife verilen ve yıkılan evi ile ilgili kira yardımı parasının işlemiş faizi ile birlikte toplam 4.722,26 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli ve 2017/1517 Esas, 2019/727 Karar sayılı kararıyla; kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin (kapatılan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi) 12.02.2020 tarihli ve 2019/2596 Esas, 2020/409 Karar sayılı ilamıyla; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yerinde görülmediği, taraflar arasında yapılan sözleşmenin konusu olan ve imar uygulaması sonucu oluşan arsa üzerinde kat karşılığı inşaat yapımı ile ilgili davacı dışında diğer pay sahipleri ile kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı, imzalanmamış olsa dahi diğer arsa sahiplerinin mevcut sözleşmeye muvafakat edip etmedikleri araştırılarak tüm arsa sahiplerince imzalanmadığı ya da muvafakat etmediklerinin anlaşılması halinde TMK’nın 692. maddesi hükmünce sözleşme geçersiz olacağı ve bu halde ifa yerine geçen tazminat ile kira tazminatı ve kira yardımı olarak adlandırılan olumlu zarar niteliğindeki tazminatlar talep edilemeyeceği ve bu halde taraflar ancak verdiklerini geri isteyebileceklerinden davacının devrettiği arsa payının dava tarihi itibariyle mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli hesaplattırılıp hüküm altına alınması, sözleşmenin tüm paydaşların katılımı ile imzalanmış olup geçerli olduğunun saptanması halinde davanın şimdiki gibi sonuçlandırılması gerekirken bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmenin tüm arsa sahiplerince imzalanmadığı ve muvafakat da etmediklerinden TMK 692. maddesi uyarınca sözleşmenin geçersiz olacağı, bu halde yalnızca tarafların verdiklerini geri isteyebileceklerinden davacının dava tarihi itibariyle mahalli piyasa rayiçleriyle devrettiği arsa payının bedelini isteyebileceği, davacının tapu kayıtlarına göre devrettiği arsa payının 66,95 m² olduğu dava tarihi itibariyle mahalli piyasa rayiçleriyle bedelinin 25.869,48 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalının istinaf dilekçesinde devredilen alanın 144 m² olduğunu kabul ettiğini, 30.01.2003 tarihli karar metninde de arsanın tamamının geçtiğinin kabul edildiğini, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin hissenin tamamına sahip olduğunu, eksik arsa bedeli olan parayı da ödediğini, arsa da hissesi olan Adnan Gedik’in hisseyi müvekkiline sattığına ve hakkı olmadığına dair beyanı olduğunu, yıkılan evine kira yardımı yapılacağının sözleşmede yazılı olduğunu, daire rayiç bedeline ve kiraya hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın kooperatif ile üyesi arasındaki ilişkiye dayanmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, sözleşme geçersiz olduğundan davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği verilmesi gereken dairenin tapu kaydının davacı adına tescili, olmadığı takdirde belirlenecek değerinin ve ödenmeyen kira parasının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 266, 281 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacının ve dava dışı ...’in davalı kooperatife hisselerini devrettiği tevhit ile oluşan 3926 ada 2 parselde davacı hissesinin 31/2400 olduğu, dava dışı Adnan Gedik ile birlikte hisselerinin 62/2400 olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu ekinde davacı hisse hesabına dayanak belgeye rastlanılmadığından rapor denetime elverişli değildir. Kaldı ki tapu senedi ile bilirkişi raporunda bulunan davacıya ait hisse miktarı da uyuşmamaktadır.
Öte yandan, bilirkişi raporunun m² hesabına, davacı vekili tarafından dava dışı Adnan Gedik hissesinin de müvekkiline devredildiği iddiasıyla itiraz edilmiş, mahkemece itiraz üzerine alınan 04.02.2022 tarihli ek rapora itibar edilmediği gibi gerekçesi kararda açıklanmamıştır.
Bu durumda mahkemece, tapu kayıtları ve dava dışı Adnan Gedik’in hissesini davacıya devrettiği iddiası üzerinde durulurak davacının, davalı kooperatife devrettiği hisse konusunda davacının kooperatife ödediğini iddia ettiği bedelleri ödeyip ödemediğini de belirleyen yeterli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu aldırılıp, hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple ;
1.Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarını REDDİNE,
2.Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davacı yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.