"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2341 E., 2022/532 K.
DAVA TARİHİ : 13.06.2014
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/1109 E., 2017/248 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında davacıya ait restoranın mimari tasarımı konusunda sözleşme imzalandığını, davalıya 637.800,00TL ödeme yapıldığını, davalının başlattığı 463,200,18TL tutarlı icra takibinin usulsüz tebliğ ile kesinleştiğini, oysa müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını belirterek, İst.29. İcra Müdürlüğünün 2014/12486 esas sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya kapak hesabındaki tutar olan 541.443,89TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında mimari tasarım konusunda sözleşme bulunduğunu, proje bedeli için 162.604,00TL tutarlı fatura ve uygulama bedeli için 938.396,18TL tutarlı fatura düzenlendiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, işin 2013 yılı Mart ayında teslim edildiğini, 938.396,18TL tutarlı faturanın davacının tebliğden kaçınması sebebiyle tebliğ edilemediğini, 162.604,00TL'lik faturanın 137.800,00TL'lik kısmının ödendiğini, 24.804,00TL'lik KDV'sinin ödenmediğini, 02/11/2012 tarihinde 350.000,00TL ödeme yapıldığını, revize fiyat üzerinde mutabakat sağlanınca proforma fatura ve uygulama sözleşmesinin davacıya gönderildiğini, daha sonra 16/01/2013'te 50.000,00TL,28/06/2013'te 100.000,00TL ödemeler yapıldığını, iş bedelleri toplamında ödemelerin düşülmesi sonucunda bakiye alacak 463.200,18TL kaldığını, bu tutar üzerinden takip başlatıldığını, takibin haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli ve 2014/1109 Esas, 2017/248 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüyle, İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2014/12486 esas sayılı takibinden dolayı takip konusu 463.200,18 TL alacağın 350.333,32 TL'lik kısmından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.12.2018 tarihli ve 2017/1196 Esas, 2018/1596 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp, davanın 187.729,32 TL lik kısım yönünden kısmen kabulüne, davacının İİK nın 72/3. maddesi gereğince inkâr tazminatıyla sorumlu tutulmasına, koşulları oluşmadığından tarafların icra inkâr ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 15.Hukuk Dairesinin 27.11.2019 Tarih, 2019/815 Esas, 2019/4872 Karar sayılı ilamıyla; taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, taraflar arasında proje uygulama bedeli ihtilaflı olduğundan, teknik bilirkişi kurulundan tarafların mutabık kaldıkları 162.604,00 TL bedelli proje bedeli dışında davalı yüklenicinin üstlenip gerçekleştirdiği imalâtların eksikler dikkate alınarak, ayıplar yönünden süresinde ayıp ihbarı bulunmadığından bedel tenzili yapılmaksızın, işin yapıldığı tarihteki mahalli payasa rayiçleriyle bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp bulunacak miktara ihtilâfsız proje bedeli eklendikten sonra kanıtlanan ödeme mahsup edilerek sonucuna uygun menfi tespit istemiyle ilgili bir karar verilmesi hususunda karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kapsamında alınan ek rapora göre sözleşme konusu mobilya bedelinin 674.262,23 TL, deri malzeme bedelinin 48.645,00 TL olup, toplam 722.907,23 TL alacağa %10 hesabıyla 72.290,72 TL mimari uygulama bedeli eklendiği, buna göre davalının iş bedeli alacağının toplam 795.197,95 TL olduğu, bilirkişi raporunda her ne kadar serbest piyasa rayicinin bileşenleri ayrı ayrı gösterilmemiş ise de neticede davalı tarafından yapılan işlerin 795.197,95 TL olduğu ve bu bedelin serbest piyasa rayicine uygun olduğu belirtildiğinden, ihtilaf konusu olmayan 162.604,00 TL proje bedelinin eklenmesi ile davalı alacağı 957.801,95 TL den davacı tarafından ödenen 637.800,00 TL mahsup edildiğinde davalı alacağının 320.001,95 TL olduğu anlaşılmakla, davalı icra takibinde 463.198,23 TL talep etmiş olup; 143.198,23 TL fazladan talep edildiği, bu miktar yönünden davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, mahkemenin 16/06/2014 tarihli ara kararı ile İİK'nın 72/3 maddesi gereğince davacıdan tahsil edilecek paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği ve mahkemece tedbirin uygulanması için icra dairesine 20/06/2014 tarihli yazı gönderildiği anlaşıldığından, İİK'nın 72/3 maddesi gereğince asıl alacağın %20'si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; raporda yıpranmalar dikkate alınarak tekrar piyasa rayiç değerlendirmesi yapılmadığını, davalı yerel mahkeme kararını istinaf ederken kötüniyet tazminatı talebinde bulunmamasına rağmen lehine tazminata hükmedildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; raporda KDV dahil 938.333,58 TL olarak tespit edilen alacağa, proje bedeli ilave edilerek, ödemenin mahsubuyla hüküm kurulması gerekirken, faturanın rayice uygun olduğu değerlendirilmesine rağmen KDV nin düşülerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu beyanla, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle davalı yüklenici tarafından davacı iş sahibi aleyhine yapılıp kesinleşen ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. vd maddeleri, 481. maddesi , İcra İflas Kanununun 72/3. madde hükmü.
3. Değerlendirme
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca ve bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp karar verilmelidir. Yukarıda yer verilen bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere, yüklenicinin gerçekleştirdiği iş bedeli ihtilaflı olduğundan işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle isteyebileceği, mahalli piyasa rayici içerisinde KDV ve yüklenici kârı bulunduğundan ayrıca eklenmeyeceği, bu yönteme göre davacının yaptığı imalat bedeli konusunda ek rapor alınıp, bulunacak miktardan kanıtlanan ödemeler düşüldükten sonra davalının takip tarihi itibari ile istemekte haklı olduğu asıl alacak miktarı saptanıp, davacı yönünden menfi tespit isteminin sonuçlandırılması hususunda hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak bilirkişiden ek rapor alınmışsa da hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda, davalı yüklenici tarafından düzenlenen 20.11.2012 tarihli ve 4 nolu proforma fatura içeriğinin piyasa rayicine uygun olduğu belirtilmiş, ancak bahsi geçen fatura tutarından KDV düşülerek iş bedeli alacağı hesaplanmıştır.
İş bedelinin mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması durumunda, piyasa rayicinin içinde KDV ve yüklenici kârı bulunacağından ayrıca eklenmeyecek ise de; eldeki davada iş bedeli alacağı için düzenlenen faturanın içeriğinin piyasa rayicine uygun olduğu değerlendirilerek hesaplama yapılmasına rağmen fatura bedelinden KDV tutarının kesintisi suretiyle yapılan hesaplama doğru olmamıştır.
3. Mahkemece, bozma ilamından sonra alınan ek raporda faturadaki bedellerin piyasa rayicine uygun olduğu değerlendirildiğinden; proje uygulama bedeli için kesilen fatura bedeline ihtilâfsız 162.604,00 TL proje bedeli eklendikten sonra kanıtlanan ödeme mahsup edilerek ve ayıp nedeniyle herhangi bir bedel tenzili-nefaset indirimi yapılmaksızın sonucuna uygun menfi tespit istemiyle ilgili bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
VII. KARAR
Açıklana sebeplerle
1-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Yukarıda 2 ve 3 no.lu bentlerde yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıdan alınmasına,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.