"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı sözleşmenin uyarlanması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 15.Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tapu iptal ve tescil talebinin reddine, terditli talebin kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı vekili, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.01.2010 tarihli sözleşme ile ... ilçesi, ... Köyü, 528 ada, 2 parsel, A Blok, 33 no.lu taşınmazı 49.000 Euro bedelle alımı hususunda davalı tarafla sözleşme imzaladığını, satış bedeli olarak 50.470 Euro'nun ödendiğini, taşınmazın teslim edildiğini, satım sözleşmesini Euro ... Şirketi adına ...'in imzaladığını, şirketin reklamlarında bu kişinin temsilci olarak gösterdiğini, diğer davalı...Ltd.Şti.nin tapu maliki olarak gözükse de hem işlemleri hem de sözleşmeyi kabulü gereğince Euro ... Ltd. Şti.’nin bu kapsamdaki borcundan sorumlu olduğunu, iki şirketin birlikte faliyet gösterdiğini, iki şirketin de ticari faliyetlerinin temelini aynı kişilerin oluşturduğunu, aynı adreste faliyet gösterdiğini, yönetiminin aynı olduğunu ileri sürerek dava konusu parselin müvekkili adına tapuya tescilini, olmadığı takdirde 50.470 Euronun karşılığı olan 119.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı şirketler vekili, sözleşmenin tarafı olmadıklarını, sözleşmenin davalı ... ile yapıldığını, davalı yüklenici...Ltd.Şti. ile dava dışı arsa sahipleri arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapılan dairelerin %36,5’inin arsa sahiplerine ait olduğunu, şirketin arsa sahipleri ile yapmış olduğu sözleşme gereğince satışa konu taşınmazın arsa sahiplerine düşen kısımda kaldığını, davalı ... ... Ltd.Şti. emlakçısı olarak hareket ettiğini, ancak davalı şirketlerin ...'e satış yetkisi vermediğini, her iki şirketin yaptığı inşaatların farklı olduğunu, iki şirketin birlikte hareket etmediklerini, davalı ...'in sattığı dairelerden davalı şirketlerin haberinin olmadığını, ödemelerin şirketlere yapılmadığını, Euro ... Ltd.Şti.nin dava konusu taşınmaz ile ilgisinin olmadığını, broşürlerde ...'ın emlakçı olarak bulunduğunu, şirketi temsile yetkili olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Wisser aşamalardaki savunmalarında, projelerde satılan gayrımenkullerin satış sözleşmesini kendisinin düzenlediğini, satış bedellerini ise şahsına ait ...’da veya Hollanda’da bulunan hesaplardan Türkiye’deki hesaplara aktardığını, davalı şirket ortaklarından ... ...’nın isteği üzerine Türkiye’de bulunan hesaptan istenilen miktarın çekilerek Euro ... ... Ltd.Şti. hesabına yatırılmasına dair talimat verildiğini, daireleri kendisinin sattığını, satış bedellerini aldığını, bu bedellerin önce Mehmet Balıkçı’nın hesabına daha sonra ise Euro ... hesabına yatırdığını ve bizzat bir çok tapu başvurularını da kendisinin gerçekleştirdiğini, dairelerin satıldığı dönemde Euro ... Şirketinin ortağı olduğunu, sözleşme yapmaya yetkisinin olduğunu, davacı ile de sözleşme yaptığını ve satış bedelinin tamamını kendisinin aldığını ve yukarıda anlatılan şekilde Euro ... Şirket hesabına aktardığını, şirket yetkilisi olarak bir çok daire sattığını, ancak satılan dairelerden bir tek davacının taşınmazını alamadığını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.02.2014 tarihli ve 2012/38 Esas, 2014/59 Karar sayılı kararıyla; ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarına göre davalı ... her iki şirketi de temsile yetkili sıfatı bulunmadığı, talep edilen 50470 Euro bedelin davacı tarafından banka aracılığı ile davalı ...'in hesabına aktarıldığı, düzenlenen sözleşmenin harici satım sözleşmesi olması resmi nitelik taşımaması nedeniyle şekil şartlarına uygun olmadığından davacıya devir tescil hakkı kazandırmadığı, ancak sebepsiz iktisap koşulları çerçevesinde hukuki ilişkinin tasfiyesi suretiyle verdiğini, geri alabileceği, tapu maliki şirket tarafından ve sözleşmede temsil ettiği şirket tarafından davalı ...'in yetkili temsilci olmadığı, satış bedeli olarak alınan miktarın şirket hesaplarına aktarılmadığının savunulduğu, şirket defterleri üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde söz konusu şirket kayıtlarında ilgili meblağın defterlerde kaydının bulunmadığının anlaşıldığı, yine bankadan alınan yazı cevaplarına göre söz konusu taşınmaz açısından ... tarafından alınan paranın şirket hesaplarına aktarıldığının ispatlanamadığı, davaya konu eylem açısından davalı şirketlerin resmi olarak yetkisiz olarak anlaşılan ...'in işlemlerine onay verdiği hususunun ispatlanmadığı gerekçesiyle davalı ... açısından davanın kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 14.06.2021 tarih, 2021/3189esas, 2021/2699 karar sayılı ilamı ile, “dava konusu taşınmazın dava dışı arsa sahipleri ve davalı yüklenici şirket arasında düzenlenen 26.07.2007 tarihli adi yazılı sözleşmedeki paylaşıma göre arsa sahiplerine ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin tapu iptal ve tescil talebi yerinde değildir. Ancak her ne kadar davacı tarafından terditli olarak talep edilen satış bedelinden mahkemece sadece davalı ... Wisser sorumlu tutulmuş, diğer davalılar yönünden red kararı verilmiş ise de, davacı vekili tarafından davanın başından itibaren davalılar arasında temsilcilik ilişkisi ve davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu iddiasının dile getirdiği, davalı ...'in gerek ticaret sicil müdürlüğünden getirtilen şirket kayıtları, gerek sözleşme kurulurken davalı Euro ... Ltd.Şti.ne ait matbu evrak ve kaşenin kullanılması, gerekse de bu dosyadaki taşınmaz satışı ile birlikte bir çok taşınmaz satışında tahsil edilen satış bedellerinin davalı Euro ... Şirketi hesabına aktarılma işlemleri dikkate alındığında davalı Euro ...’nın temsilcisi gibi hareket ettiği, diğer yönden davalı şirketlerin ortaklık yapıları, faaliyet gösterdikleri adreslerinin ve işletme konusunun aynı olması itibariyle aralarında açıkça organik bağ bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğinden tüzel kişilik perdesinin aralanarak diğer davalıların da davalı ... ile birlikte satış bedelinin ödenmesinden sorumlu tutulması gerekirken sadece ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekili tarafından davanın başından itibaren davalılar arasında temsilcilik ilişkisi ve davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu iddiasının dile getirdiği, davalı ...'in gerek ticaret sicil müdürlüğünden getirtilen şirket kayıtları, gerek sözleşme kurulurken davalı Euro ... Ltd.Şti.ne ait matbu evrak ve kaşenin kullanılması, gerekse de bu dosyadaki taşınmaz satışı ile birlikte bir çok taşınmaz satışında tahsil edilen satış bedellerinin davalı Euro ... Ltd.Şti. hesabına aktarılma işlemleri dikkate alındığında davalı Euro ...’nın temsilcisi gibi hareket ettiği, diğer yönden davalı şirketlerin ortaklık yapıları, faaliyet gösterdikleri adreslerinin ve işletme konusunun aynı olması itibariyle aralarında açıkça organik bağ bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğinden tüzel kişilik perdesinin aralanarak diğer davalıların da davalı ... ile birlikte satış bedelinin ödenmesinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesi ile davanın tapu iptal ve tescil talebine yönelik talebin reddi, terditli talebin kabulü ile 119.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... İnşaat ... Tur. İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyizinde; tapu iptal ve tescil taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kabulüne karar verilen bedele ise temerrüt faizi uygulanması gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı...Ltd.Şti.vekili temyizinde, davacı delillerinin usulsüz olarak süreler geçtikten sonra dosyaya sunulduğunu, bu delilleri kabul etmediklerini, davalı şirketin satıştan haberi olmadığını, bedelinin davalı şirkete ödenmediğini, davalı ...'in müvekkili şirketin temsilcisi olmadığını, Euro ... şirketi ile ortak ... yapmadıklarını, ortaklarının aynı olmasının şirketler arasında organik bağ olduğunu göstermediğini, satış işlemini ...’in yaptığını, bedeli ise diğer davalı şirketin hesabına aktardığını, müvekkili şirketin dava konusu yer ile ilgili sorumluluğu bulunmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.