"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2701 E., 2022/528 K.
DAVA TARİHİ : 09.12.2016
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/233 E., 2019/14 K.
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne-kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalı vekili Avukat Mahmut Opuz geldi. Tebligata rağmen diğer taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ihale almış olduğu işler nedeniyle davalı belediyeye 2002 yılından bu yana iş yaptığını, davalı ... bünyesinde ''Hizmet Alımı İşi'' kapsamında işçi çalıştırdığını, çalıştırılan işçilerden büyük kısmının iş akitlerinin sona erdirildiğini, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunun 112. maddesine eklenen beş fıkra gereği ödeme taleplerinin davalı tarafından reddedildiğini, kıdem tazminatlarını davalı idarenin ödemeyeceğini beyan etmesi üzerine haciz ve dava tehdidi altında daha fazla masrafa mahal vermemek adına davacı tarafından ödendiğini ileri sürerek, davacı tarafından ödemek zorunda kalınan tazminatın bedellerinin rücuen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; anılan düzenlemenin yürürlük tarihinden önce davacı ile yapılan ihaleler ve sözleşmeler gereği çalıştırılan işçilerin hak ve alacaklarından dolayı davacıya ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmede kıdem tazminatı ve diğer feshe bağlı alacakların sorumluluğuna ilişkin hüküm bulunmadığından, işçilere ödenecek kıdem tazminatından davacı ve davalının yarı yarıya sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kanunlar hiyerarşisine göre bir konuda özel düzenleme bulunuyorsa bu düzenlemenin uygulanması gerektiğini, davacının talebinin belirtilen yasal mevzuat gereğince değerlendirilmesi gerekirken hatalı yorum yapıldığını belirterek, verilen kararın kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşmeye göre davacının tam sorumlu olduğunu, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçluların, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabileceği, davacı ile davalılar arasında imzalanan Hizmet Alımları Tip Sözleşmenin eki olan özel şartnamenin 14.maddesi gereği işçilerin ödemeleriyle ilgili hukuki sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığı, bu şekilde TBK m.167'nin uygulanmayarak ödenen işçilik alacaklarından davacı şirketin, dava dışı işçinin çalıştığı dönem açısından sorumluluğu tam olarak kabul edildiğinden davalı kurumun, davacı şirkette çalışan dava dışı işçinin işçilik haklarına yönelik ödediği bedelden alt işverende çalışılan süre ile orantılı olmak üzere, çalışılan dönemler açısından işçilik alacaklarından sorumlu olup, davalı şirket bu yönde ödediği bedeli davalı asıl işverenden talep etme hakkına sahip olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, özel şartname 14.maddede kıdem tazminatı ve feshe bağlı alacakların kime ait olacağı hususunda herhangi bir ifadenin yer almadığını, açık düzenlemeye yer verilmediğini, yasal düzenlemeler uyarınca kıdem tazminatının tamamının kamu kurumunca ödenmesi gerektiğini, ihaleye ilişkin yaklaşık maliyet hesabında kıdem tazminatı kalemine yer verilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. Sözleşme uyarınca işçilerin ücretlerinden hizmet veren yüklenici sorumludur. Bu husus sözleşmede açıkça belirtilmiş olmasa dahi işçilerin yüklenici tarafından çalıştırılıyor olmasının doğal sonucudur. Bu durumda mahkemece, sözleşmede açıkça düzenleme olsun veya olmasın hizmet alım sözleşmelerinde yüklenicilerin çalıştırdığı işçilere ilişkin işçilik alacaklarından sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken işçi alacaklarından sorumluluğa ilişkin sözleşmede hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.