"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddi karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin mükellefi bulunduğu vergi dairesince, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinin damga vergisinin ödenmediği gerekçesiyle inceleme yapıldığını, vergi inceleme raporunda, 1.833.530,13 TL tutarında vergi cezasının kesildiğini, buna ilişkin ihbarnamenin müvekkili şirkete 19/11/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin cezalı tarhiyatın terkini konusunda dava yoluna başvurduğunu, yargılama süresinin devam ettiği sırada yapılandırma neticesinde 727.850,34 TL'nin müvekkili tarafından Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'na ödendiğini, müvekkili şirketin vergi, resim ve harç muafiyetine haiz olduğunu, bundan ötürü müvekkilinin sözleşmeden doğan herhangi bir harç yükümlülüğünün bulunmadığını, ödenen bedelin Damga Vergisi Kanunu'nun 24.maddesine istinaden müteselsil sorumluluk kapsamında ödendiğini, sözleşmeye bağlı damga vergisi mükellefiyetinin yasa ve içtihatlar uyarınca davalı şirketin yükümlülüğünde olduğunu, ödenen 727.850,34 TL'nin tahsiline ilişkin icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirtilerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Vergi Usul Kanununa göre kağıtları imzalayanların sözleşmenin tarafı olduğunu açıkça belirttiğini, davacının bu nevi vergiden muaf olduğunu belirtmesinin söz konusu olmadığını, davacıya verilmiş olan muafiyet belgesinin döviz kazandırıcı işlemlere ait olduğunu, olayda herhangi bir döviz kazandırıcı işlemin bulunmadığını, bunun için de her iki tarafın aynı işle ilgili olarak muafiyet belgesine sahip olması gerektiğini, söz konusu taşeronluk sözleşmesinin noterde düzenlenmediğini, sözleşmede damga vergisinin tarafının kim olduğu konusunda sözleşmede düzenleme bulunmadığını ve davacı yüklenicinin söz konusu vergilerden muaf olduğu konusunda bir hükmün sözleşmede yer almadığını, muafiyet belgesinin müvekkiline ibraz edilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmede damga vergisinden dolayı hangi tarafın sorumlu olacağına dair hüküm bulunmadığı ve Damga Vergisi Kanunu'na göre damga vergisinin ödenmesinde sorumluluğun sözleşmeyi imzalayanlarda olduğu ve bu sorumluluğun müteselsil sorumluluk olduğu anlaşıldığından davacı şirket tarafından sözleşme nedeniyle ödenen damga vergisi tutarının müteselsil sorumluluk nedeniyle yarısının davalıdan talep edilebileceği, bu nedenle ödenen 727.850,34 TL'nin 1/2'si olan 363.925,17 TL için yapılan icra takibine davalının yaptığı itirazın yerinde olmadığı, bu itirazın iptalinin gerektiği ve alacağın da likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2017/7081 Esas sayılı dosyasında 363.925,17 TL asıl alacak için yaptığı itirazın iptaline, bu alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacağın % 20'si olan 72.785,03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve herhangi bir iptal veya geri alma yönünde İdari işleme konu olmayan “Vergi, Resim ve Harç İstisna Belgesi”ne sahip olduğunu, dolayısıyla, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde müvekkilinin sözleşmeden doğan herhangi bir damga vergisi yükümlülüğü bulunmamasına rağmen sözleşmeden doğan damga vergisinin müvekkili tarafından Damga Vergisi Kanunu'nun 24. maddesinde öngörülen müteselsil sorumluluk hükmü uyarınca ödendiğini, oysa anılan sözleşmeye bağlı damga vergisi mükellefiyetinin yasa ve içtihatlar uyarınca davalı şirketin yükümlülüğünde olduğunu, bu itibarla müvekkili tarafından ödenmek durumunda kalınan damga vergisinin tamamından davalı şirketin sorumlu olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece yanlar arasında imzalanan sözleşmede damga vergisi ya da vergi ve harçların kime ait olacağına dair bir hüküm ve düzenleme bulunmadığından, davacının taraflar arasındaki müteselsil sorumluluktan kaynaklanan rücu talebinin Damga Vergisi Kanununun 3, 22, 24 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 167. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu itibarla damga vergisinden "sözleşmeyi düzenleyenler" sıfatıyla her iki tarafın eşit paylarda sorumlu olduğunun kabul edilmesi ve denetime elverişli bilirkişi raporu esas alınarak davacının; davacı yanca ödendiği ihtilaf konusu olmayan 727.850,34 TL tutarındaki damga vergisinin %50'sine tekabül eden 363.925,17 TL'sini davalıdan rücuen istemekte haklı olduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinden doğan damga vergisinden hangi tarafın sorumlu tutulacağı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı TBK 167, 470-486 maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun " Müteselsil Sorumlulukta İç İlişki- Paylaşım" başlıklı 167. maddesinde; aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumlu olup, kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı olduğu, bu durumda borçlunun her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebileceği hükmü getirilmiştir. Somut olayda taraflar arasında imzalanan sözleşmede damga vergisi ya da vergi ve harçların kime ait olacağına dair bir hüküm ve düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın taraflarının söz konusu damga vergisinden yarı yarıya sorumlu tutularak hüküm kurulması yerinde olup ayrıca davacı vekilinin damga vergisinden muaf tutulması gerektiği yönündeki itirazları değerlendirildiğinde; vergi inceleme raporuna göre taraflar arasında imzalanan taşeron sözleşmenin nispi hesapla damga vergisine tabi olduğu, damga vergisi ve harç istisnası uygulaması hakkındaki tebliğin 4.7. maddesine göre belge kapsamındaki döviz kazandırıcı faaliyetlerde kullanılmak şartı ile damga vergisi ve harç istisnasından faydalanma durumunun olduğu, döviz kazandırıcı faaliyetlerde her iki işlem tarafının da o işle ilgili olarak düzenlenmiş belgeye sahip olması halinde damga vergisi ve harç istisnasının tatbik edilebileceği, taşeronluk sözleşmesi ile ilgili davalı şirketin böyle bir belgeye sahip olmadığı ve sözleşmenin 3 nüsha olarak imzalandığı, sözleşme bedelinin 49.388.017,38 TL olduğu ve damga vergisinin ödenmediğinin tespit edildiğini, incelemeye konu taşeronluk sözleşmesinin damga vergisine tabi olduğunun belirtildiği, bununla ilgili olarak davacı şirket için damga vergisi ve vergi cezası düzenlendiği anlaşılmış olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine,
Kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.