"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1555 E., 2022/738 K.
DAVA TARİHİ : 08.09.2017
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/797 E., 2019/643 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 26 Nisan 2017 tarihinde, Beşiktaş ilçe sınırları içerisinde bir basın toplantısının düzenlenmesi için sahne, dekorasyon, tribün, podyum hazırlanması, görüntü, ses, ışık sistemi kurulumu ile prodüksiyon ve video üretim işinin müvekkili tarafından yüklenici sıfatı ile ifa edilmesi ve karşılığında bir bedel ödenmesi olarak bir eser sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili firmanın 29-30 Mayıs tarihlerinde sözleşmede üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, başarılı bir basın toplantısı gerçekleştirildiğini ve bu basın toplantısının canlı yayında yayınlandığını, ertesi gün ise sözleşmede belirtildiği üzere eser sökülerek ortadan kaldırıldığını, bu hizmetlerin karşılığında 762.740,00 TL + KDV olarak toplam 900.000,33 TL bedelin taraflarca kararlaştırıldığını ve ekstra iş bedellerinin doğması halinde ayrıca toplam bedele eklenmesi konusunda da anlaşıldığını, son yapılan ekstre işleri ile birlikte toplam 777.462,14 + KDV olmak üzere toplam 917.405,33 TL olarak belirlendiğini, bu ücretin 26 Nisan 2017 ve 25 Mayıs 2017 tarihlerinde 300.000,00 er TL ve bakiye 317.405,33 TL'sinin ise 23 Haziran 2017 tarihlerinde ödenmesinin karara bağlandığını, 26 Nisan ve 25 Mayıs tarihinde kararlaştırılan bedelin müvekkili firmaya ödendiğini, yapılan iş karşılığında 31 Mayıs tarihinde toplam 917.405,33 TL'lik fatura kesildiğini ve bu faturanın Beşiktaş 6. Noterliğinin 07 Haziran 2017 tarih v e22880 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafa gönderildiğini, davalı tarafın Üsküdar22. Noterliğinin 13 Haziran 2017 tarih ve 14695 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmede belirlenen edimlerini tam ve gereği gibi ifa edilmediği, bu nedenle bakiye bedelin ödenmeyeceğini ve faturaya itiraz ettiklerini bildirildiklerini, bedelin ödenmemesi üzerine müvekkili tarafında davalı borçlu tarafa İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2017/20724 Esas sayılı dosyası ile 317.405,33 TL'lik ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı tarafın 15/08/2017 tarihinde takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek, davalı tarafından İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2017/20724 Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafa alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında 26 Nisan 2017 tarihinde imzalanan sözleşme ile müvekkilinin taşeron firma olarak üstelendiği Beşiktaş İlçe sınırları içerisinde tahmini 2.000 kişinin katılımı ile bir basın lansmanı toplantısının davacı tarafından idarenin teknik şartnamesine uygun olarak gerçekleştirilmesinin kararlaştırıldığını, sözleşme kapsamında; sahne, dekor, tribün ve podyum davacı tarafça hazırlandığını, hem müvekkili şirketin hem de idarenin onayı alındıktan sonra salonu yerleştirilecek iken davacı tarafça müvekkilinin sözleşmeye göre işin süresi lansmanın yapılacağı tarihlerden önceki iki günü de kapsamasına rağmen, davacı tarafça lansman gerçekleştirileceği gün olan 29 Mayası 2017 tarihinde sahne, dekor vs. hazırlanarak müvekkili şirketin inceleme, denetleme ve düzeltmeler yapmasına imkan dahi bırakılmadığını, davacı tarafça sahne ve podyumun yanında ses ve ışık sistemi, prodüksiyon hizmetleri, ana sahne prodüksiyon hizmeti ve video üretimi de sözleşme ve idarenin teknik şarrtnamesine aykırı şekilde hazırlandığını, bu içerikler lansmanın gerçekleştirileceği gün Beşiktaş Belediyesi ve müvekkili şirket yetkilileri tarafından davacı yanın hiçbir katkısı olmaksızın kendi imkanları ile en baştan hazırlandığını, davacının yanı sıra sözleşmeye ve idarenin teknik şartnamesine aykırı davranışları nedeniyle başarısız bir şekilde gerçekleştirilen lansman toplantısının müvekkilinin ticari itibarını zedelemekle kalmadığını, aynı zamanda idarece müvekkiline ödenecek hak edişten söz konusu eksikliklere ilişkin kesinti yapılmasına da neden olduğunu, sözleşme bedeli olan 900.000,00 TLye ilişkin müvekkili şirketçe 26 Nisan 2017 ve 25 Mayıs 2017 tarihlerinde davacı yana üç yüz bin türk lirasının müvekkili şirket tarafından sözleşme bedelinden mahsup edildiğini, buna karşın davacı tarafından 07 Haziran 2017 tarihinde gönderilen ihtarname ekinde yer alan faturada müvekkilinin ödediği tutarın yer almaksızın, yeniden müvekkilinden 917.405,33 TL ödeme talep edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8. Maddesinde, sözleşme konusu lansmanın sözleşme ve eklerine uygun olarak yapılmadığının tespiti halinde müvekkili şirketin herhangi bir bildirimde bulunmaksızın sözleşmeyi fesih yetkisi olduğu, müvekkilinin tek taraflı feshinden dolayı davacının hiçbir hak ve ödeme talep edemeyeceğini açıkça hüküm altına alındığını, yine sözleşmenin 9-b maddesine sözleşmenin herhangi bir hükmünü ihlal eden tarafın bu yüzden uğradığı ve uğrayacağı her türlü zararı hiçbir ihbara gerek kalmaksızın defaten, peşin ve gayrikabili rücu olarak karşı tarafa ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, idare tarafından yapılan kesinti oranında uğradığı zararı sözleşme bedelinden indirdiğini, ancak davacının sözleşmeye, usul ve yasalara aykırı bir şekilde huzurda görülen bu davayı açtığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının yapmış olduğu işin eksik ve ayıplı olduğunun ispat edilemediği gibi süresi içerisinde davalıya ayıp ihbarında da bulunulmadığı, işin kabul edildiği, davalının iş bedelini ödemekle sorumlu olduğu, davalı tarafından keşide edilen Üsküdar 22. Noterliğinin 13/06/2017 tarih, 14695 sayılı ihtarnamesi ile talep edilen alacak miktarının ödenmeyeceğinin davacıya bildirildiği, 13/06/2017 tarihli ihtarname ile davalının temerrüte düştüğü, 29/06/2017 takip tarihine kadar davacının 16 günlük faiz talep edebileceği, 16 günlük faiz miktarının (317.405,33 x %9 / 360,00 = 79,35 x 16 = 1.269,60 TL) 1.269,60 TL olduğu, davacının 560,89 TL'lik faiz talebi ile bağlı olduğu anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne, takibin 318.123,15 TL üzerinden devamına, asıl alacak 317.405,33 TL'ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere yasal faiz uygulanmasına, taraflar arasında uyuşmazlık eser sözleşmesi ile kesin olarak miktarı saptanan fatura alacağından kaynaklandığından belirlenebilir likit bir alacak olduğundan, davalı tarafından bu alacak miktarına itiraz edildiğinden, %20 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının 26 Nisan 2017 tarihli sözleşme ile yükümlendiği edimleri tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, yapmakla yükümlü olduğu işler sözleşmenin yanında idare konumundaki Beşiktaş Belediyesinin teknik şartnamesine de aykırı olduğundan, ayıplı ifa yapıldığını, zira sözleşme gereğince sahne dekor, tribün ve podyumun davacı tarafça hazırlanıp, davalının ve Beşiktaş Belediyesinin onayı alındıktan sonra yerleştirilmesi gerekmekte iken, davalının ve idarenin onayı olmaksızın sözleşmeye aykırı şekilde hazırlanarak yerleştirilmiş, ses ve ışık sistemi, Prodüksiyon Hizmetleri, Ana sahne prodüksiyon hizmeti ve video üretimi lansmanın gerçekleştirileceği gün Beşiktaş Belediyesi ve davalı şirket yetkilileri tarafıdan davacı yanın hiçbir katkısı olmaksızın kendi imkanları ile en baştan hazırlandığını, mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda ise tüm bu hususlar dikkate alınmaksızın; davacı tarafından işin ayıplı yapıldığını, eksik işin davalı, dava dışı İdare veya 3. bir kişiye yaptırıldığının ispat edilemediği, ayıplı ifaya yönelik TBK.nun 477. maddesi hükmüne uygun şekilde ihbar mükellefiyetinin de yerine getirilmediği, işin kabul edildiği, davalının iş bedelini ödemekle sorumlu olduğuna dair hüküm kurulduğunu, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece işin davacı tarafça eksik ve ayıplı yapıldığının ve bu eksikliğin davalı ya da 3. Kişi tarafından giderildiğinin ispatlanamadığı belirtilmişse de; tarafımızca davaya karşı sunulan cevap dilekçesinde de açıklandığı üzere sahne ve podyumun yanında ses ve ışık sistemi, Prodüksiyon Hizmetleri, Ana sahne prodüksiyon hizmeti ve video üretimi gibi içeriklerin tamamının lansmanın gerçekleştirileceği gün Beşiktaş Belediyesi ve davalı şirket yetkilileri tarafıdan davacı yanın hiçbir katkısı olmaksızın kendi imkanları ile en baştan hazırlandığını, ifanın kabul edilmesinin aksine sözleşme konusu işlerin tamamen davalı müvekkili ve idare konumundaki Beşiktaş Belediyesi yetkililerince yapıldığının en net ve kesin göstergesi olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 9-b maddesinde sözleşmenin herhangi bir hükmünü ihlal eden tarafın bu yüzden uğradığı ve/veya uğrayacağı her türlü zararı hiçbir ihbara gerek kalmaksızın defaten, peşin ve gayrikabili rücu olarak karşı tarafa ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, davacı yanın sözleşme ile üstlendiği edimlerini tam ve gereği gibi ifa etmemesi halinde sözleşmenin davalıya açıkça tek taraflı fesih hakkı tanımasına rağmen müvekkil şirket iyiniyet ve hakkaniyete uygun davranarak davacı yana ödenen 600.000-TL'nin iadesini talep etmediğini, idare tarafından yapılan kesinti oranında uğradığı zararı sözleşme bedelinden indirdiğini, davalının ayıplı ifa durumunda sözleşmeye göre hiçbir bildirimde bulunmaksızın zararın tazminini karşı taraftan isteme ve ücretinde kesinti yapma hakkı bulunmasına rağmen yerel mahkemenin taraflar arasındaki işin bir eser sözleşmesi olduğu ve buna göre ayıplı ifa durumunda TTK hükümleri uyarınca fesih ya da ayıp ihbarında bulunulması gerektiği yönünde değerlendirmelerde bulunularak aleyhe hüküm kurulduğunu, İİK'nın 67 maddesi gereğince ispat külfetinin davacı/alacaklı tarafa ait olduğunu, dolayısı ile alacaklının düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğinin, ifanın sözleşme ve yasalara uygun nitelikte yapıldığının davacı/alacaklı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, itirazın iptali davasında ispat külfetinin davalıda olduğu, davacının işi eksik yaptığının davalı tarafından ispat edilemediği kabul edilerek davalı aleyhine kurulan hükmün usul ve yasalara aykırı olduğunu, dava dosyasında mevcut teknik şartnameden de anlaşılacağı üzere idare konumundaki belediyenin davalı şirkete ödeyebileceği toplam hakediş bedelinin 255.500,00 TL+KDV olup, davalı şirkete ödenen hak edişten toplam %27'lik kesinti yapıldığını, dolayısı ile işin eksik yapılması nedeni ile davacı alacaklıya ödenecek sözleşme bedelinden yapılan kesintide de belediyenin belirlediği %27lik kesinti oranı uygulanarak davalı tarafından ödeme yapıldığını, 26.03.2019 tarihli bilirkişi raporu ve bu rapora karşı taraflarınca sunulan beyan/itiraz dilekçesi uyarınca teknik şartnamedeki 16 No'lu iş kaleminin E,L,M,N bentlerinin % 27lik kısmının davalı ile davacı alacaklı arasında imzalanan sözleşmeye uyarlanması, dolayısı ile sözleşme bedeli olan 900.000,00 TL'nin %27lik kısmı olan 243.000TL+KDV'nin sözleşme bedelinden indirilmesi gerekmekte iken; yerel mahkemece bilirkişi raporu dahi dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi kök raporunda lansmana ilişkin cd ortamında teslim edilen video görüntüleri itibariyle, davacının edimini yerine getirmiş olduğu belirlendiği, davalı tarafça, sahne ve podyumun yanında ses ve ışık sistemi, prodüksiyon hizmetleri, ana sahne prodüksiyon hizmeti ve video üretimi de sözleşme ve idarenin teknik şartnamesine aykırı şekilde hazırlandığı, bu içeriklerin lansmanın gerçekleştirileceği gün Beşiktaş Belediyesi ve davalı şirket yetkilileri tarafıdan davacı yanın katkısı olmaksızın kendi imkanları ile en baştan hazırlandığı belirtilmiş ise de, eser sözleşmelerinde kural olarak işin taşeron tarafından yapıldığının kabulü gerektiği, davalı taraf işin teslimi sırasında eksik ve ayıplar yönünden bir delil tespiti yaptırmadığı gibi, ileri sürülen hususlar yasal delillerle de ispat edilebilmiş olmadığı, yapılan işin toplantının yapılması sonrasında kaldırıldığı dosya kapsamından anlaşıldığı, bu durumda, fatura konusu işin davacı tarafından yapıldığının kabulü ile, mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, sözleşmenin 9-b maddesinde sözleşmenin herhangi bir hükmünü ihlal eden tarafın bu yüzden uğradığı ve/veya uğrayacağı her türlü zararı hiçbir ihbara gerek kalmaksızın defaten, peşin ve gayrikabili rücu olarak karşı tarafa ödeyeceği hüküm altına alındığı, ancak, davalı tarafça bir itirazi kayıt ileri sürülmeksizin edimin ifası kabul edildiğinden mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği itirazlarını temyiz dilekçesinde yinelemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,
TBK 470 maddesi ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı her ne kadar temyiz dilekçesinde davacı tarafın işin tesliminden önce işe başlaması ve kendilerine kontrol etmek için zaman bırakması gerektiği ancak işi son gün yaptığı için ayıpları kontrol edecek sürelerinin kalmadığını ve idarenin işin eksik yapılmasından dolayı hak edişlerinden kesinti yaptığını, yapılan bu kesintilerin de davacı tarafa yansıtılması gerektiği ve eksik ödemenin bulunmadığını belirtmiş ise de; dosya kapsamında işin yapılması esnasındaki video ve resimlerin bulunduğu, buna göre işin toplantının olduğu son gün değil öncesinde yapımına başlanıldığı, davalı tarafın ve belediye başkanının da orada bulunduğunun bilirkişilerce saptandığı, asıl işverenin davalının hak edişinden yaptığı kesintilere ilişkin iş kalemleri incelendiğinde davacının yükümlülüğünde bulunanların (e) ve (m) bentlerindeki işlerin olduğu ve bu işlerdeki ayıpların da açık ayıp niteliğinde olacağı ancak davalı tarafından davacıya bu ayıplar ile ilgili herhangi bir ihbarda bulunulmadığı anlaşıldığından davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05/12/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.