Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3357 E. 2023/3326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart hükmünün geçerliliği ve davacı arsa sahibinin sözleşmeye aykırılık nedeniyle talep ettiği tazminat miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflarca kararlaştırılan cezai şart miktarının, yüklenicinin ekonomik olarak mahvına yol açacak derecede yüksek ve fahiş olması, dolayısıyla ahlaka aykırı kabul edilerek geçersiz olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1238 E., 2022/384 K.

DAVA TARİHİ : 28.07.2015

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/1200 E., 2020/206 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat Emine Kara geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin de aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile yüklenici şirket arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, inşaatın süresinde teslim edilmemesi halinde, yüklenici şirketin, arsa sahibine düşen dairenin değerinin iki katı kadar tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, yüklenicinin halen işi teslim etmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 300.000,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; inşaatın büyük oranda tamamlandığını, kalan imalatın arsa sahiplerinin seçimleri doğrultusunda tamamlanacağını, arsa sahiplerinin müvekkilini haksız olarak azlettiklerini, diğer arsa sahiplerinin de davada mecburi dava arkadaşı olarak yer alması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmede, yüklenicinin, eseri süresinde teslim etmemesi halinde, her bir arsa sahibine dairesinin değerinin iki katı kadar cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, inşaatın süresinde teslim edilmediği, imalat oranının %86 seviyesinde kaldığı ve yüklenicinin tapuya hak kazanmadığı hususlarının, daha önce yüklenici tarafından arsa sahiplerine karşı açılan, red ile sonuçlanan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen tapu iptal ve tescil davasında tespit edildiği, davacı arsa sahibi sadece kendisine isabet eden daire yönünden cezai şart talep ettiğinden diğer arsa sahiplerinin davaya katılımının şart olmadığı, aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığı, bilirkişi raporunda dairenin değerinin 210.000,00 TL olarak belirlendiği, bu durumda sözleşmeye göre hesap edilen cezai şart miktarı 420.000,00 TL ise de yapılan toplam imalat nazara alındığında bu meblağın fahiş olduğu, cezai şarttan %50 oranında indirim yapılması gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile 210.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacıların feshinin geçerli olmadığını, imalatın %86 oranında olduğunu, azil nedeniyle işin tamamlanamadığını, tarafların anlaşamaması halinde feshe ancak mahkemenin karar verebileceğini, azil nedeniyle davacı arsa sahibinin temerrüde düştüğünü, eksik ifa yönünden müvekkiline bir kusur atfedilemeyeceğini, aşırı cezi şartın tenkisi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesinde dile getirdiği hususları temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Türk Borçları Kanunu ve ilgili mevzuat

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.1.Türk Borçlar Hukuku kural olarak sözleşme serbestisi ilkesini benimsemiştir. Dava konusu sözleşme tarihinde yürürlükte bulununa 818 sayılı Borçlar Kanununun 19 ve 20 nci maddesi hükümlerine (TBK 26,27) göre taraflar kanuna, ahlak ve adaba, kamu intizamına, şahsiyet haklarına aykırı olmamak şartıyla aralarında her konuda serbestçe sözleşme yapabilirler.

2.2. Türk Ticaret Kanunu’nun 22 nci maddesinde “Tacir sıfatını haiz bir borçlu, Türk Borçlar Kanunun 121’inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hallerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.”

2.3.Buna göre Türk Ticaret Hukukunda cezai şart, miktarı yönünden sadece Borçlar Kanunundaki “ahlâka aykırılık” kavramı ile sınırlanmış bulunmaktadır. TTK’nın 22 nci maddesi uyarınca tacirin, borçlu olduğu cezai şartın tenkisini istemesi mümkün değildir. Ancak, taraflarca sözleşme ile kararlaştırılan cezai şart miktarı, borçlu durumda olan tacirin, iktisaden mahvına neden olacak ve onun eskisi gibi ticarî faaliyetini devam ettirmesine imkân tanımayacak derecede ağır ve yüksek ise, ahlâk ve adaba aykırı olarak kabul edilerek, cezai şartın kısmen veya tamamen iptaline karar verilmesi mümkündür. Borçlunun, iktisadî ve ticarî faaliyet ve varlığının tehlikeye girmesine veya yıkılmasına sebebiyet verecek her cezai şart, ahlâk ve adaba aykırıdır.

2.4. Somut olayda, taraflar arasındaki 20.04.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 14 üncü maddesinde "Yüklenici 5. maddede gösterilen günde ve sözleşmede geçen maddeler doğrultusunda işi bitirip teslim etmediği takdirde arsa sahibine sözleşme mülkün uzman incelemesi (ekspertiz) değerinin 2 katı tazminat vermeye mecburdur. Bu gecikme 3 ay geçtiğinde mal sahibi sözleşmeyi feshederek zarar ve ziyan istemek ve ayrıca eksik ve kusurlu işleri yüklenici hesabına tamamlattırmak ve düzelttirmek hakkına sahiptir.." düzenlemesine yer verilmiştir.

2.3. Sözleşme uyarınca toplam altı adet daire inşa edilecek, bunun üç tanesi yükleniciye, üç tanesi arsa sahiplerine ait olacaktır. Cezai şarta ilişkin hükme göre, yüklenici sözleşmede kararlaştırılan sürede işi teslim etmediği takdirde, her bir arsa sahibine, dairesinin değerinin iki katı kadar cezai şart ödeyecektir. Diğer bir anlatımla, yüklenici bu sözleşmenin ifası halinde üç adet daire elde edecek iken muhtemel bir gecikme halinde arsa sahiplerine toplam altı adet daire değeri kadar cezai şart ödemekle yükümlü olacaktır. Sözleşmeden elde edilecek menfaatin çok üzerinde kararlaştırılan bu cezai şartın, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi, yüklenicinin ekonomik yönden mahvına neden olacağı, bu bakımdan, az yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca ahlaka aykırı olduğu açık olup sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükmünün geçersiz olduğu kabul edilmelidir.

2.4. Mahkemece, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin

Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Yargıtay duruşmasında vekili hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet

ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye

Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.