Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3452 E. 2023/3193 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının peşin bedelli üye olarak kabul edildiği ve aidat borcunun olmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2659 E., 2022/391 K.

DAVA TARİHİ : 05.03.2015

HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2015/311 E., 2019/676 K.

Taraflar arasında ihraç kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12/09/2009 tarihli genel kurul kararına istinaden kooperatif tarafından peşin ödeme karşılığı üye kaydı yapıldığını, peşin ödemeli üye olduğunun göz ardı edilerek ve kooperatifin aidat ödemeli üyeler gibi değerlendirip borç çıkarak üyelikten ihraç kararı verildiğini, müvekkilinin kooperatife borcunun bulunmadığını ileri sürerek ihraç kararının iptaline, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının peşin ve sabit bedelli daire satın alma şartlarını taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2008 yılı kooperatif genel kurulunda peşin fiyatına en az 100.000,00 TL bedel karşılığında daire satışı yapılmasına ilişkin karar alındığı, bu karara istinaden daire satın alanların peşin ödemeli kooperatif üyesi olduklarının kabul edilmesi gerektiği, davacı tarafından kooperatife sunulan tarihsiz peşin bedelli üyeliğe ilişkin dilekçesinin kooperatif tarafından kabul edildiği, davacı tarafından yapılan ödemelerin kooperatif defterlerine işlenmemesinin ve defterlerin usulünce tutulmamasının davacı aleyhine yorumlanmasının mümkün olmadığı, 28/09/2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile de davacının peşin ödemeli üye olduğunun kabul edildiği, bu yönetim kurulu kararında imzası bulunan Hamid Deperler'in imzası bu şahsa ait olmasa da sırf bu nedenle davacının üyeliğinin kabul edilmemesinin hakkaniyete uygun olmayacağı, yönetim kurulunun bu kararının kooperatifi bağlamadığına ilişkin itirazın yaklaşık 6 yıl boyunca ileri sürülmeyip dava tarihi itibariyle ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, peşin bedelli üyelerin aidat ödeme sorumluluklarının olmamasına rağmen kooperatif tarafından davacının aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davacı hakkında ihraç kararı verildiği, anılan nedenlerle kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 12.09.2009 tarihinde yapılan genel kurulun 40 kişilik kooperatifte 7 kişilik kurucular kurulu ile yapıldığını, çoğunluğu temsil etmeyen karar olduğunu, karara katılan üyelerin çoğu istifa ederek üyelikten ayrıldığını, davacı tarafça üyeliğe müracaat dilekçesi sunulmuş ise de bu dilekçenin sonradan doldurulduğunu, dilekçe üzerindeki el yazılarının kime ait olduğunun belli olmadığını, tarihsiz bir dilekçe olduğunu, 28.09.2009 tarihinde yönetim kurulu tarafından alınan kararın davacının iddiaları ile çeliştiğini, davacının kooperatife 05.11.2014 tarihli gönderdiği ihtarnamede 2011 yılında peşin para ödediğini kabul ettiğini, 2009 yılında karar altına alınmış olması karar defterinde boş olan kısma sonradan kararın yazılmış olduğu anlamına geldiğini, para makbuzları ile ödendi olarak gösterilen makbuzların altındaki imzalar kooperatifi temsile yetkili şahıslarca verilmediğini, Recep Öncel isimli kooperatifin taşeronu tarafından imzalandığını, kooperatif başkanı Sait Çamkerten ile bu şahıs arasında menfaat ilişkisi bulunduğunu, komisyon sözleşmesini dosyaya sunulduğunu mahkemece dikkate alınmadığını, davacının 2009 yılında kooperatife ödemesinin bulunmadığı, ödemelerinin de peşin değil taksitler halinde olduğunu, peşin sabit fiyatla daire alma hakkının bulunmadığını, kooperatifin karar defterini tutan yetkili şahsın davacının öz babası Sait Çamkerten olduğunu, usulsüzlük ve davacının kayırmacılığını bu şahsın yaptığını, davacının kooperatif adına para yatırdığını iddia ettiği tarihlerde davacının babasının yönetim kurulu başkanı olduğu ve 2010 -2011 yılı dönemlerinde ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığını bilirkişi raporlarında yer aldığını, mahkemenin terfik ettiği dosyanın neticelenmesini beklemeksizin gerekçesinde davacının üyeliğinin peşin üyelik olduğu, üstelik 100.000TL demek suretiyle diğer üyelerle tezat teşkil edecek şekilde karar vermesinin hatalı olduğunu, peşin üyeliğin kabul edilebilmesi için, müracaat dilekçesi ile birlikte en az peşin ve nakden ödemesi gerektiğini, zira 12 Eylül 2009 yılındaki genel kurulun 7 nci maddesinde alınan kararın normal daireler için olduğunu, dubleks dairelerle ilgili peşin satışına ilişkin genel kurulda alınmış herhangi bir karar olmadığını, davacıya babasının dubleks dairenin tapusunu verdiğini, üstelik aldığı dairenin de kurasız, tercihli bir daire olduğunu, Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2016/134 E., 2019/119 K. Sayılı dosyası ile eski yöneticilerin yargılanıp ceza aldıklarını, dava dosyası neticesini beklememiş olmasının da yasal olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2008 yılı olağan genel kurul toplantısında genel kurulun peşin bedelli üye alınmasını kabul ettiği, davacının 2010 yılı içinde kooperatife ödediği miktarlar, peşin bedelli üye olmasıyla ilgili alınan karar ve üye olmasıyla ilgili alınan başka bir kararın olmadığı da dikkate alındığında peşin bedelli üye olduğu, inşaat finansmanı için aidat ödemesinin kendisinden istenemeyeceği, sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu, mahkemece genel yönetim ve altyapı giderlerinin ne kadar olduğu belirlenmemiş ise de davalı kooperatifin davacıdan normal üyelerin ödemesi gereken aidatı istediği, bu durumda ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olamayacağının açık olduğu, genel yönetim ve altyapı giderlerinin tefrik edilen menfi tespit davasında ayrıca belirleneceği, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, 12.09.2009 tarihinde yapılan genel kurulun kurucu olan 7 kişi ile yapıldığını, kooperatifin 40 üyeli olduğunu, hiçbir üye kaydetmeden kurucu şahısların genel kurul yaptığını, bu kurucu üyelerin aidat ödemesinin olmadığını, kooperatife sigortalı işçi olarak kayıt yaptırarak kooperatiften maaş aldıklarını, 12.09.2009 tarihli genel kurulun 7 nci maddesinde alınan kararın ana sözleşmenin 61. maddesine uygun alınmadığı için geçersiz olduğunu, ayrıca karar geçerli olsa dahi normal daire ve tercihsiz üye olma anlamını taşıdığını, 100.000TL ödeyerek dubleks daire satın almak ve hatta tercihen almanın genel kurul kararına, kanuna ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, davacının kooperatife verdiği dilekçe üzerinde el ile eklemeler yapıldığı bunun davacının eli ürünü olmadığı, sonradan yazıldığı itirazlarının dikkate alınmadığını, 28.09.2009 tarihli yönetim kurulu kararında imzası bulunan Mehmet Kemerci'nin kooperatifi temsil yetkisi bulunmadığı, kooperatifi temsile yönetim kurulu başkanı Hamit Debeler ile başkan yardımcısı Samet Sönmez'in müşterek imzaları ile temsil yetkisi bulunduğu, kararın geçersiz olduğunu kooperatifi bağlamadığını, mahkemenin 6 yıl üyeliğe itiraz edilmediği belirtilmiş ise de davacının babasının kooperatifin eski başkanı olduğunu, karar defteri ve muhasebe defterinin bu kişinin nezaretinde olduğunu, davacının peşin, tercihli daire aldığı genel kurullarda gündeme getirilmediği üyelerin usulsüzlüklerden haberi olmadığını, işlem yapacak olan davacının babası olup yapmayıp gizlemesi davacıya hak bahşetmeyeceğini, kooperatifin Kooperatifler Kanunu'na uygun yönetilmediğini, Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi 2016/134 Esas, 2019/119 Karar sayılı kararıyla eski yöneticilerin görevi suistimaldan ve zimmet suçundan cezalandırıldığını, davacının üyelik kararının alındığı 2009 yılında peşin ödemesinin bulunmadığını, o halde peşin üyelik hakkından yararlanamayacağını, kuraya katılmadan tercihen istediği daireyi dubleks olarak alma yetkisinin olmadığını, dubleks daire için ne kadar para alınacağı genel kurulda kararlaştırılmadığı, tercihli daire verilip verilmeyeceği eşitlik ilkesine göre genel kurulda karara bağlanmadığını, 28.09.2009 tarihli yönetimin aldığı kararın geçersiz olduğunu, davacının kooperatife gönderdiği ihtarda 2011 yılında dava dilekçesinde ise 2010 yılında kooperatife peşin para ile üye olduğunu kabul ettiğini, kendi kabulüne göre 2009 yılında kooperatife müracaat etmediğini, davacının babasının yeni yönetime ticari defterleri vermediğini, davacının eşinin aynı kooperatife üye olduğu ihraç edildiğini, kooperatiften iki tane avantajlı şekilde daire almış olmaları eşitliğe ve hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.