Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3463 E. 2024/519 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan kura sonucu davacıya isabet eden dairelerin türünün ve sayısının, protokol hükümlerine uygun olup olmadığı ile kira kaybı ve otopark eksikliğinden kaynaklanan zararın tazmini.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının protokolde kuraya itiraz etmeyeceğini kabul ettiği, kura usulüne itiraz etmediği, kura sonucu davacıya isabet eden dairelerin metrekare olarak protokolde belirtilen ölçülere uygun olduğu, davacının kira kaybından kaynaklanan zararını ise imzaladığı konut teslim formu ile ibra ettiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında açılan taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kapsamında yapılan kuranın iptali ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; inşaat yapmayı vaad eden ... Belediyesi iştiraki davalı ... ... İnşaat San. ve Tic. A.Ş. tarafından 01/02/2013 tarihinde akdedilen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamındaki protokol ve ek protokol olarak düzenlenen ... İli, ... İlçesi 1095 ada, 16 parselde yapılacak 191 adet daire (171 adet 2+1, 20 adet 1+1 olmak üzere) için 30/03/2016 tarihinde çekilen kuranın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ... 42.Noterliği huzurunda ve kamera kayıtları altında yapılan kurada 171 adet 2+1 daire, 20 adet de 1+1 daire olmak üzere toplam 191 adet daire için hak sahipleri arasından kura çekildiğini, kura için iki adet fanus getirildiğini, bir fanusta hak sahiplerinin isimlerinin, diğer fanusta ise 191 adet dairenin yeri ve niteliğinin belirtildiğini, ilk olarak birinci fanustan noterce hak sahibinin isminin çekilerek okunduğunu, daha sonra ismi okunan kişinin gelerek ikinci fanustan kendi dairesinin kurasını çektiğini, ilk fanusa 191 adet hak sahibi konulması gerekirken birden çok katılma hakkı olan yani birden çok daire alacak olan müvekkili gibi hak sahibi olan 20 katılımcının konulmadığını, 171 adet ismin fanusa (noterin çektiği birinci fanusa) konulduğunu, ismi okunan kişiler tarafından çekilen ikinci fanusa ise 171 adet 2+1 dairelerin bulunduğu kuraların eklendiğini, bu şekilde kuraya başlanıp ilk 100 hak sahibine doğrudan 2+1 daire verildiğini, daha sonra yani ilk 100 kişi çekildikten sonra geriye kalan 20 tane 1+1 dairenin bulunduğu katlanmış kağıtların ikinci yani hak sahiplerinin kendi dairelerini belirlemek için çektiği fanusa konulduğunu ve 20 adet 1+1 dairenin de kuraya eklendiğinin söylendiğini, devamında ise 20 adet kişinin bulunduğu kağıdın noter tarafından çekilen birinci fanusa yani isimlerin bulunduğu fanusa eklendiğini ve kura çekimine devam edildiğini, müvekkilinin toplamda 13 katılım hakkı yani daire çekme hakkının bulunduğunu, ilk 100 çekimde sadece 3 kez sadece 2+1 dairelerin bulunduğu ilk 171 dairelik fanustan çekme hakkı tanındığını, daha sonra 1+1 daireler eklendikten sonra diğer çekim haklarını kullanabildiğini, böylelikle 1+1 dairelerin kuraya eklenmesinden sonra kura çekim hakkının tarafına tanınmış olmasının kendisini 2+1 dairelerden daha fazla alma hakkından mahrum ettiğini, matematiksel olarak 191 dairenin tamamı ile 191 hak sahibinin aynı anda fanuslara konması ile çekim yapılsa idi 2+1 dairenin tarafına isabet etme olasılığı daha yüksek olacağını, yapılan kura uygulaması ile tek çekiliş hakkı olanlara bir nevi öncelik tanınarak onlara 2+1 daire çıkması olasılıklarının arttırıldığını, çekiliş sonrasında müvekkiline bir tane 1+1 dairelerden düşmesi gerekirken 4 adet 1+1 daire, 9 adet de 2+1 daire düşmesinin sağlandığını, 2+1 daire ile 1+1 dairelerin ... farklarının da hatalı hesaplandığını, yine taraflar arasındaki protokole göre isabet eden daire başına otopark alanı yapılması gerekirken taşınmaz maliklerine özgülenmiş bir otopark bulunmamakla birlikte var olan otoparkın da bağımsız bölüm sayısından az, yetersiz ve eksik olduğunu, ayrıca protokol gereğince teslim edilmesi gereken dairelerin taraflarına teslim edilmediğinden müvekkili tarafından kira gelirlerinden de mahrum kalındığını, dava hakları saklı kalmak kaydı ile teslim almak istendiğinde davalı tarafça dairenin teslim edilmediğini, belgelerin müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmayacağından bu belgenin baskı altında verileceğinden hukuki bir değeri ve geçerliliğinin bulunmayacağını ileri sürerek kuranın iptali, mümkün olmadığı takdirde matematiksel olarak oranlama yapılarak müvekkiline düşmesi muhtemel dairelerin belirlenmesi ile kura sonucu tarafına verilecek olan daireler arasındaki değer farkı maddi zarar doğurduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile şimdilik kira geliri maddi zararı olarak 3.000,00 TL ve 7.000,00 TL değer farkı maddi zararı olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca dava dilekçesinde terditli olarak tespit davasının konusunu oluşturabilecek talepler ile birlikte maddi tazminat talebinde bulunulduğunu, bu iki davanın birlikte açılması ve aynı davada görülmesinin hukuken mümkün bulunmadığını, projede çoğu hak sahibinin birden fazla konut aldığını, 67 m² konut tipini talep eden 100 adet hak sahibinin ise yalnızca 1 adet konut aldığını, projede yer alan 191 adet 67 m² tip konutun 1+1 ve 2+1 oda sayısından oluştuğunu, konut tiplerinin en küçüğü olan 67 m² tipi talep eden ve üstelik yalnızca 1 adet konut alacak hak sahibinin 1+1 odalı evde yaşaması hak sahipleri açısından adaletsizliğe neden olacağı sebebiyle; bir konut alacakların öncelikli olarak kura çektiğini, kura fanusuna yalnızca 2+1 dairelerin toplarının konulduğunu, bu kuranın akabinde davacı taraf gibi birden fazla konut talep eden hak sahiplerinin adının ve tüm diğer 67 m² tip konut toplarının fanusa yerleştirildiğini, birden fazla konut alan hak sahiplerine 1+1 ve 2+1 olarak ev çıktığını, davacı ile akdedilen protokolde kuranın prosedürleri net olup, davacının bu prosedürlere ve yapılacak kuraya itiraz etmeyeceğini kabul ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmede metrekare olarak anlaşma sağlandığını, oda sayısı olarak bir taahhütte bulunulmadığını, davacı tarafınca anlaşma sürecinde ileri sürülmeyen bir hususun daha sonra dava konusu yapılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki protokolde yapılacak konutlar neticesinde davacının müvekkili şirkete toplamda 491.640,00 TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu hususun protokolün 9.md.sinde ve talep formunun 6.md.sinde açıkça düzenlendiğini, davacının bu edimini yerine getirmeden dairelerin tesliminin gerçekleşmediğini bildirerek maddi tazminat talebinde bulunmasının da dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının malik olduğu bina kentsel dönüşüm kapsamında yıkılarak yeni bina yapılması konusunda 1.2.2013 tarihli 6306 sayılı Kanun kapsamında taraflar arasında düzenlenen protokol 7.1,7.2 ve 7.3 maddeleri kapsamında yapılan düzenlemeler itibariyle paylaşım şeklinin düzenlendiği ve davacının kabul ettiği, noter huzurunda kur'a çekimi olacağı, dairelerin ... bedellerinin belirlenmesi, teslim öncesi ... bedellerin ödenmesi hususlarının da düzenlendiği, belediye kayıtları itibariyle davacıya vaad edilen miktar itibariyle daire verildiği görüldüğü, davalı tarafından yapılan bina itibariyle taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında 4 adet 1+1 ve 9 adet 2+1 daire verilmiş olduğu, davacının noter tarafından yapılan kur'a çekimlerine yönelik itirazlarının bulunmaması, verilen dairelerin davacı ile imzalanan protokol itibariyle uygun olduğu anlaşıldığından, davacının haksız kur'a yönelik davacının ispatlanamadığı, kur'a protokole uygun olduğu anlaşıldığından davacının kira ve diğer zararlar itibariyle zararının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak sahipleri arasında eşitlik ve adalet sağlanamadığını, dürüstlük kuralına aykırı, belirli bir kesimi korumak üzere yapılan kuranın hukuk sisteminde yeri bulunmadığını, kararda protokolde yapılacak kuraya itiraz edilemeyeceğine dair şerh olduğu iddia edilmişse de başlangıçta konulan bu maddenin hukuken geçerli olmayıp protokole uygun bir kura çekimi yapılmadığını, protokolde otoparkın daire başına yapılacağı belirtilmesi gerekirken eksik yapılmasının da müvekkilinin dairelerinin değerinin düşmesine sebebiyet verdiğini, eksik ve yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmasının doğru olmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; akdedilen protokole dayanarak söz konusu alandaki ruhsatsız, iskansız, köhne, yıpranmış ve depreme dayanıksız binaların yıkılarak, hak sahiplerine eski bağımsız bölümleri adedince bağımsız bölüm verilmek üzere hak sahipleriyle anlaşmalar yapıldığı, anlaşmak istemeyen bazı hak sahiplerinin taşınmazları Maliye Hazinesi adına kamulaştırıldığı, anlaşılan hak sahiplerinin talep ettiği konut m² tipi ve miktarına istinaden proje çizilerek inşaat tamamlandığı, noterlikçe toplam 1435 adet bağımsız bölümün kurasının çekildiği, halihazırda davalı şirket tarafından 1346 adet bağımsız bölümün anahtar tesliminin yapıldığı, davacının da içinde bulunduğu 89 adet bağımsız bölümün ise, hak sahibinin ek protokolü imzaya gelmemesi yada anahtar teslimi talep etmemesi sebebiyle teslim edilemediği, taraflar arasında imzalanan 01/02/2013 tarihli protokolün 4.maddesinde; sözleşmenin konusu ve davacı arsa sahibine verilmesi taahhüt edilen taşınmazların ayrıntılı olarak belirlendiği, buna göre; davacı arsa sahibine ait ... ili, ... ilçesi, 977 parselde kayıtlı 120 metrekare yüzölçümlü arsanın 120/22480 hissesinde kain, ... Mah. ... Sok. No:19 .../ ... adresinde 120 m² arsa üzerinde ... kat+2 Zemin Kat+8 Normal Kat+2 son kat yerine 07/12/2012 tarihli talep formunda beyan ettiği üzere, yeni yapılacak bağımsız bölümlerden toplam 379,37 m²=toplam 13 adet (67m²) konut verilmesi kararlaştırıldığı, 7. ve 18.maddelerinde verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümlerin noter huzurunda gerçekleşecek kura işlemi ile belirleneceği kabul edildiği, protokolün "Paylaşım" başlıklı 7.2 nolu maddesinde; "Tüm hissedarlara hangi dairelerin verileceği, noter huzurunda gerçekleşecek kura ile belirlenecektir. Kura öncesi dairelerin ... bedelleri ... A.Ş. tarafından teslim edilecek ve kura öncesi ilan edilecektir. Kura sonunda hak sahibi ... bedeline ve kura sonucuna itiraz etmeyecektir. ... bedeli konut teslimi esnasında ödenecektir." şekilde düzenleme bulunduğu, protokolde davacının da bu şarta uyacağı ve hiçbir şekilde itirazda bulunmayacağı yönünde imzası bulunduğu, davalı yanın kura yönteminin kura öncesinde sesli olarak hak sahiplerine ilan edildiği ve davacının da dahil kimse tarafından itiraz edilmediğini, bunun üzerine kuranın anlatılan usulle gerçekleştirildiği, dosya kapsamında bulunan ... 42.Noterliği'nin 01/04/2016 tarih ve 05850 yevmiye nolu düzenleme şeklînde kura çekilişi tutanağına göre; protokol hükümleri doğrultusunda kura işleminin yapıldığı, davalının 67 m²'lik dairelerin kura çekilişine katıldığı, davacının kura çekilişi usulüne ve ... bedellerine yönelik itirazının bulunmadığı, 6306 sayılı Kanun'da ve Uygulama Yönetmeliği'nde kura çekilişi usulü ve itirazlara dair düzenleme bulunmadığı, bu nedenle davaya konu kura yöntemi ve itiraz usulünün belirlenmesinde yanlar arasında imzalanan ve ihtilaflı olmayan protokol maddelerinin yorumunun gerektiği gözetilerek protokol maddelerinin doğru değerlendirilmesi sonucu; davacının protokolü imzalamakla kuraya itiraz etmeyeceğini kabul ve taahhüt ettiği, kurada hazır bulunan davacının noterce yapılan kuraya başlanmadan önce katılan hazirun huzurunda itirazlarını bildirmediği, kura çekilişi tutanağında davacının kura usulüne ya da ... bedeline yönelik herhangi bir itirazda bulunmadığı gerekçesiyle davacı yanın kura yöntemi ve usulüne ilişkin itirazının reddine karar verilmesi protokol maddelerine ve yasaya uygun olduğu, davacının kendisine verilmesi taahhüt edilen 13 adet daireden kurada 2+1 daire sayısının az, 1+1 daire sayısının fazla olduğu ve kura sonucu matematiksel olarak oranlama yapılarak kendisine düşmesi muhtemel daireler ile kura sonucu tarafına verilecek olan daireler arasında değer farkı bulunduğu itirazı yönünden yapılan incelemede; protokolün "bedel-paylaşım hususu" başlıklı 18.maddesindeki; " Bu sözleşme ile taraflar arasında paylaşıma dair bir oran belirlenmemiştir. Ancak mevzuat ve sözleşme kapsamında hak sahibinin arsa bedeli ve enkaz bedeli olarak tespit edilmiş olup, yeni yapılacak inşaattan bu bedelin tenkisi sonrası ödemesi gereken rakam ekli talep formunda belirtildiği üzere 491.640,00 TL'dir. Bu bedel konut tesliminde ... AŞ' ye hak sahibi tarafından ödenecektir." şeklindeki düzenleme ile taraflar arasında paylaşıma dair bir oran belirlenmediği açıkça yazıldığı, mahkeme hükme esas alınan 04/12/2017 tarihli bilirkişi kurul kök raporu ile 08/05/2018 tarihli ek raporda; matematiksel olarak davacının iddia ettiği şekilde bir oranlamanın yapılmasının mümkün olmadığı, kura sonucu davacıya 13 adet dairenin tamamının 2+1 çıkabileceği gibi, tamamının 1+1 'de çıkabileceği, davacıya düşen gerek 2+1, gerekse 1+1 toplam 13 adet dairenin her birinin brüt 67 m² olduğu, davacıya kurada çıkan dairelerinin m² si yönünden itiraz olmadığı gibi, bu hususun inşaat tasdikli projesi ile belirlendiği, kura çekiminde protokole aykırılık gözlemlenmediği, davacının daireleri arasında m² farkı olduğu yönünde iddiası olmadığı, daire bedelleri ve dairelerin ... bedellerinin ... AŞ tarafından belirlendiği ve tüm katılımcılar tarafından itirazsız kura çekiminin yapıldığı, kura sonucu belirlenen daire değerlerinin ... bedelleri ile denkleştirildiği, davacıya kura ile isabet eden daire bedelleri ile diğer şahıslara kurada isabet eden daire bedelleri arasında fark bulunmadığı, bu itibarla davacının herhangi bir zararının bulunmadığının belirtildiği, o halde mahkemece davacının imzaladığı talep formu ile brüt 67 m² konut almayı ve borçlanmayı kabul ettiği, yapılan kura ile davacıya düşen gerek 2+1, gerekse 1+1 toplam 13 adet dairenin her birinin brüt 67 m² olduğu, davacının daireleri arasında m² farkı bulunduğu yönünde bir iddiasının bulunmadığı, kura sonucu dairelerin değerlerinin ... bedeli ile denkleştirildiği ve bilirkişi kurulunun davacıya kura ile isabet eden daire bedelleri ile diğer şahıslara kurada isabet eden daire bedelleri arasında fark bulunmadığının anlaşıldığı, davacının protokol gereğince teslim edilmesi gereken dairelerin davalı şirket tarafından teslim edilmediği, bu nedenle kira geliri maddi zararının bulunduğu ve yine taraflar arasındaki protokole göre isabet eden daire başına otopark alanı yapılması gerekirken, taşınmaz maliklerine özgülenmemiş bir otopark bulunmamakla birlikte var olan otoparkın da bağımsız bölüm sayısından az, yetersiz ve eksik olduğu yönündeki itirazı yönünden yapılan incelemede; protokolün 9. Maddesinde; bağımsız bölümlerin en son hissedar ile yapılacak sözleşmeden ve inşaat ruhsatının alınmasından 30 ay sonra bitirileceği ve hak sahiplerine anahtar teslimi olarak teslim edileceği düzenlendiği, davalı tarafça dosyaya delil olarak sunulan 03.01.2017 tarihli konut durum tespit teslim formunda; davacının kura sonucu kendisine isabet eden daireleri halihazır durumunu kontrol ederek ve kabul ederek anahtarları ile birlikte teslim aldığı, dairelerini mahallinde gezerek kabul ettiği, bu suretle davalı şirket ile ... Belediyesi'nin daha önce imzaladığı sözleşme ve ekleriyle beraber başta hukuki olmak üzere tüm boyutlarıyla gayrikabili rücu ibra ettiğini kabul, beyan ve taahhüt ettiği belirtilmiş, bu belge davacı yanca imzalanmış olduğunun anlaşıldığı, o halde mahkemece, her ne kadar bilirkişi kurulu raporunda davacı yanın gecikmeden kaynaklı kira alacağı olduğu tespit edilmiş ise de; davacı yanca imzası inkar edilmeyen konut durum tespit teslim formu ile davalı yanı sözleşme ve ekleriyle beraber başta hukuki olmak üzere tüm boyutlarıyla ibra ettiği gözetilerek davanın reddinin doğru olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava hakları saklı kalmak kaydı ile ek protokolün imzalandığını belirterek ayrıca istinaf sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kapsamında yapılan kuranın iptali ve tazminat davasıdır.

2. İlgili Hukuk

TBK. 470. maddesi ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.