Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3512 E. 2023/3430 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağı ile sözleşme dışı ilave iş bedellerinin tespiti ve davalı tarafından yapılan giderlerin mahsup edilip edilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamında belirtilen hususlara uygun şekilde hüküm kurmaması ve davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal ederek davalı tarafından yapılan giderleri mahsup etmesi hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/469 E., 2021/141 K.

DAVA TARİHİ : 10.01.2014

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulanan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; villanın çatı işlerinin yapılması hususunda anlaştıklarını ve sözleşme imzaladıklarını, sözleşme konusu işlerin bedelinin 115.000,00-TL+KDV olarak belirlendiğini, davalının sözleşme imzalandıktan sonra ilave işler yapılmasını talep ettiğini, ilave işlerle birlikte toplam sözleşme bedelinin 151.042,89 TL+KDV olarak belirlendiğini, davalının, sözleşme konusu işlerin tamamlanıp teslim edilmesine rağmen müvekkili şirkete 70.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak bakiye 108.230,61 TL'yi ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL'nin 15.04.2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı vekili, 21.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 81.496,00 TL'ye ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan sözleşme ile iş bedelinin götürü usulde 115.000,00-TL+KDV şeklinde belirlendiğini, davacının bu bedeli aşan alacak (ilave işler yapımının talep edildiği iddiası) isteminin yerinde olmadığını, davacıya mezkur binanın çatı imalatı dışında başkaca bir iş verilmediğini ve sözleşmeyi aşan herhangi bir imalat talebinde de bulunulmadığını, davacının sözleşme ile taahhüt ettiği işi tam ve layıkıyla tamamlamadığını, bakiye ücreti talep ve dava etme hakkının bulunmadığını, ayrıca sözleşme hükümleri gereği bakiye ücretin ödenme anının, işin teslimi anı olarak tayin edildiğini, davacı yanın alacak isteminin vadesinin henüz gelmediğini, imalatın ayıplı yapıldığını, kusur ve eksikliklerinin giderilmesini ihtaren bildirdiklerini, davacının ihtarnameye rağmen bahsi geçen imalat ayıp ve eksiklikleri gidermediği gibi İstanbul Anadolu 12. Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/36 Değişik İş sayılı dosyası ile tüm işleri bitirdiğinden bahisle delil tespiti talebinde bulunduğunu, tanzim olunan bilirkişi raporu ile, davacının taahhütlerini tamamlamamış olduğu, imalat kusur ve ayıplarının mevcudiyetinin tespit olunduğunu, davacı tarafından işin tamamlanıp teslim edilmediğini ve KDV talebine esas fatura da düzenlenmediğini, eksik yapılan imalatlar ile kusurlu yapılan imalatların giderilmesi bedelinin, davacının talep edebileceği bakiye bedelin çok üzerinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.12.2015 tarihli ve 2014/26 Esas, 2015/483 Karar sayılı kararı ile mahallinde keşif yapıldığı, taraflarca yapılan ek sözleşmede davalı tarafın imzasının bulunmadığı, bu nedenle toplam çatı maliyeti 115.000,00 TL+KDV=135.700,00 TL olup, bu bedelden davalının ödediği 70.000,00 TL ve hatalı ve kusurlu imalat için nefaset bedeli 20.355,00 TL düşüldüğünde, davalının ödemesi gereken tutarın 45.345,00 TL olduğu, ayrıca davalı taraf, eksik ve hatalı imalatların onarılması sebebiyle, davacı firma dışındaki firmaya ödemiş olduğu 56.876,00 TL'yi talep emekte ise de, hesaplamada nefaset bedeli düşülmüş olduğundan, bir de bu tutarın değerlendirmeye alınmasının mükerrer hesaba neden olacağından dikkate alınmadığı bildirilmekle davanın kısmen kabulü ile, 45.345,00 TL'nin davalının temerrüde düştüğü 15.04.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 02.03.2017 tarihli ve 2016/1503 Esas, 2017/920 Karar sayılı kararıyla; eser sözleşmesinde sözleşme dışı iş, sözleşmenin ifası sırasında iş sahibinin talimatı ile ya da talimatı olmaksızın işin gereği yüklenici tarafından gerçekleştirilen ve iş sahibi yararına olan imalât olarak tanımlanmakta ve bedelinin 818 sayılı TBK'nın 410 ve devamı 6098 sayılı TBK'nın 529. maddeleri gereğince vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleri ile istenebileceği kabul edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının tek taraflı olarak olarak düzenlediği toplam çatı maliyeti başlıklı belgeye göre sözleşme dışı iş yapıldığı belirtilmiş ise de söz konusu belgenin davalı tarafından kabul edilmediği, bu durumda mahkemece, teknik bilirkişi marifetiyle yerinde keşif yapılarak davacının sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların bedelinin sözleşme fiyatlarıyla, sözleşme dışı iş gerçekleştirmiş ise de bu imalâtların bedelinin ise vekâletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp, bundan hatalı ve kusurlu imalâtlar için belirlenen nefaset kesintisi ile davalı tarafından gerçekleştirilen ödeme düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının yaptığı ilave işler de gözetilerek dava edilen eserin (çatı işlerinin yapılması) oluşmasında davacının iyileşmeye katkısı vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde 35.126,00 TL kabul edilerek ve bu meblağ esas alınarak davanın kısmen kabulüne 35.126,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 15.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacının Temyizi

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle ve böylece davacı müvekkil lehine usuli müktesep hak oluşmasına rağmen; bozmaya uygun hüküm verilmediği, davalının sunduğu, her zaman düzenlenmesi mümkün, açıkça muvazaalı olduğu ilk bakışta belli olan, herhangi bir şirketten aldığı ''Teklif Belgesi'' içeriğinde yazılan banka dekontu, ticari defter, fatura gibi başka hiçbir ödeme belgesiyle desteklenmeyen 56.876,00 TL ödemenin alacaklarından mahsup edilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalının Temyizi

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sözleşmenin götürü bedelli eser sözleşmesi olduğu, ilave işler yapıldığının kabulünün hatalı olduğu, ek raporun hükme esas alınmasının doğru olmadığı, keşifte herhangi bir ölçüm yapılmadığı, emsal olarak belirtilen fiyatların denetlenebilir olmadığı, davacının işi tamamlamaması nedeni ile gönderdiği ihtarın temerrüde esas alınamayacağı, fatura düzenlenmemesi nedeni ile KDV'ye hükmedilmesinin hatalı olduğu, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesi uyarınca bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle keşif yapılarak alınan raporda davacının sözleşme kapsamı dışında gerçekleştirdiği imalâtların belirlenerek vekâletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplattırıldığı, fatura düzenlenmesinin hazinece takibi gereken bir husus olup sözleşme gereği KDV'nin ayrıca ödeneceği ve davalı tarafından da KDV'nin ödemediğini kabul edildiğinden davacının KDV alacağı yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde hata olmadığı, ihtarnamenin temerrüde düşürücü nitelikte olduğu anlaşılmakla ve bozma nedenine göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2.Davacının temyiz itirazının incelenmesine gelince;

Usuli kazanılmış hak, 1086 sayılı HUMK'un yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında tanımlanmış olup, içtihihadı birleştirme kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir.

6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtayın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanunun 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. Bu ek düzenleme ile “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz” maddesi ile HMK’da hüküm altına alınmış olup usuli kazanılmış hakların korunacağı bu şekilde hükme bağlanmıştır. Usuli kazanılmış hak kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle Yargıtayca da re'sen dikkate alınır.

Yargıtayın bozma kararı nedeniyle doğan hak iki çeşit olup, (1) mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak, (2) bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haklardır. Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapması zorunludur. Yargıtayın ve Dairemizin istikrarlı uygulamaları da bu yöndedir.

Somut olayda, Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 02.03.2017 tarihli ve 2016/1503 Esas, 2017/920 Karar sayılı kararıyla; yerinde keşif yapılarak davacının sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların bedelinin sözleşme fiyatlarıyla, sözleşme dışı iş gerçekleştirmiş ise de bu imalâtların bedelinin ise vekâletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp, bundan hatalı ve kusurlu imalâtlar için belirlenen nefaset kesintisi ile davalı tarafından gerçekleştirilen ödeme düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece, belirlenen nefaset kesintisi ile davalı tarafından gerçekleştirilen ödemeye ek olarak davalının yaptığını iddia ettiği harcama farkı olan 32.575,70 TL'nin de mahsup edilerek 35.126,00 TL'ye hükmedilmesi usuli kazanılmış hakka aykırı olmuştur.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş; KDV dahil 137.700,00 TL sözleşme bedeli + 26.302,00 TL sözleşme dışı iş olmak olmak üzere toplam 162.002,00 TL hak edilen iş bedelinden 24.300,30 TL nefaset kesintisi ile 70.000,00 TL'nin mahsubu ile 75.802,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinden ibarettir.

Hatalı değerlendirme ve usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde karar verilmesi nedeni ile kararın bozulması uygun bulunmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine,

Temyiz olunan Mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA,

17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.