Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3532 E. 2024/89 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesi uyarınca fatura bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, eser sözleşmesinin varlığını yazılı delille ispatlayamaması ve davalının yemin yoluyla borcu inkâr etmesi nedeniyle, davanın ispatlanamadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı için yaptığı dış cephe giydirme işini zamanında bitirerek davalıya teslim ettiğini, yaptığı işlerin karşılığında düzenlediği 03.06.2013 tarihli 20.560,32 TL tutarındaki faturanın tüm şifahi ikaz ve ihtarlarına rağmen ödenmediğini, bunun üzerine bakiye fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı şirketin haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, icra takibinin faiz dâhil 20.784,93 TL üzerinden devamına, %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline dış cephe giydirme işi yapmadığını, ihtarname ile gönderilen 03.06.2013 tarihli faturaya itiraz edildiğini ve faturanın iade edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.12.2014 tarihli ve 2014/761 E., 2014/485 K. sayılı kararı ile; dinlenen tanık beyanları ve yapılan keşif ile davalının işyerinin dış cephe giydirme vb. işlerini alan davacının taşeron vasıtasıyla işleri tamamlayarak davalıya teslim ettiğinin anlaşıldığı, davalının işlerin davacı tarafından yapılmadığına yönelik savunmasıyla ilgili somut bir delil sunmadığı, davacının takip konusu fatura kapsamındaki işleri kendi elemanları ile veya taşeron kullanarak yapmasının ve taşeron firmanın gönderdiği faturanın üzerine davalı ile arasındaki anlaşmaya göre kârını da ilâve ederek faturalandırmasının mümkün olduğu, faturaya dayalı olan alacağın icra takibi itibariyle bilinebilir miktarda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin10.12.2014 tarihli ve 2014/761 E., 2014/485 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/3792 E., 2016/2240 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmadığı, akdî ilişkinin varlığını ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, HMK'nın 200. maddesi hükmüne göre davacının akdî ilişkinin varlığına dair bu yükümlülüğünü yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu, yazılı delil başlangıcı teşkil edebilecek bir belge de sunulmadığı gibi, davalının tanık dinlenmesine açık itirazına rağmen tanık dinlenerek ve davalının ticari kayıtları değerlendirilmeden sadece davacıya ait ticari kayıtlar incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporuna göre akdî ilişkinin varlığının kabulünün doğru olmadığı, davacının dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı davada, akdî ilişki yazılı olarak kanıtlanamadığı halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine görüşle davanın kabulüne itirazın iptâline karar verilmesi yasaya aykırı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3.Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/3792 E., 2016/2240 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4.Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 21.03.2017 tarihli ve 2016/4050 E., 2017/1252 K. sayılı kararı ile; davacının sair karar düzeltme isteklerinin reddi ile, bozma kararında yemin deliline dayanılmadığından söz edilmiş ise de davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olduğu bu kez yapılan incelemede anlaşıldığı, dayanılan yemin delili yönünden davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılıp, yemin teklifi halinde HMK 225 ve devamı maddeler hükümlerine göre yemin delilinin toplanması için gereken işlemlerin yapılması ve sonucuna göre değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerektiği, mahkeme kararının bu gerekçeyle de bozulması gerektiği belirtilerek bozma ilamının kısmen kaldırılmasına ve hükmün bu gerekçeyle de bozulmasına karar verilmiştir.

5. İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2017 tarihli ve 2017/348 E., 2017/625 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçelerinin yanında mahallinde yapılan keşif, davacının kestiği faturalar ve dinlenen tanık beyanlarına göre davalıya ait işyerinde eser niteliğindeki işleri taşeron olarak bir başka firmaya yaptıran davacının edimini yerine getirerek faturada belirtilen işleri gerçekleştirdiği, dosyada davalının söz konusu işlerin bir başka firma veya kişi tarafından yapıldığına yönelik ispatının da bulunmadığı, davacının sunduğu deliller ile eser sözleşmesinin varlığını ispatladığı, ispat vasıtası olarak yemin deliline dayanıp dayanmadığının sorulmasının davacının bozmaya yönelik direnme talebi de dikkate alındığında yerinde olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

6.Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

7. Hukuk Genel Kurulunun 29.04.2021 tarihli 2017/15-3098 Esas 2021/546 Kararı ile; taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunmadığı, davalı tarafça akdi ilişkinin varlığının inkâr edildiği, sözleşme ilişkisini ispatlamakla yükümlü olan davacının, HMK 200/1. maddesi uyarınca akdi ilişkinin varlığını yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu, dava dosyasına yazılı belge sunulmadığı gibi, dosyada HMK 202. maddesi kapsamında delil başlangıcı niteliğinde sayılabilecek herhangi bir belge de bulunmadığı, yargılamanın tüm aşamalarında sözleşme ilişkisini kabul etmeyen davalı ... sahibinin, davacının faturasına yasal süresi içinde itiraz ederek faturayı iade ettiği, davacı tanıklarının dinlenmesine de muvafakat etmediği, Özel Dairenin bozma kararında da açıklandığı gibi, yazılı belge ile akdi ilişkinin varlığını kanıtlayamayan davacının cevaba cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından, mahkemece davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek direnme kararının Dairemiz bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacının iddiasının dayanağı olan eser sözleşmesi ilişkisinin varlığının kural olarak yazılı delille veya ikrar, yemin, ticari defterler gibi diğer kesin delillerle ispatlaması gerektiği, yazılı delille (senetle) ispat zorunluluğu bulunan bu durumda tanık dinlenebilmesi için HMK'nın 200/2. maddesine göre karşı tarafın tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmesi, HMK'nın 202. maddesinde düzenlenen delil başlangıcının olması ya da HMK'nın 203. maddesinde sayılan istisnalardan birinin bulunması gerektiği, bunların bulunmaması halinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlükte açılan davalarda dava dilekçesinde, HMK'nın 136/2. maddesinde yapılan atıf gereğince cevaba cevap dilekçesinde veya süresi içinde dosyaya sunduğu delil listesinde açıkça yemin deliline dayanılması gerektiği, HGK kararında da belirtildiği üzere mahkememizce yargılamaya devam olunarak davacı tarafa yemin hakkının hatırlatıldığı, davalı taraf şirket yetkilisinin yemini eda ettiği, eser sözleşmesi ilişkisini kabul etmediği anlaşılmakla, davanın ispatlanamadığı değerlendirilerek açılan itirazın iptali davası ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararı tehiri icra istemli temyiz ettiklerini belirtmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesi uyarınca ... bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesi, 437. maddesi, 200 vd. maddesi, aynı kanunun 225-239 maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 470-486 maddeleri

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, yeminin kesin delil olduğu ve davalının ettiği yeminde eser sözleşmesini kabul etmediği ve borcu olmadığını belirttiği, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla; davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,

Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.