"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1231 E., 2022/748 K.
DAVA TARİHİ : 28.12.2016
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tük. Mahk. Sıf.)
SAYISI : 2016/802 E., 2021/13 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından inşaa edilen daireyi satış sözleşmesi ile 08.11.2012 tarihinde 120.000,00 TL bedelle satın aldığını, daire bedelinden 40.000,00 TL’yi peşin ödediğini, bakiye 80.000 TL'yi sözleşmede yazıldığı şekilde tapu tesliminde ödemeyi kabul ettiğini, ancak davalının dairenin tapusunu sözleşmede yazılı tarihte devretmediğini, dava konusu 14 no.lu dairenin tapusunun iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş; cevaba cevap dilekçesinde tapu iptali ve tescil talebi kabul edilmediği takdirde bedele hükmedilmesini ve taşınmazın teslim tarihinden bu tarihe kadar kira bedelinin tespit edilip müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; davacının yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle dava açma hakkı bulunmadığını, dava konusu taşınmaza ilişkin arsa sahipleri ile yüklenici arasında Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/832 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davası olduğunu, müvekkilinin taşınmazın devrine ilişkin kusurunun bulunmadığını, tescilden imtina durumu söz konusu olmadığını, öncelikle davanın husumet yokluğundan ve esastan reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu bağımsız bölümün 44/2400 arsa paylı olarak arsa maliklerinden ... adına kayıtlı olduğu, davacının 23.02.2020 tarihli dahili dava dilekçesi ile ...'in davalı olarak dosyaya eklendiği, 08.10.2020 tarihli duruşmada; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yer alan arsa malikleriyle müteahhitin zorunlu dava arkadaşı olması nedeniyle davacı vekiline arsa maliklerine karşı yeni bir dava açması ve eldeki dava ile birleştirilmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen davacı vekilince 22.10.2020 tarihinde yeniden dava konusu taşınmazda kayıt maliki olarak görünen ...'in davaya eklenmesi için dahili dava dilekçesi sunduğu, HMK'nın 94. maddesi uyarınca davacı vekiline arsa malikleriyle yüklenicinin zorunlu dava arkadaşı olması nedeniyle arsa maliklerine karşı yeni dava açması için iki haftalık kesin süre verilmiş ve yapılmamasının sonucu açıklanarak tutanağa geçirildiği gerekçesiyle taraf teşkili yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmaz malikinin Ömer Rahmi Tuncer olduğunu ve davaya dahil edildiğini, mahkeme "inşaat sözleşmesinde yer alan arsa malikleriyle müteahhitin zorunlu dava arkadaşı olması nedeniyle" ana taşınmaz maliklerinin davada taraf olması gerektiği görüşünde olsa da, dava konusunun ana taşınmaz olmadığını, alacağın temliki sözleşmesi ile müvekkiline satılan bağımsız bölüm olduğunu, diğer ana taşınmaz maliklerinin davaya dahil edilmesi gerektiği yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, ara karar anlaşılamadığından malik kontrolü yapılarak yeniden aynı davalı için dahili davalı olması hususunda beyan dilekçesi verildiğini, davanın usulen ve hukuken doğru açıldığını, davanın tüm arsa maliklerine karşı açılmış olduğunda dava sonunda dava konusu bağımsız bölümün tapuda maliki olmayan ve temlik sözleşmesinde imzası da bulunmayan diğer eski arsa malikleri bakımından davanın reddine karar verileceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bu davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulü gerektiği, inceleme ve araştırmanın yüklenici şirketin de taraf olduğu bir davada yapılması gerektiğinden mahkemece, davacı tarafa arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahipleri hakkında ayrı bir dava açmak yada davaya dahil etmek üzere mehil verildiği süresinde ve halen eksikliğin giderilmediği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz malikinin ... olduğunu ve davaya dahil edildiğini, mahkeme "inşaat sözleşmesinde yer alan arsa malikleriyle müteahhitin zorunlu dava arkadaşı olması nedeniyle" ana taşınmaz maliklerinin davada taraf olması gerektiği görüşünde olsa da, dava konusunun ana taşınmaz olmadığını, alacağın temliki sözleşmesi ile müvekkiline satılan bağımsız bölüm olduğunu, diğer ana taşınmaz maliklerinin davaya dahil edilmesi gerektiği yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, ara karar anlaşılamadığından malik kontrolü yapılarak yeniden aynı davalı için dahili davalı olması hususunda beyan dilekçesi verildiğini, davanın usulen ve hukuken doğru açıldığını, davanın tüm arsa maliklerine karşı açılmış olduğunda dava sonunda dava konusu bağımsız bölümün tapuda maliki olmayan ve temlik sözleşmesinde imzası da bulunmayan diğer eski arsa malikleri bakımından davanın reddine karar verileceğini, işbu davanın terditli açılan bir dava olduğunu, öncelikle tapu iptal ve tescil talep edilmekte, olmadığı takdirde dava konusu taşınmazın bedelinin hesaplanarak davacıya iadesi talep edilmiş olduğunu, terditli talep alacak davası yönünden herhangi bir zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı, yerel mahkemenin terditli talebi unutarak karara bağlamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yüklenicinin temlikine dayanan tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde bedel ve gecikme tazminatı istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 94 ncü maddesi, 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 183 ncü maddesi, 470-486 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ve özellikle istinaf itirazları arasında ileri sürülmeyen hususların temyiz incelemesine konu edilemeyecek olmasına göre davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.