"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1037 E., 2022/548 K.
DAVA TARİHİ : 09.03.2017
HÜKÜM/KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/112 E., 2020/149 K.
Taraflar arasında alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; arsa maliki olan müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında 16.01.2009 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, inşaatın tamamlanıp iskana hazır hale geldiğini, yüklenici firmanın sözleşmede belirlenen paylaşım oranına uymadığını, ortaya çıkan artışlardan kaynaklanan hisse alacaklarını tanımadığını, Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/109 Esası sayılı dava dosyasında 10.000,00 TL alacağın tahsili için dava açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, bakiye alacak için dava açma lüzumunun doğduğunu ileri sürerek, bakiye alacakları olan 111.212,00 TL nin gecikme faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, tarafları ve konusu aynı olan Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemes'nin 2013/109 Esas sayılı dosyada dava açıldığını, derdestlik itirazında bulunduklarını, 2013/109 E. sayılı dosyasında görülen davada davacıların dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutmadığı gibi davayı kısmi ya da belirsiz alacak davası olarak açmadıklarını, dava konusu yapmadıkları ve saklı tutmadıkları kısımlardan vazgeçmiş sayıldıklarını, davacıların ek dava açma hakkının bulunmadığını, davacıların fazla kat ya da bağımsız bölüm yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, gerek sözleşmeler gerek her iki proje ve fiili durumda dükkan ve dairelerin sayısında herhangi bir artış bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile açılan bu davanın mahkemenin 2013/109 Esas sayılı dava dosyasında hükmolunan alacağın bakiyesine ilişkin olması nedeniyle derdestlik itirazının yerinde olmadığı, zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacı tarafından taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine aykırı olarak yüklenici tarafından fazladan bağımsız bölüm yapılması nedeniyle arsa payı oranında alacak talebinde bulunulduğu, davanın kabulüne dair verilen kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi'nce kaldırılarak davanın reddine karar verildiği ve kesinleştiği, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle davalının daha fazla bağımsız bölüm yapmadığı, davacıların talebinin yerinde olmadığı hususunda taraflar arasında kesin delil bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yüklenicinin arsa sahiplerine haber vermeden üç defa proje tadilatı yaptırdığını, toplamda 4 bağımsız bölümün eksik yapıldığını, istinaf mahkemesinin fazla bağımsız bölüm yapılmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu kararın yerinde olmadığını, sözleşmede tapuda malik olduğu daha sonra tespit edilen ...’nın sözleşme yapılırken sözleşmeye taraf olmadığını, imzasının alınmadığını, bu haliyle sözleşmenin hükümsüz ve geçersiz bir sözleşme olduğunu, davalı yüklenicinin ... ile 09/11/2009 tarihinde trampa akdi düzenlemek suretiyle hileli şekilde kök sözleşmeyi yasaya uygun hale getirdiğini, ancak bu sözleşmeyle müvekkillerinin menfaatlerine zarar verdiklerini, yüklenicinin 11 arsa malikine önceden tapu devirlerini sağlamış olması sebebiyle 11 arsa malikini proje değişikliklerinden haberdar etmediğini, diğer maliklerin aleyhine sonuçların doğmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, yüklenicinin arsa sahiplerine haber vermeden üç defa proje tadilatı yaptırdığını, 8. kat çatı arası 4 adet dubleks daire ile bodrum kattaki dükkan ve fazlalıkların %60- %40 oranında pay edilmesi gerektiğini, temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararında gerekçe bulunmadığını, mahkemenin yüklenici davalı ile eksik arsa sahibi arasındaki muvazaalı iş ve işlemleri görmezden geldiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalanırken eksik arsa maliki olan ...'nın imzasının bulunmadığını, bu kişinin yokluğunda yapılan sözleşmenin geçerli olmadığını, sözleşmeye onay veren noterin görevini kötüye kullandığını, yüklenicinin ... ile 09.11.2009 tarihinde trampa sözleşmesi yaparak taşınmazdaki mülkiyet devredilmiş ise de bu devrin hileli ve geçersiz olduğunu, zira taşınmaz maliklerinin başından beri elbirliği şeklinde hisse malikleri olduğunu, elbirliği hissedarları arasında taşınmaz aktarımı yapıldığında öncelik hakkının taşınmazın diğer maliklerine ait olacağını, bunun önüne geçmek için arsa maliki ile yüklenici sözde görünürde trampa yapılmak suretiyle hileli şekilde taşınmazın devrine meşruiyet kazandırdığını, diğer yandan trampa sözleşmesinin yüklenicinin 11 arsa malikiyle yaptığı sözleşmeye aykırı olduğunu, bu sözleşmenin diğer arsa sahiplerinin haklarını ihlal ettiğini, davacıların zarara uğratıldığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.