Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3650 E. 2024/50 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yüklenicinin, arsa sahibinden katma değer vergisi (KDV) alacağının tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki bilgi ve belgeler ile toplanan deliller değerlendirildiğinde, davacının kötü niyetli takip yaptığına dair bir delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı ve dava dışı ... arasında imzalanan 27.04.2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, davalıya sözleşmede belirlenen daireleri teslim ettiğini, ancak davalının sözleşmenin ilgili "arsa sahiplerine ait harcamalar" başlıklı 8. maddesine aykırı olarak müvekkilince fatura edilmiş olan KDV bedelini ödemekten imtina ettiğini, alacağın gönderilen ihtarnameye rağmen ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği KDV alacağının bağımsız bölümlerin teslimi nedeniyle doğmuş KDV alacağı olup, bu hususa ilişkin sözleşmede herhangi bir düzenleme bulunmadığını, sözleşmede düzenleme yapılmış olsa dahi geçerli olmayacağını, müvekkilinin KDV ödeme yükümlüsü olmadığını savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara arasındaki sözleşmenin 7. maddesine göre müteahhide ait harcamaların belirtildiği, 8. madde de ise arsa sahiplerinin üçüncü kişilere devir yapması halinde doğacak KDV’den sorumlu olacağı şarta bağlandığından, davacı yüklenici sözleşme gereği vermesi gerekli bağımsız bölümleri arsa sahibine devretmiş olup, üçüncü kişilere devir olmadığından KDV sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, diğer taraftan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri götürü bedelli sözlşeme olduğundan yükleniciye ait bir edimin, sözleşme ile dahi olsa arsa amliklerine devredilemeyeceği, bu şekilde sözleşmedeki KDV ile ilgili düzenlemenin yazılmamış syaılması gerektiği, sırf bu şekilde sözleşmeye derc edilen vergi yükümlülüğü, zaten doğmamış bir vergi alacağınının ödenmesi müklellefiyetini getirmeyeceği, davacı yüklenici firmanın basiretli tacir olduğunu, KDV sorumluluğunun kimde olacağını bildiği, bilmese dahi araştırarak öğrenebileceği, davalının ihtarnameye rağmen takip başlatmasının kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddi ile takip miktarının %20 oranında kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece TBK hükümleri ve ''sözleşme serbestisi'' ilkesi dikkate alınarak karar verilmediğini, TBK'nın 480. maddesindeki götürü bedele ilişkin düzenlemelerin emredici nitelikte olmadığını ve taraflarca aksinin kararlaştırılabileceğini, somut olayda da tarafların, KDV ödeme yükümlülüğünü serbestçe düzenlediklerini ve sözleşmeye göre KDV bedelinin arsa malikince ödeneceğinin hüküm altına alındığını, bu sebeple mahkemece sözleşmenin 8. maddesindeki bu düzenleme gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna olan itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, KDV'nin müvekkili tarafından ödendiği hususunun göz önünde bulundurulmadığını, tapu kayıtlarının incelenmediğini, yine bilirkişi raporundaki hukuki yönden belirtilen görüşlerin mahkemeyi bağlayıcı nitelikte bulunmadığını, buna rağmen mahkemece hesap uzmanı mali müşavirin hukuki nitelendirmesinin esas alınarak davanın reddine karar verildiğini, müvekkillerinin takipte kötü niyetli olduğuna dair hiçbir kanıt sunulamadığı halde kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece yasal düzenlemelere ve yargısal içtihatlara uygun olarak dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek isabetli gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacının davalı hakkındaki icra takibini kötü niyetle yaptığına dair dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı halde reddedilen dava nedeniyle davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın ve kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının dava konusu bedeli talep ettiği ihtarnameye cevapta davacıya borçlu olmadığının belirtilerek sözleşmenin ilgili hükmü ve kanun maddesinin belirtildiğini, alacağın bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğunu, davacının sözleşme ve kanun hükümlerinin sonuçlarını anlayacak basiretli bir tacir olduğundan başlatmış olduğu icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, %20 oranında davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı KDV alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İİK’nın 67/2. maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.