Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3649 E. 2024/209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı yüklenici ile davalıların murisi arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında ödenen bir bedelin, sözleşmenin yürürlüğe girmemesi nedeniyle iadesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı yüklenicinin, ilk sözleşme kapsamında yaptığı ödemelerin, davalıların murisi ile yaptığı ve daha sonra yürürlüğe girmeyen inşaat sözleşmesine atfen yapıldığı, davacının tek ortağı olduğu şirket ile mirasçılar arasında yeni bir sözleşme yapıldığı ve bu sözleşmede önceki ödemelere yer verilmediği, davacının zemin kattaki dairenin satışı iddiasını ispatlayamadığı ve taraflar arasında gayrimenkul satış sözleşmesi de bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı arsa sahipleri vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılar murisi... (vekili ... aracılığıyla) arasında 1301 ada 10 ve 11 sayılı parselleri konu alan 30.11.2015 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalılar murisine düşen zemin kattaki bir dairenin müvekkili tarafından haricen satın alınması nedeniyle bu dairenin karşılığı olarak arsa sahibi vekiline 05.06.2016 tarihinde 130.000 TL ve 18.06.2016 tarihinde 50.000 TL olmak üzere toplam 180.000 TL ödendiğini, arsa sahibinin vefatından sonra davalılar tarafından arsaların tevhit edilmesi nedeniyle bu sözleşmenin yürürlüğe girmediğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu ... ... İnşaat...Ltd Şti. ile davalılar arasında 24.02.2017 tarihinde şartları farklı olan 24.02.2017 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ilk sözleşme yürürlüğe girmediğinden müvekkili ile davalılar murisi arasında imzalanan sözleşme gereğince ortaya çıkacak olan bağımsız bölümün satışı için ödenen bedelin karşılıksız kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı arsa sahipleri vekili cevap dilekçesinde; zemin kattan arsa sahibine verilen bir daire olmadığını, belirtilen daireler ile dükkan dışındaki tüm bağımsız bölümlerin yükleniciye verildiğini, davacının muris payına düşen zemin kattaki daireyi tapu harici satın alma iddiasının yasal dayanağı olmadığını, taraflar arasında her iki arsa üzerine inşaat yapılması ile birlikte ayrıca yüklenici tarafından sözleşmeden sonra arsa sahibine 130.000,00 TL ödeneceği şartıyla anlaşma yapıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mevcut üç adet arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi incelendiğinde arsa sahibine toplamda 6 daire ve bir dükkan verileceğini ancak zemin katta arsa sahibinin payına düşen herhangi bir daire olmadığı, dairelerin zemin üstü katlardan verildiği, zemin katta verilenin dükkan olduğu ancak davacı tarafından kendisine dükkan satıldığı ileri sürülmediği gibi taraflar arasında gayrimenkul satışına ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davacı ile davalının murisi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi dışında düzenlenen ve içeriğinde paradan bahsedilen tek sözleşmenin 07.12.2015 tarihli adi yazılı sözleşme olup bu sözleşmede de gayrimenkul satışından bahsedilmediği, diğer bir deyişle bu sözleşmenin zemin katta arsa sahibine isabet eden bir dairenin davacıya satışına ilişkin olarak değil muris arsa sahibi ile davacı arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine atfen ödendiği, murisin ölümü üzerine bu kez davacının yetkilisi olduğu firma ile mirasçılar arasında yine aynı şartlarla (arsa sahibine 6 daire ve 1 dükkan verilmesi koşuluyla) bir sözleşme düzenlendiği ve bu sözleşmenin ifa edildiği, adi yazılı sözleşmede yazılı "anlaşmazlık olması halinde" olarak ifade edilen koşulun gerçekleştiği yönünde davacının bir iddiasının olmadığı, karşılıklı edimler ifa edildikten ve ... bitirme tutanağı imzalandıktan sonra murise ödenen paranın iadesinin istenmesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği, ödendiği iddia olunan 130.000 TL'nin zemin katta bulunduğu iddia olunan bir daire satışıyla ilgili olmadığı aksine inşaat sözleşmesine ek olarak 07.12.2015 tarihli sözleşmeye dayanılarak ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı yüklenici vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı yüklenici vekili istinaf dilekçesinde; davalılar murisinin vefatı ve arsaların tevhidi nedeniyle sözleşmelerin yürürlüğe girmediğini, 24.02.2017 tarihinde davalılar ile ... ....Ltd. Şti arasında yeni bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, 30.11.2015 tarihli sözleşme gereğince müvekkili tarafından ödenen 180.000 TL'nin iadesi gerektiğini, bahsi geçen dairenin zemin katta bulunan ve müvekkiline haricen satılan daire olduğunu, müvekkilinin 24.02.2017 tarihli sözleşmeye taraf olmadığını, 18.06.2016 tarihli ödeme makbuzlarının değerlendirilmediğini, makbuzda belirtilen dairenin emsallerde belirtilen şartlarla aynı şekilde kottan fazladan çıkacak daire olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı yüklenicinin davalılar murisi ile akdettiği 30.11.2015 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmenin uygulanmadığı, ... ruhsatının 24.02.2017 tarihli sözleşmeden sonra 12 parsel için 29.09.2017 tarihinde alındığı, inşaatın ikinci sözleşmeye göre tamamlanarak 19.11.2019 tarihinde ... kullanma izin belgesinin alındığı, ikinci sözleşmeden önce davalıların murisine vekaleten ... ile imzalanan 07.12.2015 tarihli sözleşme ve yine ikinci sözleşmeden önce imzalanan 18.06.2016 tarihli makbuzlar gereğince ödenen toplam 180.000 TL'nin, davacı ile davalıların murisi arasında düzenlenen ve yürürlüğe girmeyen ifa edilmeyen ilk sözleşme gereğince ödendiğinin anlaşıldığı, 24.02.2017 tarihli sözleşmede yüklenicinin şirket olması, daha önce ilk sözleşmeye göre ödenen paradan ve önceki sözleşmelerden bahsedilmemesi, ilk sözleşmelerin ifa edilmemiş olması, ikinci sözleşme yapılmak suretiyle ilk sözleşmenin zımnen iptal edilmiş olması ile yeni bir durum ortaya çıkarılmış olması karşısında davacı tarafından yapılan bu ödemelerin karşılıksız kaldığı kanaatine varıldığı, davacının bu bedelin zemin katta çıkacak dairenin satın alınması için ödendiği iddiasını kanıtlayıp kanıtlamamasının sonuca etkisi olmadığı gibi davalının 50.000,00 TL'lik ödemenin dükkan m² farkı nedeniyle yapıldığını kanıtlayamaması da dikkate alındığında; davacının davalılar murisine yaptığı ödemenin davadaki taleple bağlı kalınarak iadesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, davacı tarafından davalılara 180.000,00 TL'nin, tebliğden itibaren 7 gün içinde ödenmesi için ihtarnameler gönderildiği, davalıların 07.01.2019 tarihinde bu ihtarnamelere cevap verdikleri, böylece davalıların 15.01.2019 tarihinde temerrüde düştükleri anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle davanın kabulüne, 10.000,00 TL'nin 15.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı arsa sahipleri vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı arsa sahipleri vekili temyiz dilekçesinde; tevhitten sonra yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde şartların arsa sahibi aleyhine değiştiğini, zemin katta daire olmadığını, kot farkı olmadığından daha fazla daire çıkmadığını, 07.12.2015 tarihli ek yazılı anlaşmanın ilk yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmenin eki ve parçası olduğundan 130.000 TL ödeme yapıldığını, 50.000 TL’nin dükkandaki değişiklik sebebiyle nefaset farkı olduğu,18.06.2016 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmenin tevhitten sonra yapıldığını, para makbuzundaki şerhin sonradan ilave edildiğini, şirketin davacı tarafından kurulduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı yüklenici ile davalıların murisi arasında akdedilen 30.11.2015 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Davacı yüklenici davasında, davalılar murisi ile akdettiği 30.11.2015 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahibinin vefatı ve arsaların tevhidi sebebiyle yürürlüğe girmediğini ancak bu sözleşme gereğince arsa sahibine düşen zemin kattaki bir adet dairenin haricen satın alınması nedeniyle daire bedeli olarak ödenen 180.000 TL'nin iadesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 10.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiş, davalılar cevabında zemin kattan arsa sahibine verilen daire olmadığını, taraflar arasında her iki arsa üzerine inşaat yapılması ile birlikte yüklenici tarafında" arsa sahibine ayrıca 130.000 TL ödenmesi şartıyla anlaşma yapıldığını, 50.000 TL’nin de dükkandaki değişiklik sebebiyle nefaset farkı olduğunu, murisin vefatı sonrasında davacının yetkilisi olduğu şirket ile mirasçılar arasında 24.02.2017 tarihli yeni bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını savunmuştur.

2. Dava konusu taşınmazları konu alan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine ve sunulan belgelere bakıldığında;

Davacı yüklenici ... ile davalılar murisi...'a vekaleten ... arasında, ... İli ... İlçesi ... Mah. 1301 ada 10 ve 11 parsellere ilişkin ayrı ayrı 30/11/2015 tarihli iki adet arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı,

07/12/2015 tarihinde ise; yine arsa sahibi...'a vekaleten ... ve davacı ... arasında adi yazılı sözleşme imzalanarak, arsa sahibine altı adet daire ve 100 m² dükkan verildiği, arsa sahibine 130.000,00 TL nakit verileceği, bunun 80.000,00 TL'sinin ödendiği, kalan 50.000,00 TL'nin üç ay içinde ödeneceği, sözleşme iptal olursa, paranın yükleniciye iade edileceğinin kararlaştırıldığı,

18/06/2016 tarihinde iki adet makbuz düzenlendiği ve davacı yanca davalı ...'a 130.000,00 TL ve 50.000,00 TL ödendiğinin imza altına alındığı, söz konusu makbuzlardaki imzaların inkar edilmediği,

13/12/2016 tarihinde sözleşmelerin konusu 10 ve 11 parseller tevhid edilerek 12 parsel olduğu ve oluşan 12 parsel üzerine inşaat yapılması için davacının tek ortağı ve yetkilisi olduğu 06/04/2016 tarihinde kurulan ... ... inşaat ... Mobilya ... ve Nakliyat Ltd Şti. ile arsa sahibi...'ın mirasçıları olan davalılar arasında düzenleme şeklinde 24/02/2017 tarihli yeni bir sözleşme imzalandığı ancak bu sözleşmede daha önce arsa sahibine ödenen paradan söz edilmediği görülmüştür.

3. Tüm dosya kapsamına göre mevcut üç adet arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi incelendiğinde de arsa sahibine toplamda 6 daire ve bir dükkan verileceğinin kararlaştırıldığı, zemin katta arsa sahibinin payına düşen daire olmadığı, dairelerin zemin üstü katlardan verildiği, zemin katta verilenin dükkan olduğu ancak davacının kendisine dükkan satıldığını ileri sürmediği gibi taraflar arasında gayrimenkul satışına ilişkin herhangi bir sözleşme de bulunmadığı, davacı ile davalılar murisi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi dışında düzenlenen ve içeriğinde paradan bahsedilen tek sözleşmenin 07.12.2015 tarihli adi yazılı sözleşme olup bu sözleşmede de gayrimenkul satışından bahsedilmediği, eş deyişle bu sözleşmenin zemin katta arsa sahibine isabet eden bir dairenin davacıya satışına ilişkin olarak değil muris arsa sahibi ile davacı arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine atfen ödendiğinin anlaşıldığı, arsa sahibinin vefatı üzerine bu kez davacının tek ortağı ve yetkilisi olduğu yüklenici şirket ile mirasçılar arasında yine aynı şartlarda bir sözleşme düzenlendiği ve bu sözleşmenin karşılıklı edimlerin ifası ile sonuçlandığı, her iki sözleşmenin yüklenici tarafında farklı kişiler yer aldığı gözükmekteyse de ilk sözleşmeyi akdeden davacı gerçek kişi ile ikinci sözleşmeyi akdedip ifa eden dava dışı tüzel kişi arasında organik bağ bulunduğunun sabit olması nedeniyle ilk sözleşme akdedildikten sonra değişen durumlar karşısında tarafların yeniden bir araya gelerek yeni bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiklerinin söylenebileceği, her ne kadar davacı yanca ödendiği iddia olunan bedelin zemin katta bulunduğu iddia olunan daire satışıyla ilgili olduğu ileri sürülmüşse de davacı tarafın iddia ettiği satış olgusunu taraflarca inkar edilmeyen yazılı sözleşmeler karşısında usulüne uygun yasal delillerle ispatlayamadığı, aksine inşaat sözleşmesine ek olarak yapılan ve imza altına alınan 07.12.2015 tarihli sözleşmeye dayanılarak ödeme yapıldığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararıveren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17/01/2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

... ile davalıların murisi arasında 30.11.2015 tarihinde yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Yapılacak inşaatta yüklenici ..., sözleşmedeki paylaşıma göre arsa sahibine bırakılan zemin katta bir bağımsız bölümü 180.000 TL satın almış ve bu meblağı dosya arasındaki makbuzlar karşılığında 2016 yılında muris ...’a ödemiştir. Muris ...’un ölümünden sonra mirasçı olan davalılarla 24.02.2017 yılında ...’e ait olan ... ... inşaat ... Mobilya ... ve Nakliyat Ltd Şti. ile ikinci bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır.

Yapılan ikinci sözleşmede, murise ödenen paradan söz edilmemiştir. Sözleşme ifa edildikten sonra ... davalı mirasçılara 02.01.2019 tarihinde ihtarname çekerek murislerine ödediği 180.000 TL nin ödenmesin talep etmiş, davalılar borcu kabul etmemişlerdir.

...’in 180.000 TL’yi davalıların murisine imzalı makbuz karşılığında ödediği sabittir. Davalılar, murislerinin imzasını inkâr etmedikleri gibi mirası da ret etmemişlerdir. Söz konusu paranın sözleşmenin yapılabilmesi için verildiğini soyut olarak iddia etmişlerse de bu iddialarını yazılı ya da kesin delille ispatlayamamışlardır. Kaldı ki paranın ödenme nedeni olan ilk sözleşme taraf iradeleriyle sona erdirilmiş ve ikinci sözleşmenin tarafları farklı kişilikler olduğu gibi ikinci sözleşme dava konusu meblağla ve ya zemin katta ki daireyle ilgili hiçbir hüküm içermemektedir.

Bu durumda, dava konusu meblağın davalıların murisine ödendiği sabit olduğuna göre bu meblağ karşılığında ...’e, daire verilmediği gibi para da ödenmediğine göre istinaf mahkemesinin isabetli tespitleri ve gerekçesi de dikkate alındığında kararın onanması gerekirken bozulmasına dair Sayın çoğunluğun kararına muhalifim.