"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/417 E., 2022/270 K.
DAVA TARİHİ : 11.11.2014
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde davacılar vekili Avukat Mücahit Kozan ile duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı vekili Avukat ...’nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında 09.06.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede müvekkillerine 20 daire verilmesinin ve inşaatın ruhsat tarihinden itibaren 36 ay içinde bitirilmesinin kararlaştırıldığını, inşaatların bitirildiğini ancak iskan ruhsatının 23.07.2014 tarihinde alındığını, sözleşmede dairelerin tesliminin gecikmesi halinde ilk 6 ay için daire başı 200 USD/aylık, sonraki aylar için ise 300USD/aylık kira ödeneceğinin belirlendiğini, davalıya gecikilen tüm dönemler için ödenmesi gereken miktarı ödemesi için ihtar çekildiğini ancak ödemediğini ileri sürerek, 132.000,00 USD’nin 22.09.2014 tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili dava dilekçesinde; dairelerin davacı arsa sahipleri tarafından teslim alındığından sözleşme ile kararlaştırılan ve ifaya ekli ceza niteliğinde olan cezanın bu aşamada talep edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.04.2016 tarihli ve 2016/76 Esas, 2016/284 Karar sayılı ilamıyla, sözleşmenin geç bitirilmesi nedeni ile sözleşmeye göre toplam en fazla 6+6 aylık bir defaya mahsus ceza-i şart istenebileceği, davacılardan ...'in daha önce alacağını dava edip aldığından davasının kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davacılardan ...'in inşaatı kararlaştırılan sürede teslim etmeyen davalı yükleniciden 30.000,00 USD ceza-i şart talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacı ...'in davasının kesin hüküm nedeniyle reddine, davacı ...'in 30.000,00 USD lik davasının kabulü ile, dava tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanacak faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 26.04.2021 tarih ve 2020/1711 Esas, 2021/1970 Karar sayılı ilamı ile, davacı ... yönünden kesin hüküm varlığı nedeniyle davanın reddine dair verilen karara gerekçe olarak gösterilen Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2010 gün 2008/419 E. 2010/250 K. sayılı ilamında davanın taraflarının ... ve Kutluer Konut Yapı Kooperatifi olduğu, dava konusunun 46960 ada 2, 3, 4, 5, parseldeki taşınmazlar olup, dava konusu sözleşmenin de 10.02.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olduğu, her ne kadar her iki davadaki taşınmazlar aynı mevkiide bulunsa ve olaylar benzerlik gösterse de söz konusu kararın işbu dava konusu sözleşmeyle ilgili olmadığı, bu nedenle davacı ... yönünden de inşaatı kararlaştırılan sürede teslim etmeyen davalı yükleniciden sözleşmede kararlaştırılan 30.000,00 USD ceza-i şartı talep edebileceği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1.1.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, davacı ... hakkında daha önce verilen hüküm kesinleştiğinden bu davacı açısından karar verilmesine yer olmadığına, davacı ...'in talebinin kısmen kabulü ile 30.000 USD nin dava tarihinden itibaren devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacıların eşit oranda hissedar olmadıklarını, bu nedenle her iki davacıya da eşit alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 06.10.2018 tarihinde yürürlüğe giren Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’in 8. maddesine göre Türk Lirası üzerinden hüküm kurulması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, inşaatın süresinde tamamlandığını, mücbir sebeplerin dikkate alınmadığını, inşaatın komşu parselinde meydana gelen toprak kaymasının teslime etkisinin değerlendirilmediğini, davacılarla müvekkil yüklenici arasında imzalanan ek protokol ile süreye 12 aylık süre eklenerek işin bitim tarihinin 03.10.2010 tarihi olarak belirlendiğini, davacı arsa sahiplerinin daireleri ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin teslim aldıklarından sözleşme ile kararlaştırılan ifaya ekli ceza-i şartı talep edemeyeceklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 427 ve devamı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439/2. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı tarafın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekili hazır bulunan davacılardan ... yararına takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davalıdan tahsili ile davacılardan ...’e ödenmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.