Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3716 E. 2024/313 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi nedeniyle yüklenici kooperatifin imalat bedeli istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin imalat bedeli hesaplaması ve faiz başlangıcı tarihine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 04.06.2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve villa karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkili şirket tarafından davalı arsa maliklerinin taşınmazı üzerinde İpekevler adı altında 92 adet bağımsız bölümlü villa, ortak konut alanı olarak sosyal tesis, yüzme havuzu, idari bina ve giriş kulesi binalarından oluşan bir proje yapılmasına karar verildiği, arsa sahipleri tarafından inşaat işlerinin zamanında bitirilip kendilerine sözleşmede taahhüt edilen taşınmazların teslim edilmemesi nedeniyle davalılar aleyhine açılan davaların kabulüne ilişkin karar verildiği, Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun hükümleri uyarınca müvekkil kooperatif şirketi tarafından sözleşmeye konu taşınmaz üzerine yapılan ... bedellerinin, imar iznine dair yapılan masrafların ve sair sözleşmenin ifasına dair yapılan bilumum masrafın sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkil şirkete ödenmesinin gerektiği, bu sebeple ilgili taşınmaz üzerinde müvekkil şirket tarafından yapılan inşaat işlerinin seviye durumu da nazara alınarak (... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2019/14 Esas sayılı dosya üzerinden açılan delil tespiti davası ile) yapılan masrafların bedellerinin, imar iznine dair yapılan masrafların ve uğranılan zararların tamamının giderilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davacı şirket arasında imzalanan 04/06/2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve villa karşılığı inşaat sözleşmesinin tamamen davacının kusuru nedeniyle ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/662 Esas, 2014/1078 Karar sayılı kararı ile geriye etkili olarak feshedildiğini, kararın Yargıtay aşamasından geçerek 30/10/2018 tarihinde kesinleştiğini, yargılama aşamasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde alınan raporda inşaat seviyesinin % 41,43 düzeyinde olduğunu, dava konusu taşınmazlara ilişkin taraflar arasında ilk sözleşmenin 1998 yılında yapıldığını, sözleşme gereği taşınmaza 19 kattan ibaret taşınmaz yapılacağına ilişkin ruhsat alındığını, ancak davacının edimini yerine getirmemesi ve ruhsatın süresi geçince taşınmaz için 01/06/2001 tarihinde yeni bir ... ruhsatı alındığını, bu kez davacı tarafça 19 kat olan ... hakkının villa olarak değiştiğini, inşaat alanında % 87 oranında konut alanı azalmasının meydana geldiğini, bu nedenle müvekkillerinin büyük zararının olduğunu, ancak müvekkillerinin yine iyi niyet göstererek davacı şirket ile geriye etkili olarak feshedilen sözleşmeyi 04/06/2003 tarihinde yeniden imzaladıklarını, sözleşme gereğince inşaatın bitim süresinin 45 ay olmasına rağmen inşaatın süresinde tamamlanmadığını ve müvekkillerinin 6 yıl daha bekledikten sonra 2013 yılında ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde sözleşmenin geriye etkili feshine dair davayı ikame ettiğini, sözleşmenin geriye etkili feshinde tamamen kusurlu olan davacının taleplerinin hukuka ve yüksek mahkeme içtihatlarına aykırı olduğunu, bu nedenle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise ... 16. İcra Müdürlüğünün 2013/2622 Esas sayılı dosyasındaki alacağı mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği, yüklenicinin ekonomik değeri olan ve arsa sahiplerinin yararlanabileceği işler bedelini talep edebileceği, fesih hakkında açılan davada verilen kararın kesinleştiği tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre değerlerin tespit edildiği, 2018 yılı piyasa rayici ile tamamlanma seviyesine göre yıpranma ve güçlendirme maliyetleri düşüldüğünde 10.691.382,62 TL imalat bedelinin tahsili ile davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, kat karşılığı inşaat sözleşmesi geriye dönük olarak feshedildiğinde, yüklenicinin ekonomik değeri olan ve arsa sahiplerinin yararlanabileceği işler bedelini talep edebildiğini, davalı tarafça yasal süresinde sunulmayan deliller ve iddialara yönelik mahkeme tarafından inceleme ve değerlendirme yapılarak hükme esas alındığını, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/662 E. ve 2014/1078 K. Sayılı dosyası üzerinden verilen kararın kesinleşme tarihi olan 23.11.2018 tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin feshin kesinleştiği tarihi olması gerektiğini, bilirkişi heyeti tarafından yapılan değerlendirme her ne kadar haklı olsa da imalat bedellerine ve inşaat seviye tespit oranına dair yapılan tespitin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, serbest piyasa rayici hesaplanırken temel değerler üzerinden hesaplamanın yapılmasını ve serbest piyasa rayici ile bayındırlık rayiç bedelleri arasındaki fark ve artış oranı eklenerek yeniden hesaplanması gerekirken davaya konu taşınmazın bedeli olduğundan daha düşük hesaplandığını, tamamlanmamış yapılarda inşaatın durdurulduğu tarihin esas alınması gerektiğini, yıpranma oranına dair hukuka aykırı hesaplama yapıldığını, bu durumun da hukuka aykırılık oluşturduğunu, güçlendirme maliyetine dair hesaplamalardaki hukuka aykırılıkları kabul etmediklerini belirterek kararı istinaf etmişlerdir.

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava kısmen kabul kısmen ret ile sonuçlanmasına rağmen 730.328,35 TL karar ve ilam harcının tamamının müvekkil davalılar üzerinde bırakıldığını, ıslah ile artırılan rakamların zaman aşımına uğradığını, davanın ihbar edilmeden karar verildiğini, müvekkilleri yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddedilmesi gerekirken, esasa girilip aleyhlerine ağır tazminatlara hükmedilmesinin doğru olmadığını, bilirkişilerin eksik incelemeye göre verdiği raporlara itibar edilmesinin doğru olmadığını, mahkemenin yapılan masraflara ilişkin defter ve belgeleri incelenmeden karar vermesinin sağlıklı olmadığını, yapılan yapıların imara aykırı yapılar olduğunu, imalâtların müvekkilleri tarafından kullanılabilir olup olmadığı irdelenmeden karar verildiğini, ekonomik değere haiz olmayan yapılar nedeniyle hiçbir şekilde zenginleşmeyen, aksine fakirleşen müvekkillerinin aleyhine fahiş miktarda imalat bedeline hükmedilmesi yanlış olduğunu, geriye etkili fesih halinde taşınmazın ilk teslim edildiği haliyle malike teslim edilmesi gerektiğini, karara esas alınan bilirkişi raporlarının yanlış olduğunu, 15 yıllık yapılar için % 7 oranında yıpranma payı hesaplanmasının hatalı olduğunu, bağımsız bölüm başına güçlendirme bedelinin 3.704,91 tl olmasının mümkün olmadığını, riskli bina tespit raporlarının tamamı celp edilmeden eleştiri konusu yapılmasının bilirkişilerin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün riskli bina tespitinde müracaat tarihinde yürürlükte olan deprem yönetmeliğine göre değerlendirme yapmasının normal olduğunu, bilirkişilerin 2018 yılı piyasa rayiçlerine nasıl ulaştıklarını emsalleri ile göstermediklerini, bilirkişilerce hazırlanan ek raporun yüzeysel ve soyut olduğunu, raporların taraflı ve eksik olduğunu, sözleşmenin feshine davacı yüklenici kooperatifin sebebiyet verdiğini, mağdur olan ve arsasını yıllardır kullanamayanların müvekkilleri olduğunu, yerel mahkemenin hukukî mütalaayı göz ardı ettiğini, davacı kooperatif yöneticilerinin amaçlarının söz konusu projeyi bitirip, kooperatif üyelerine ve yer sahibi müvekkillerine villalarını vermek olmadığını düşündüklerini, belirtilen rakamın çok yüksek olup kabul edilebilir olmadığını belirterek kararı istinaf etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı itirazları yönünden mahkemece imalat bedeli hesaplamasının yerinde olduğu,imalat bedeline ilişkin faiz başlangıcının fesih kesinleştiği 2018 tarihinden başlanması gerektiğini istinaf konusu etmiş ise de sözleşmeden doğan alacaklar temerrüte düşürülmedikçe dava ve ıslah tarihinden başlayacağı, davalının istinaf nedenleri yönünden kabul edilen kısım üzerinden nispi hesaplanan harcın yasaya uygun olduğu, feshin kesinleşme tarihine göre dava ve ıslah talebinin zamanaşımı süresinde olduğu, davanın ilgilisine ihbar edilmemesinin esasa etkili olmadığı, imalat bedellerinin rayiçe göre hesaplanacağından defter ve fatura belgelerinin incelenmesi gerekmediği, rayiç hesabında emsal gösterilmesi gerekmediği, hukuki mütaalada beyan edilen hususların ve bilirkişi raporuna yapılan teknik itirazların ek raporlarda değerlendirildiği, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen sair istinaf nedenlerinin istinaf aşamasında değerlendirme imkanının bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi nedeniyle imalat bedeli istemidir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı TBK 470-486. maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere,

uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.