"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, icra takibin usulsüz tebligat yapılarak kesinleştiğini, müvekkili davacı şirket ile davalı şirketin mobilya üretimi hususunda açık bir şekilde anlaşmaları, sürelerini belirlemelerine rağmen davalı şirketin söz konusu mobilyaları eksik, hatalı ve süresinde yapmadığını, müvekkilinin eksikleri kendisinin tamamladığını ve 3. Kişilere ödeme yaptığını, takip konusu 30/03/2019 tarihli faturanın gösterildiğini ancak bu faturanın ne davacıya tebliğ edildiğini, ne de icra takip dosyasına gönderildiğini, müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, fazlasıyla ödeme yapıldığını beyanla davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra takibinin usulüne uygun şekilde kesinleştiği ve icra takibinin dayanak tüm belge suretlerinin borçlu şirkete gönderildiğini, davacı ile davalı şirket arasında yapılan anlaşma gereği müvekkili şirketin mobilya üretim işini üstlendiğini, bunun, davacı şirket yetkilisi ile müvekkili şirket yetkilisi arasında geçen e-posta, whatsapp konuşma ve sms mesajlaşmalarında görüldüğü, müvekkili şirket üzerine düşen tüm yükümlülüğü gereği gibi eksiksiz ve hatasız olarak yerine getirdiğini, bu hususta yapılan mobilyaların tam ve hatasız olduğuna dair fotoğraflar delilleri olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından dava dışı üçüncü kişilere karşı yüklenilen eser sözleşmelerinin yerine getirildiği ve ... sahiplerinden bedelinin alındığı, yapılan ... nedeniyle dava dışı ... sahipleri ve davacı yüklenici arasında bir ihtilaf çıkmadığı, davacının davalının yapacağı işleri üçüncü kişilere bedelini ödeyerek yaptırdığı iddiasına dair somut bir delil sunmadığı, bilakis ... sahibi tanıkların beyanından bu iddianın geçerli olmadığı, faturanın deftere kayıtlı olmamasının alacağın doğup doğmadığı ve uyuşmazlığın çözümü bakımından tek başına bir anlam ifade etmeyeceği, davalının bağımsız bölümlerdeki işleri yaptığı, davacının bunun aksi yönde bir ispat sağlamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı yanın anlaşmadan doğan borcunu vaktinde ve gereği gibi yerine getirmediğini, bunun neticesinde müvekkili şirketin zarara uğradığını, müvekkilinin uğramış olduğu zararların tespiti için ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/2 D. ... dosyası tespit yaptırdıklarını, bunun üzerine davalı tarafın borçlu tarafın müvekkil şirket olduğunu ileri sürerek müvekkili aleyhine haksız olarak icra takibi başlattığını, ilk derece mahkemesi kararının yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın verilmiş olup, kararın yerinde olmadığını, müvekkil şirket ile arasındaki anlaşma kapsamında ifa borcunu eksik ve kusurlu olarak yerine getiren davalı yanın icra takibini başlattığı ve bu takip neticesinde haksız kazanç elde ettiğini, kararda her ne kadar dosya kapsamında müvekkili şirketin alacaklı olduğunu ispatlar nitelikte bir hususun bulunmadığı ifade edilmişse de kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükünün davalıda olduğunu, somut olay bakımından davalı yanın alacaklı olduğunu ispat etmesi gerekirken bunu ispatlar nitelikte hiçbir bir belge sunmadığını, bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca dosya kapsamında ayıplı mala ilişkin olarak sunulan 18/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu malların ayıplı olduğu ve davacı müvekkilinin bundan kaynaklı alacağının bulunduğunun tespit edildiğini, davalı yanın toplam ayıp bedelinin 16.923,57 TL olarak hesaplandığını, dolayısıyla bilirkişi raporunda da malların ayıplı olduğu ve müvekkili davacının alacağının sabit hale geldiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eksik/ayıplı ... olup olmadığının tespitinde, dava konusu olan bağımsız bölümlerde mobilya/iç dizaynda iddia olunan eksik/ayıplı işler taraflar arasında olan sözleşme kapsamında, iç dizayn için taahhüt edilen vasıf ve nitelikte yapılmadığı ve ayıplı imalat bedeli mahkemece yapılan keşif sonucu alınan denetime elverişli, gerekçeli bilirkişi heyet raporu ile belirlendiği, taraflar arasında kararlaştırılan toplam ... bedeli uyuşmazlık konusu olmayıp davalının da ihbar definin olmaması karşısında davacının davalıya ayıplı işler bedeli oranında borçlu olmadığının kabulü gerektiği, davanın yüklenici ile alt yüklenici arasında olması itibariyle ... bedellerinin bağımsız bölüm sahiplerince ödendiği olgusunun da işbu dava yönünden önemi olmadığı, davacının, bilirkişi raporu ile belirlenen miktarda davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken davanın reddi isabetsiz görüldüğünden davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile; 16.923,57 TL alacak yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalı yanın anlaşmadan doğan borcunu zamanında ve gereği gibi yerine getirmediğini, tespit yaptırıldığını, ayıplı ifa neticesi zarara uğradıklarını, davalıdan alacaklı olduklarını, götürü bedelde anlaşıldığı husunun hatalı olduğu, ödemeye ilişkin makbuzların sunulduğunu, kesilmeyen faturanın kesilmiş gibi takibe konulduğunu, menfi tespit davasında ispat yükünün davalıda olduğunu, davalının alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, ayrıca taraf defterlerinin incelenmemesi ve bölge adliye mahkemesince aleyhlerine hükmedilen vekalet ücretinin, lehlerine hükmedilen miktarı aşmasının ve rededilen miktarı geçmesinin hatalı olduğu sebepleriyle kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Karar davacı vekilince temyiz edilmiş olup, istinaf sebebi yapılmış hususların bölge adliye mahkemesi kararı ile karşılandığı anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden ise hükmedilen ücretin reddedilen miktarı geçmediği, karşı vekalet ücreti yönünden ise davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarını aştığı yönündeki temyiz itirazı davanın niteliği itibariyle tazminat davası olmaması nedeniyle yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve temyiz edenin sıfatına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.