"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/176 E., 2022/348 K.
ŞİKAYETÇİ : ... vekili Avukat ...
ŞİKAYET OLUNAN : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 03.12.2013
HÜKÜM/KARAR : Red
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen sıra cetveline itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; şikayetin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde; borçluya ait aracın satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde rehin alacağından sonra kalan paranın şikayet olunan dosyasına ödendiğini, şikayet olunan adına haciz talebinde bulunan avukatın vekaleti ve yetki belgesi bulunmadığından, haciz talebinin geçersiz olduğunu, sıra cetvelinde şikayet olunana pay ayrılmaması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir.
II. CEVAP
Şikayet olunan vekili cevap dilekçesinde; yetki belgesinin ve haciz koyma talebini içeren evrak aslının dosyada mevcut olmadığını, bunların kasıtlı olarak dosyadan alındığını, şikayetin reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17/07/2014 tarihli ve 2013/662 Esas, 2014/341 Karar sayılı kararıyla; şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında usule uygun vekaletname olmaksızın işlemlerin yapıldığı, vekaletname ve yetki belgesi olmaksızın yapılan haciz talebinin geçerli olmadığı gerekçesiyle, şikayetin kabulüne sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet olunan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 10.02.20216 tarihli ve 2015/8694 Esas, 2016/641 Karar sayılı kararıyla; takip dosyasının incelenmesinde Avukat ... 'in şikayet olunanın ...'ın vekili olduğuna dair vekaletnamenin bulunduğu, bu vekaletname uyarınca 20.12.2012 tarihli yetki belgesi ile Av. ...'nın yetkilendirildiği icra müdürlüğünce tutulan 02.01.2013 tarihli tutanakta Av. ... 'nın kaşe ve imzasının bulunduğu, yetki belgesinin dayanağı vekaletnamenin bulunduğu ve bunun aksinin yetkili kılan avukat tarafından ileri sürülmediği, yapılan işlemin geçerli olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 07.11.2019 tarih ve 2019/231 Esas 2019/614 Karar sayılı kararı ile; Şikayet olunanın alacaklı bulunduğu icra dosyasında, haciz tarihinden itibaren yasada belirtilen sürede satış talebinde bulunulmadığından, şikayet olunanın haczinin düştüğü gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet olunan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemiz 23.11.2021 tarihli 2021/934 Esas, 2021/1672 Karar sayılı ilamı ile; şikayet olunan dosyasında 02.01.2013 tarihinde haciz işlemi uygulandığı, sıra cetveline konu aracın 19.08.2013 tarihinde satıldığı, Geçici 10. madde kapsamında, başlatılan takip işlemi 02.01.2013 tarihli haciz işlemi olup, bu işlemin tarihi 6352 Sayılı Yasanın 21. maddesinin yürürlüğe girdiği 05.01.2013 tarihinden önce olduğundan, bu takip işlemi hakkında değişiklikten önceki sürenin uygulanması ve haciz tarihinden itibaren satış isteme süresinin 1 yıl olduğunun kabul edilmesi gerektiği, mahcuz taşınır, şikayetçinin haczinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde başka bir dosyadan satılmış olduğundan, satış tarihi itibariyle şikayetçinin haczi ayakta olduğundan mahkemece şikayetçinin haczinin satış tarihi itibariyle ayakta olduğu ve haciz talep eden avukatın yetkili olduğu gözetilerek, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, şikayet olunan haczinin 02.01.2013 tarihli olduğu, bu işlemin tarihi 6352 Sayılı Yasanın 21. maddesinin yürürlüğe girdiği 05.01.2013 tarihinden önce olduğu, bu durumda değişiklikten önceki sürenin uygulanması ve haciz tarihinden itibaren satış isteme süresinin 1 yıl olduğunun kabul edilmesi gerektiği, mahcuz taşınır, şikayetçinin haczinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde başka bir dosyadan satılmış olduğundan, satış tarihi itibariyle şikayetçinin haczi ayakta olduğundan mahkemece şikayetçinin haczinin satış tarihi itibariyle ayakta olduğu ve haciz talep eden avukatın yetkili olduğu kabul edilkerek şikayetin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi vekili temyiz dilekçesinde; 14.10.2019 tarihli bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere şikayet olunan dosyasında konulan hacizlerin süresinde satış talep edilmediği için hukuki niteliğini yitirdiği, müvekkili haczinin ayakta olduğunu, şikayet olunan haczinin değişiklik öncesi hükümlere tabi olduğu kabul edilse dahi yetkisiz vekil tarafından açılan haciz talebinin ve konulan haczin yok sayılması gerektiğini bu nedenle mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, İİK 106, 142. maddeleri
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.