"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince, müvekkilinin davalı siteye ait binaların ısı yalıtımı işini ifa ettiğini, sözleşme bedelinin 102.000,00 TL olduğunu, 59.160,00 TL ödeme yapıldığını, halen 61.200,00 TL alacağı bulunduğunu belirterek 5.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, daha sonra ıslahla talebini 57.700,00 TL’ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin ... ile yapıldığını, davacı şirketin bu davayı açamayacağını, yapılan işin ayıplı yapıldığını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan tespit neticesinde ayıp bedelinin 153.000,00 TL olarak belirlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2014/2056 Esas, 2018/570 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüyle 57.700,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarihli, 2019/141 esas, 2019/3791 karar sayılı ilamıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli olduğu, bu nedenle bilirkişi kurulundan alınacak ek rapor ile davacı yüklenici tarafından yapılmış bulunan imalâtın eksik ve ayıplar dikkate alınarak yapılması gereken tüm imalâtlara göre fiziki oranın bulunması, bulunacak oranın sözleşme bedeline oranlanarak bulunacak bedelden yapılmış olan 59.160,00 TL ödemenin mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
B. İlk DereceMahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eksik ve ayıplı imalat tutarının 3.500,00-TL olduğunun teknik bilirkişiler tarafından tespit edildiği, bu miktar dikkate alındığında ulaşılan bedelin 98.500,00-TL olduğu, bu bedelin tüm imalatlara oranının 98.500,00-TL/ 102.000,00-TL= 0,96568627 olduğu, bu oranın sözleşme bedeline oranın ise 102.000,00*0,96568627= 98.499,99-TL olduğu, ödenen 59.160,00-TL'nin mahsubu ile davacının bakiye 39.340,00-TL alacağının bulunduğu, bilirkişi ek raporunda ise sonuç kısmında 38.760,00-TL bulunmasının sebebinin hesap hatasından kaynaklandığı, davalı vekilinin ek rapora sunmuş olduğu itirazlarının Yargıtay aşamasında incelendiği ve reddine karar verildiği de göz önüne alınarak, açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulü ile , 39.340,00-TL'nin 28.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, taraflar arasında teslim tutanağının tutulmamış olduğunu, işin tesliminden 4 yıl sonra ... bu davanın açıldığını, davanın kısmi dava olduğunu, belirsiz alacak davası olmadığından davanın ıslah edilemeyeceğini, ıslah dilekçesinin zaman aşımı süresinden sonra verildiğini, ıslah miktarı olan 39.340,00TL.nin faizi ıslah tarihi 14.12.2015 den işletilmesi gerekirken davanın açıldığı 28.05.2012 den işletilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye ... bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Taraflar arasında 06.06.2018 tarihli sözleşme imzalandığı ve davacı temlik eden ...’ın yüklenici, davalının ... sahibi olduğu sözleşmede toplam bedel 102.000,00-TL'nin götürü bedel olarak kararlaştırıldığı ve davalı tarafından da 59.160,00-TL ödeme yapıldığı hususu ihtilafsız olup, somut davada bakiye alacak miktarı talep edildiğinden, yüklenici davacı tarafından yapılmış olan eksik ve ayıplı imalat tutarının 3.500,00-TL olduğunun teknik bilirkişiler tarafından tespit edildiği, bu miktar dikkate alındığında ulaşılan bedelin 98.500,00-TL olduğu, bu bedelin tüm imalatlara oranının 98.500,00-TL/ 102.000,00-TL= 0,96568627 olduğu, bu oranın sözleşme bedeline oranın ise 102.000,00*0,96568627= 98.499,99-TL olduğu, ödenen 59.160,00-TL'nin mahsubu ile davacının bakiye 39.340,00-TL alacağının bulunduğu, bilirkişi ek raporunda ise sonuç kısmında 38.760,00-TL bulunmasının sebebinin hesap hatasından kaynaklandığı, göz önünde bulundurularak hesaplama yapılmıştır. Bu haliyle yapılan hesaplama bozmaya uygun olup, verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
4.Davacı vekili 14.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettiği; 5.000 TL olan dava değerini 57.700 TL'ye çıkartmıştır. Mahkemece kâr kaybı talebi yönünden davalı daha evvel temerrüde düşürülmediğinden 39.340,00-TLnin dava tarihi olan 06/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak ıslah edilen kısım için davalı, ıslah tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken tüm bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
5.Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekse de yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda 1, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle faiz başlangıç tarihine yönelik davalı vekili temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmının “39.340,00 TL’nin” ibaresinden sonra gelmek üzere “5.000,00 TL’sine dava tarihinden, 34.340,00 TL’sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile” ibaresinin eklenmesine,
Kararın değiştirilen bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.